
Erdoğan Salı günkü İtalya ziyaretinden dönerken, KKTC’de yaptırdıkları muhteşem Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı binalarıyla övündükten sonra, “KKTC’nin tanınması için gayretlerimizi de arttırarak sürdüreceğiz. Türkiye olarak KKTC’yi yalnız ve kimsesiz bırakmayız. Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaatlerini her platformda savunmak Türkiye Cumhuriyeti olarak tarihi ve insani anlamda sorumluluğumuz.” dedi ve “Türk dünyasının da kardeşlerinin yayında olmaya devam edeceğini” düşündüğünü kaydetti.
Türk dünyasından Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın Rum kesimini tanıması ve büyükelçilik açması hezimetine ayrıca geleceğiz. Bugünlük KKTC’nin ve beraberinde Türkiye’nin “hak ve menfaatlerinin” ne denli korunduğunu anlatalım.
Paskalya ve 24 Nisan Hezeyanları
20 Nisan Hıristiyanların Paskalya Bayramı’ydı.
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios Paskalya genelgesinde; Yunanistan, Güney Kıbrıs ve tüm Helenizm’e seslenerek, “Türkleri kovmak ve vatanı kurtarmak için ortak mücadele” çağrısında bulundu.
Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis de ondan aşağı kalmadı; Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek için mücadele ettiklerini bildirip, “Baf’tan Apostolos Andreas’a, Gazimağusa’dan Girne’ye, baştan sona diriliş günlerini halkımız hak ediyor.” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tepkisini saymazsak, Dışişleri Bakanlığı’mız dahil Ankara’dan hiç ses çıkmazken, KKTC’ye giden, ama oradaki muhalefetin tepkisini çeken iktidar medyasının bir yazarı; “bu tepkinin binde birini Başpiskopos Georgios’a göstermemelerinin ibretlik” olduğunu belirtti.
Türk-Yunan ilişkilerinde tüm faturayı sadece Savunma Bakanı Nikos Dendias’a kesmekle meşgul bir başka yazar ise Rum Ortodoks Kilisesi’nin nasıl faşist ve düşman olduğunu anlattıktan sonra Başpiskopos Georgios’un Türkiye’ye girişinin mutlaka yasaklanması gerektiğini bildirdi ve şunu kaydetti:
“Rum Ortodoks Kilisesi düzelmez, ama İstanbul’daki Patrikhane’nin bu düşmanca tavra karşı bir tutum alma zamanı geldi.”
İşin bam teli tam da bu olduğu için birazdan ona geleceğiz.
Rum kesimindeki bu hezeyanlara ancak dört gün sonra MSB kaynaklarından cevap geldi. Bu “ayırımcı, fanatik ve provokatif zihniyetin Kıbrıs’ta bugüne dek çözümsüzlüğe sebep olduğunu” belirten kaynaklar, Rum yönetimini “aklıselimle hareket etmeye” çağırdı.
Aynı kaynaklar bu arada, Türkiye ile Yunanistan heyetleri arasındaki Güven Artırıcı Önlemler Toplantıları’nın eni turunun 28 Nisan’da Selanik’te yapılacağını, ayrıca 28-29 Nisan’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan bir heyetin Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı ziyaret edeceğini de duyurdu.
Bu açıklamaların yapıldığı tarih 24 Nisan, yani sözde Ermeni soykırım iftirasının atıldığı gündü.
Ve sadece Rum Cumhurbaşkanı Hristodulidis ve Yunanistan Savunma Bakanı Dendias değil, Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantinos Tasoulas, Parlamento Başkanı Nikitas Kaklamanis ve Başbakan Miçotakis de “soykırım” mesajları yayımlayıp, “Bugün Ermeniler, yarın Küçük Asya, Pontus ve Kıbrıs halkı.” demişti.
Bu defa Dışişleri Bakanlığı’mız ses verdi; ama sadece “bazı ülkeler” ifadesiyle, “1915 olaylarına ilişkin beyanların bütünüyle reddedildiğini” bildirdi.
Milli Savunma Bakanlığı’mız ise iptali dahi aklına getirmeyip Yunanistan’daki toplantı ve ziyaret programlarını gerçekleştirdi.
Sorun Papazda mı Bizde mi?
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios ve Türkiye’deki uzantısı Fener Rum Patrikhanesi’ne dönelim.
Başpiskopos Georgios, Ocak 2023’teki cübbe giyme töreninde; Türk askerini “işgâl gücü” olarak nitelendirmekle kalmadı, soykırımcı Makarios’u hatırlatıp Yunan-Rum savunma doktrininin hayata geçirilmesini ve Rumların silahlanmasını istedi.
Ankara o zaman da oralı olmadı. Dahası, Lozan’a göre bir Türk kurumu olan Fener Rum Patrikhanesi’nin başı Bartholomeos, Georgios’a kutlama mesajı gönderdi, telefonla görüştü ve “Ekümenik Patrikhane ile Kıbrıs Kilisesi arasındaki işbirliğini güçlendirme konusunda” anlaştılar.
Başka?
Birkaç ay sonra Bartholomeos, Başpiskopos Georgios’u İstanbul’a davet edip, “Konstantinopol”, “Ekümenik Patrikhane” hezeyanları eşliğinde ağırladı!..
