2001 ekonomik krizi milletin üstünden silindir gibi geçmişti. ABD’den Kemal Derviş gönderildi, 1 yıl sonra ekonomi toparlamaya başlamıştı ki, Ecevit hastalandı.
3 Temmuz 2002’de Doğan Grubu’nun Almanya’daki yeni tesislerinin açılış töreni yapıldı. Törene dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem katıldı. Hürriyet bu fotoğrafı, “Büyük AB uzlaşması” diye sundu.
Ancak iktidar ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye göre, bu fotoğraf “iktidara darbe” hazırlığıydı. 7 Temmuz 2002’de Bursa’da Türkmen Kurultayı’nda sürpriz bir çıkış yaparak, erken seçim istedi.
Peşinden Derviş ve İsmail Cem ortaklığı ile DSP’nin parçalanma süreci başladı.
3 Kasım 2002 seçimlerinde MHP dahil tüm koalisyon partileri sandığa gömülürken, yüzde 10 barajını sadece iki parti aştı. AKP yüzde 34, CHP yüzde 19 oy aldı.
Sonuçlar AKP için bile sürpriz olmuştu. O vakitler Erdoğan’ın özel bir toplantıda, “Ekonomiyle ilgili hiçbir hazırlığımız yok. CHP’yle koalisyon çıkar, ekonomiyi onlara bırakırız diye düşünüyorduk” dediği anlatılıyordu.
Evet, o vakitler de en öncelikli konu ekonomiydi. Derviş’in yol haritasını izleyen AKP, “özelleştirmeler, sıcak para, at pazarlığı, Dubai anlaşması” gibi yöntemlerle işi bugüne kadar idare etti. Ama artık onların da Türkiye’nin de sırtı duvara dayandı.
O yüzden 7 Haziran seçimlerinden sonra da ekonomi ön planda… Devriş, Bilderberg, TÜSİAD, MÜSİAD, Koç’lar ortalıkta…
* * *
2010’da CHP Lideri Deniz Baykal’a kaset komplosu kuruldu. Baykal’ın istifasıyla CHP “yeni”lendi.
Bazı gazeteler ve Baykal’a yakın isimler, kaset komplosundan 3 ay kadar önce Koç Holding’in eski üst düzey yöneticisi İnan Kıraç’ın, Baykal’la görüşüp, “İyi gidiyorsunuz CHP-MHP koalisyonu görünüyor, ama Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen’i seçimde aday göstermeyin” teklifinde bulunduğunu, Baykal’ın bunu reddetmesi üzeri, kasedin patladığını öne sürdü. İddialar üzerine Kıraç, Baykal’la Türkiye’nin ekonomisini ve otomotiv sektörünün durumunu konuştuklarını söyledi.
* * *
Almanya’daki matbaa açılış fotoğrafı ve Baykal-Kıraç görüşmesini şundan hatırlattım:
Cumartesi günü Demirel’in İslamköy’deki cenaze töreninde de ilginç bir fotoğraf vardı. Önde Aydın Doğan, bu yılki Bilderberg toplantısına davet edilen Demirel’in damadı ve CHP Milletvekili İlhan Kesici ile Hürriyet’in eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök… Arkada İnan Kıraç ve Hüsamettin Özkan…
Seçim gecesi her türlü ihtimale kapıyı kapatan ve şimdilik tercihini erken seçimden yana koyan Bahçeli, acaba bu fotoğrafa da “darbe hazırlığı” der mi? Ya da yıllardır “komplolarla, üst akıl”la yatıp, kalkan Erdoğan ve medyası nasıl yorumlar?
* * *
2011’in başları; New York Üniversitesi Küresel İlişkiler Merkezi (CGA), “Türkiye 2020” senaryosunu açıkladı. Senaryoda, 2015 seçimleriyle ilgili şöyle bir ihtimalden söz ediliyordu:
“Erdoğan’ın başkanlık sistemini getirme çabaları, medyaya yönelik süre giden kısıtlamalar ve apaçık ‘İslami’ bir dış politika, birçok ılımlı seçmenin ve siyasetçinin iktidar partisinden uzaklaşmasına yol açar. 2015’teki seçimlerden AKP’nin hâlâ en büyük parti olduğu, fakat net çoğunluğa sahip olmadığı dengeli bir Meclis çıkar. Bunun sonucunda yaşanacak siyasi tıkanıklık da 2017’de AKP’nin bölünmesi ve erken seçimlerle aşılır…”
Şimdilik son kısım hariç, hemen hemen bu senaryo gerçekleşmedi mi? Senaryoda, 2017’deki erken seçim ve AKP’nin bölünmesinde Ali Babacan’a başrol verildiğini de kaydedelim.
