İçeriğe geç

Siz de mi Kandırıldınız Hulusi Bey?

12 Eylül darbesinden sonra dün bir ilk yaşandı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar Yenikapı’daki mitingte kürsüye çıkıp, konuşma yaptı.

Akar 9 dakikalık heyecan dolu konuşmasında, TSK’ya sızmış bir grup illegal çete mensubu terörist hain FETÖ’cünün tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşattığını, TSK’nın şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürdüğünü söyledi.

Darbe gecesi kendisine ulaşamayan Erdoğan’ı, “Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda, asil millet ve onun bağrından çıkan TSK’nın gerçek evlatlarıyla, emniyet mensupları kahramanca ve ferasetle bu hain girişime karşı koydu” diye övdü.

TSK’ya ve millete bu rezaleti yaşatan hainlerin en ağır şekilde cezalandırılacağından kimsenin şüphesi olmamasını istedi.

-Cezaevinde Yakanıza Yapışan Amirale Ne Tepki Gösterdiniz?-

Sanırsınız ki, TSK’da FETÖ’cüler olduğunu Bülent Arınç, Nazlı Ilıcak gibi Hulusi Akar da 15 Temmuz gecesi anladı.

Acaba öyle mi?

Balyoz kumpasında yüzlerce subay Hasdal’a tıkıldığında Akar 3. Kolordu Komutanı’ydı. Onları içeri tıktıran, “Eğer bu belgeler gerçekse, bu bir darbe planıdır” şeklindeki raporu veren bilirkişi Ahmet Erdoğan da Akar’ın plan subayıydı.

Akar bir gün Hasdal’daki “silah arkadaşlarını” ziyarete gittiğinde merhum Tuğgamiral Cem Aziz Çakmak, Ahmet Erdoğan’ı ve raporunu sordu. Akar, “Ne bileyim” diye geçiştirdi. Öfkeyle ayağa kalkan Cem Amiral, Akar’ın üniformasının yakasına yapışıp, “Komutan, komutan!.. Sen bizim niye burada olduğumuzu biliyor musun?” diye sordu ve omuzundaki yıldızları gösterip, “İşte bunun yüzünden” dedi.

Peki Akar, Çakmak’ın yanından ayrıldıktan sonra görevlilere, “Bu deliye mukayyet olun” dediğini hatırlıyor mu?!.

Çakmak’a “deli” gözüyle bakacağı yerde, O’nun mesajının anlamını araştırsa, o raporun peşine düşse, Ahmet Erdoğan’ın İngiltere’ye gönderilmesine engel olsa, sonrasında Ahmet Erdoğan ve dönemin 1. Ordu Savcısı Bülent Münger aleyhine açılan davalarda hem onların mahkemeye gelmesini sağlasa, hem de “silah arkadaşlarının” defalarca yaptığı çağrıya kulak verip, kendisi tanıklık yapsa, FETÖ’cüler bu kadar gemiyi azıya alabilir miydi?

-Mitingte Konuşma ve Mamak’taki Anlamlı Gülümseme-

Akar’ın mitingte konuşması, bana bir başka konuşmayı hatırlattı.

Ekim 2013’te Yargıtay’ın Balyoz mahkumiyetlerini onamasından hemen sonra Mamak Cezaevi’ne yaptığı ziyarette söylediklerini…

O vakitler Genelkurmay Başkanı olan Necdet Özel öfkeli bir yazılı açıklamayla kendilerine tepki gösteren hapisteki “silah arkadaşlarından”, “Geçmişte yaşadıkları olayları sorgulayıp, gerekli dersleri çıkarmalarını” isterken, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı olan Akar da Mamak ziyaretinde, “Yapacak bir şey yok. Yatmaya hazırlıklı olun, ruh halinizi, psikolojinizi buna göre hazırlayın” tavsiyesinde bulunuyordu. Askerler, Ahmet Erdoğan raporunu hatırlattığında ise Erdoğan’ı korumaya çalışmakla kalmıyor, “O rapor bir kazaydı” diyordu.

Asıl dikkat çekmek istediğim kısım, hapisteki subayların ısrarlı, “Siz ne yapıyorsunuz?” soruları üzerine, Özel’in yetkilerle görüşüp, uğraştığını anlattığında yaşanan diyaloglar.

Askerler, “Açık açık konuşalım. Bu siyasi bir konudur. Sizler de bu makamlara siyaseten geldiniz. Genelkurmay Başkanı ve sizi seviyorlar. İşi siz de halledemezseniz, kimse halledemez” diyor, Akar, “Biz askeriz. Siyasetle ne ilgimiz var?” şeklinde tepki göstermek yerine rahatlayıp, gülümsüyor, TSK’nın artık hiçbir siyasi konuya müdahil olmadığını, sadece iktidarın verdiği görevleri yaptığını anlatıyordu!..