Kimse de, “Tanımadığımız Rum kesiminin bu Türk düşmanı başpiskoposunun İstanbul’da ne işi var?” diye sormadı. Sormadığı gibi, onunla röportaj yapan CNN Türk, “İlk röportajını bize verdi.” diye övündü.
Başka?
O ziyaretten üç ay sonra da kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu ile Rum Kilisesi’ne bağlı okul arasında işbirliği anlaşması imzalandı… Rum Kilisesi’ne bağlı Larnaka Metropoliti, bir grup din adamıyla Ruhban Okulu’nu ziyaret etti.
Tam olarak “yeni Jüstinyen ve tüm Kıbrıs’ın Başpiskoposu” unvanını kullanan Georgios, Temmuz 2024’te yine Fener Rum Patrikhanesi’ne gelip, “Konstantinopol”u gezdi!..
Georgios, Rum kesimine döndükten sonra da Yunanistan Savunma Bakanı Dendias’ı ağırladı. Dendias onun yanında, “Kıbrıs bizim için kesinlikle yakındır. Helenizm için, Yunan silahlı Kuvvetleri için Kıbrıs yakınlardadır.” dedi.
Bugüne gelirsek; Başpiskoposu Georgios Paskalya genelgesini yayımladığı gün Fener Rum Patrikhanesi’nde düzenlenen ayine katılanlar arasında “Kıbrıs Rum Archonları” da vardı!..
Papa’nın Cenazesinde İki Temsilci
Tabi asıl odaklanmamız gereken; Rum Kilisesi’nin, Lozan’a aykırı olarak “Ekümenik” iddiasında bulunan içimizdeki Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı olarak faaliyet göstermesi.
Malûm; geçen hafta, Türkleri Nazilere benzeten ve Ermenilere soykırım yapmakla suçlayan ilk Papa olarak tarihe geçen, ayrıca Fener Rum Patriği Bartholomeos’a, “Konstantinopol Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” diye hitap eden Papa Fransuva’nın cenaze töreni vardı. Türkiye’yi temsilen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un katıldığı törende Patrik Bartholomeos da hazır bulundu ve en önlerde ağırlandı. Burada kimlerle görüştü dersiniz? Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve “Kıbrıs Cumhurbaşkanı” Hristodulidis’le!..
Üç Günlük “Özel Ziyaret”
Çarşamba günü de iki önemli şey oldu.
Birincisi; malûm, Fener Rum Patrikhanesi Fatih Kaymakamlığı’na, yani İçişleri Bakanlığı’na bağlı.
Ama ne hikmettir, nereden icap ettiyse Bartholomeos, Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilcisi Büyükelçi Ayşe Sözen Usluer tarafından ağırlandı. Allah’tan, Büyükelçimiz ziyaretle ilgili paylaşımında Bartholomeos için “Ekümenik” demedi.
İkincisi; Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis ve Bakan Yardımcısı Aleksandra Papadopulu’nun üç günlük özel bir ziyaret için İstanbul’a geleceği, Patrik Bartholomoes’la görüşüp Rum azınlık ileri gelenleri ile buluşacağı ve Ruhban Okulu’nu ziyaret edeceği bildirildi. Yunan medyası bile, “İstanbul ziyaretinin süresi çok uzun. Gerapetritis, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile buluşup kahve mi içecek?” yorumları yaptı.
Ve de geldiler.
Belki hatırlarsınız; Mart 2023’te dönemin Dışişleri, şimdinin Savunma Bakanı Dendias, Fener Rum Patrikhanesi’ndeki bir ayine katılmak üzere İstanbul’a gelirken “Konstantinopol’e seyahat edeceğim” şeklinde bir paylaşım yapıp, Patrik için, “Ekümenik” ifadesini kullandı.
“Yerli ve milli” yöneticilerimizden hiç ses çıkmazken, iktidar medyası bile bunu “küstahlık, kriz” olarak nitelendirdi. Neticede Dendias ikinci paylaşımında, “İstanbul” dedi, ama “Konstantinopol”lü paylaşımını kaldırmadı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, “kıymetli dostum” diye hitap ettiği ve milletimize “barışçıl” olduğu anlatılan şimdiki Dışişleri Bakanı Gerapetritis’in İstanbul ziyaretine dönersek; Çarşamba günü Fener Rum Patrikhanesi’ndeydi. Buna ilişkin paylaşımının en başına “Konstantinopol”ü koyarken, “Ekümenik Patrik” tarafından kabul edildiğini bildirdi.
Görüşmeden sonra yaptığı açıklamada da; “Konstantinopolis’teki Ortodoksluğun gerçek sembolü”, “Konstantinopolis Rum cemaati” gibi ifadeler kullandı.
“Ekümenik Patrik” Bartholomeos’la yaptığı “uzun ve çok faydalı özel görüşmede” ise; Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili konuları da ele aldıklarını belirtip, “Umudumuz, gelecekte tekrar açılmasıdır.” deyip, “her zaman Ekümenik Patrikhane’nin destekçisi olacaklarını” kaydetti.
Devletimiz çok büyük ve güçlü olduğundan bu “ayrıntıları” önemsemeyip, içerideki rakiplerini “telef” etmekle meşgul ya, Rum-Yunan cephesinde işin nerelere vardığı, daha da nerelere varacağı ortada!..
Müyesser YILDIZ
2 Mayıs 2025
12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/fidanin-kiymetli-dostu-konstantinopolde-ne-ariyor-84161