Düğün, dernek, tatil, eğlence yazma zamanı değil elbet.
Ama bu düğün yazılmalı. Hem vefa, hem “niye bu haldeyiz”in cevabı için.
Güneydoğu gazimiz Serdar Çelensu… 1993’te Şırnak’ta mayına bastı. İki bacağını, sol elinin üç parmağını kaybetti… Tekerlekli sandalyeye mahkûm… Engin Alan’ın ilk gazisiydi…
Serdar ve bir avuç gazi arkadaşı her yerdeydi. Koca koca adamların, aydınların korktuğu dönemde tekerlekli sandalyeleriyle kâh Silivri mahkemesinde, kâh cezaevlerinde… Sessiz Çığlıklarda, Adalet Nöbetlerinde de en önde oldular…
Silivri’de bir duruşmaya geldiklerinde; 169 tutuklu subayın gözleri doldu… Gazisini orada gören Engin Alan, “Ne günlere kaldık!.. Demek kaderde burada kucaklaşmak varmış” dedi… Eşler duygulandı, herkes birbirine sarıldı.
Tekerlekli sandalyeleriyle içeri girip, öne geçmeye çalıştıklarında görevli bir asker, “Gazi olurken bana mı sordunuz?” diyerek, ciğerlerini kanatsa da Silivri yollarından dönmediler.
Başta Serdar, aynı gazilerimiz 28 Şubat’ta yargılanan komutanlara da koştu. Üst kattaki duruşma salonunda tekerlekli sandalyeleriyle kucakta taşınarak olsa da…
Onlar hapisteki silah arkadaşlarına, komutanlarına sahip çıkmakla kalmayıp, ülkenin bölünmez bütünlüğü mücadelesinde de en önde oldular. “Çözüm sürecinin”, PKK’yla müzakerelerin ülkeyi bir felâkete sürüklediğini, şehitlerin kemiklerinin sızladığını anlatmaya çalıştılar. Karşılığı şu oldu; Sivil-asker “muktedirler”den, “istenmeyen adamlar, nifakçı-terörist gazi” muamelesi gördüler. Özel bilgileri gazetecilere sızdırıldı. Yine de pes etmediler…
İşte dün akşam Serdar Çelensu’nun düğünü vardı. TSK Rehabilitasyon Merkezi piknik alanında, Ergenekon sanığı merhum usta gazeteci “Ünal Baba”, Ünal İnanç’ın asistanı, gazeteci Deniz Bilgen Çakır’la evlendi. Karda, kışta, gazda Silivri yollarında Serdar’ın, Ünal Baba’nın tekerlekli sandalyelerini iteleyerek getiren kadınla…
Düğününde tekerlekli sandalyeden kalkabilmek için protez bacak takmıştı Serdar… Düğün alanının girişinde iki bayrak vardı… Pastaları iki kalpti…
Nikâhlarını Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar kıydı. En heyecanlandıkları an, nikâhlarının kıyılma anı değil, Başkan Yaşar’ın, “Atatürk, Atatürk ilke ve inkılapları, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü” dediği anlardı. Coşkuyla alkışladılar…
Anlamlı bir düğünü, niye böylesine kararttığıma gelince;
Aileleri, sevenleri, “terörist gazi” arkadaşları oradaydı. Tekerlekli sandalyelerinde karşılıklı oynadılar bile…
Görevde olan komutanlar? Yok!..
Ya Silivri’ye koştukları silah arkadaşları? İnternet Andıcı sanığı emekli Albay Hulusi Gülbahar, Ergenekon sanığı emekli Gazi Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk, bir de adalet şehidi merhum Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar eşleriyle geldi.
Bu kadar mıydık?
Böyle mi olmalıydık?
Gazimize vefamız bu kadar mıydı?
“Ülkemiz niye sahipsiz, niye bu halde, niye ateşler içinde yanıyor ve yakılıyor”un cevabı ortada değil mi?..
Sevgili Serdar ve Deniz’e ömür boyu mutluluklar.
Müyesser YILDIZ
26 Temmuz 2015
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/bu-dugunde-kasap-havasi-degil-bu-konusuldu-2607151200.html