* * *
Haziran seçimlerinden koalisyon çıkması ihtimalini ilk kim dillendirdi?
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz. 8 Nisan’da Kılıçdaroğlu ile görüşen Schulz’un şunları söylediği duyuruldu:
“Bu seçim sonuçları belirsiz. İktidar partisi hükümet kuracak bir çoğunluğu dahi bulamayabilir.”
Schulz, MHP’den de Grup Başkanvekili Oktay Vural ve Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’le biraraya geldi. MHP’lilere 30 Mart’ta yapılan bir anketin sonucunu gösteren ve MHP’nin oylarının yükselişte olduğunu belirten Schulz, “Seçim sonucunda koalisyon çıkma ihtimali var. Sizin tavrınız ne olur? Hangi partilerle koalisyon yapmayı düşünürsünüz?” diye sordu.
* * *
Seçimden sonra Uluslararası güçler, Kemal Derviş, Selahattin Demirtaş AKP-CHP koalisyonu istedi.
Neredeyse saat başı yeni bir koalisyon kurulmasına bakmayın, bugün itibarıyla nasıl ki Erdoğan zamana oynayıp, olmazları göstererek “tekrar seçim” planları yapıyorsa, Kılıçdaroğlu’nun da olmazları gösterip, önce partisini sonra milleti AKP ile koalisyona alıştırmaya çalıştığı anlaşılıyor.
Tüm bunlardan sonra Demirel’in Ankara’daki cenaze töreninden notlara geçmek istiyorum.
Eski, yeni tüm siyaset kurtları, baronları oradaydı. Haliyle gündem, Demirel’den çok siyaset ve hükümet formülleriydi.
CHP’li yöneticiler çoktan havaya girmiş; “AKP bize şu bakanlığı verirler mi, vermezler mi”yi konuşuyor, hatta birbirlerine “Sayın bakanım” diyordu.
Söyleyeyim, olası böyle bir koalisyonda AKP Adalet, İçişleri, Milli Eğitim’den asla vazgeçmez. Sadece Dışişleri ve ekonomiyi verir. İki mayınlı, sorunlu alan… Temizle temizleyebilirsen!..
Asıl önemlisi meşhur bazı “kurtların” tavsiyesiydi!..
“Hükümet formüllerinden ziyade, seçim sonuçlarının parlamenter rejimin devamını sağladığına” dikkat çekilmesi gerektiğini söylediler.
Onların da gönlünden geçen AKP-CHP koalisyonuydu. Erdoğan’ın buna izin verip vermeyeceğini, Davutoğlu’nun direnip, direnemeyeceğini sordum. Şu cevabı aldım:
“Herkes üzerindeki vesayeti kaldırmak ister!..”
Bu iki cümleyi, önümüzdeki günlerin kodları olarak algıladım. Yarın öbürgün siyaset pazarında benzer ifadeler yaygınlaşırsa, şaşırmayalım.
ABD Kongresi’ne bağlı Kongre Araştırma Merkezi’nin Ortadoğu Uzmanı Jim Zanotti’nin kaleme aldığı 7 Haziran seçim sonuçlarının değerlendirilmesine yönelik raporundan Demirel’in cenaze töreninden sonra, akşam saatlerinden haberdar oldum. Raporda şu çarpıcı cümle vardı:
“Diğer partilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceliklerine karşı direnci, AKP’nin önde gelenlerine Erdoğan’dan daha bağımsız farklı bir gündem ve siyasi kimlik geliştirme fırsatı sağlayabilir.”
Siyaset kurtlarının, “vesayeti kaldırmak” ifadesinin diplomatçası.
Buna, eski Cumhurbaşkanı Gül’ün seçimden sonra Davutoğlu’nu arayıp, “cesaretlendirmesini” de ekleyin;
Birilerinin Erdoğan’a karşı Davutoğlu’nu “isyana teşvik” ettiği/edeceği görülüyor.
Tutar mı? Çok zor!..
Herkes Meclis Başkanlığı’na seçilecek ismin olası koalisyonun sinyalini vereceği görüşünde. Bence daha önemli bir konuda sinyal olacak. Zorlandığı, planlarında aksama olduğu takdirde gerekirse aşağı inmeyi göze alacak Erdoğan’ın, aslında Cumhurbaşkanı Vekili’ni seçtireceği kanaatindeyim.
Müyesser YILDIZ
22 Haziran 2015
Demirel’in Cenaze Töreninden Bir Kare:
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/aman-erdogan-ve-bahceli-bu-fotografi-gormesin-2206151200.html