Ne tarihi kareler, değil mi?

-İzmir Casusluk Kumpası-

Balyoz kumpasından, İzmir Casusluk kumpasına geçelim:

Hiçbir kurum bu kumpasta adı geçen personelini savcılara teslim etmezken, askerleri teslim eden kim/kimlerdi?

Onların tutukluluğunu sağlayan bilirkişi raporlarının altında imzası olanlar için neden hiçbir işlem yapılmadı?

İddianameye dayanarak, burada adı geçen yüzlerce genç subayı TSK’dan kimler attırdı ve kim, “Ben burada olduğum sürece dönemeyecekler” diyerek, Askeri Yargıdan onlar aleyhine kararlar çıkmasını sağladı?

Bu davadaki bazı CD’leri siyasilere, gazetecilere kimler, niye seyrettirdi?

İzmir Casusluk kumpasında adı geçen isimleri korumak (Bu isimler 15 Temmuz darbesine katıldı) amacıyla İzmir Savcılığı ve Emniyetine temsilci gönderilmedi mi?

TSK’daki Cemaatçi yapılanmayı yazan gazetecilere “öfke” duyulup, bunu anlatan askerlere “orduevi yasağı” konmadı mı?

Erdoğan’ın ilk kez, “Genelkurmay Başkanımı da dinlemişler” demesinin üzerinden tam 2.5 yıl geçti. Darbeden sonra yaverlerin, emir subaylarının şakır şakır dinleme yaptığını itiraf etmesi, hiçbir tedbir alınmadığını göstermiyor mu?

-Darbe Bildirisi ve ROK Vak’ası-

Devam edelim:

Daha birkaç ay önce Erdoğan’ın gazetesi Sabah’ta yazan Rasim Ozan Kütahyalı, Rus uçağını “Fetullahçı” pilotların düşürdüğünü ve F-16 pilotlarının yüzde 50’sinin “Fetullahçı” olduğunu öne sürüp, “2016 yılında TSK’dan toplu şekilde atılacak bunlar. Hulusi Akar direnmeye kalkarsa da istifasını verir. Bu kadar basit” dediğinde neler oldu?

Hulusi Akar bu iddiaları araştıracağı yerde Erdoğan’ı arayıp, devreye girmesini ve “yanlışın” düzeltilmesini istemedi mi?

Sonrasında Genelkurmay’dan bir “darbe” açıklaması yapılıp, “TSK’da hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir” denilmedi mi?

“Bambaşka saiklerle yapıldığı anlaşılan” Rasim Ozan Kütahyalı’nın o yazısı için suç duyurusunda bulunulmadı mı?

Rasim Ozan Kütahyalı FETÖ soruşturmalarına katkı için Genelkurmay Askeri Savcılığı’na davet edildikten sonra, “Hulusi Akar’ın ordunun her kademesindeki FETÖ mensuplarının tespiti konusuna özel önem veren bir komutan olduğunu tüm kanıtlarıyla gördüm. FETÖ vesayetinin ordu içinden hortlaması ihtimalini düşünen her demokrat bundan böyle müsterih olmalı ve Hulusi Paşa’ya güvenmelidir. Kademe kademe FETÖ TSK’dan temizleniyor ve temizlenecek. Buna şahit oldum. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar FETÖ ile mücadele konusunda çok ama çok kararlı bir komutan” diyerek, Akar’ın FETÖ’cüleri temizleme “yöntemlerini” madde madde yazmadı mı?

Şuraya geleceğim. İnanalım, inanmayalım;

Siyasiler, “Safmışız… Kandırılmışız…” dedi…

Erdoğan, Allah’tan af, milletten de hem af, hem özür diledi…

Ya Akar? Karargâhının neredeyse tamamı darbeye karışmış olan o da mı kandırıldı?

Kandırıldıysa, dün mitingte yapması gereken öncelikli iş milletten ve silah arkadaşlarından özür dilemesi değil miydi?

“Af” kısmına gelince;

Böylesine “saf” ve göz göre göre “kandırılan” birinin TSK’yı komuta etme ve “af” isteme hakkı olabilir mi?

Hulusi Paşan dün 9 dakikalık konuşmasında tam 38 kere “sağ olun” dedi.

Siz de sağolun Paşa!.. Ama keşke bir de “var” olabilseydiniz de TSK bu zilleti ve rezaleti yaşamasaydı!..

Müyesser YILDIZ

8 Ağustos 2016

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/siz-de-mi-kandirildiniz-hulusi-bey-0808161200.html

Kategori:Uncategorized