İçeriğe geç

“Tüm Kürtlerin Temsilcisi” Kim Ola ki?!

AKP ve MHP, kamuoyunda TBMM’de kurulan “PKK komisyonunun” şişeden cin çıkaracağı algısını yaratırken, geçtiğimiz Mayıs ayına ait olduğu öne sürülen İmralı notlarına göre; teröristbaşı arkadaşlarıyla birlikte hazırladığı, “Ortadoğu ve Kürdistan’ın dört parçasında yürüyecek olan manifestoyu” ilgililere teslim etmiş. Teröristbaşının, “devletin de onayı var” dediği bu “manifesto” ile; “Yeni bir başlangıç yapılacakmış… Siyaset de Türkiye de yenilenecekmiş… Yenilenmeyen kaybedecekmiş… Bir dönem kapanacakmış… Tarihsel kopuş sağlanmış”!..

Beri yandan dün iktidar medyası yazdı; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında oluşturulan 11 kişilik komisyon, yeni anayasa çalışmalarını hızlandırmış. Eylül-Ekim aylarında yürütülecek yoğun mesainin ardından Erdoğan’a sunum yapılacakmış.

Bir başka konu; TBMM’deki komisyonun İmralı’daki teröristbaşına bir heyet gönderip göndermeyeceği merakla beklenirken, Cumhur İttifakı’nın ortaklarından HÜDA-PAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’ndan ilginç bir çıkış geldi.

Yapıcıoğlu, gidilmesine gerek olmadığını belirtip, “Ben gitmem” derken, gerekçesini şöyle açıkladı:

Abdullah Öcalan tüm Kürtlerin temsilcisi değildir. Öcalan, kendi örgütünün ve kendisini öyle kabul edenlerin temsilcisi olabilir. Bunların dışında milyonlarca Kürt var.”

Yapıcıoğlu, Suriye konusunda da şunları söyledi:

Eğer Suriye birlikte kurulacaksa, orada bir Kürt nüfus var. PYD henüz yokken başka partiler vardı. 1950’lerden beri orada siyaset yapan partiler vardı. SDG üzerinde meseleler tartışılıyor. Elinde silah olanların söz hakkı var, diğerlerinin yok deniliyorsa, yeni çatışma noktaları çıkar. Herkes birbiriyle anlaşacak ve kendi kararlarını kendilerine verecektir.”

HÜDA-PAR’ın, “4 parçaya ayrılan, aralarına tel örgüler ve mayınlar döşenen Müslüman Kürtlerin birlikteliğini” savunduğu ve Barzani’ye yakın olduğu biliniyor!..

Barzani demişken; o da uzun bir aradan sonra geçtiğimiz günlerde France24 televizyonuna verdiği uzun röportajda Türkiye’deki “barış süreci” ve teröristbaşı hakkındaki görüşlerini paylaştı.

Mevcut sürecin öncekilerden farklı olduğunu, hükümet, parlamento ve kamuoyunun desteğini aldığını, kendilerinin de bu süreci desteklemek için tüm güçlerini seferber edeceğini anlatan Barzani, Erdoğan’la sürekli ilişkileri olduğunu kaydetti.

Süreç için “köklü bir değişim” ifadesini kullanan Barzani, “Kürt halkının ekseriyeti barışı ve süreci destekliyor. Sürecin başlamasından önce Abdullah Öcalan bana bir heyet gönderdi. Barış sürecine resmi desteğimizi bildirdik ve bizden istenen her şeyi yaptık. Bu tavrımızı sürdüreceğiz. Bu sürecin barışı getirmesini ve tüm bölgede gerçek bir değişime yol açmasını umut ediyoruz.” açıklamasını yaptı.

Öcalan’la görüşme konusunda, “Cezaevi dışında görüşmek isterim. Serbest bırakılması barışın kalıcılığı için önemli bir adım olur.” diyen Barzani, Suriye’deki gelişmelere ilişkin olarak ise “Suriye hükümeti ile SDG arasındaki anlaşmayı desteklediklerini, anlaşmanın doğru bir şekilde uygulandığını görmek için çaba gösterdiklerini, ancak bazı zorluklar ve engeller bulunduğunu, bunun yolunun kolay olmadığını” belirtmekle yetindi.

Öte yandan Fransa’daki bazı görüşmeleri sırasında, YPG/SDG’nin üssü Rojava’ya yönelik olası saldırılara karşı sert mesajlar verip Arap aşiretlerine, “Rojava’ya saldırırlarsa, tüm Peşmerge güçleri Kamışlı’ya giden yolu açacak ve ben de o Peşmergeler arasında olacağım… Doğru, bazı konularda fikir ayrılıklarımız olabilir, ama Rojava’yı asla yalnız bırakmayacağız.” dediği bildirildi.

YPG/SDG ile Barzani’ye bağlı Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasındaki “fikir ayrılığı” ne?

ABD-Fransa yıllardır bu iki grubun birleşmesi, yani Barzani’nin Suriye’de de etkili olması için çalıştı. Şimdi de SDG-ENKS’nin “milli birlik” içinde Şam yönetimiyle ortak pazarlığı gündemde!..

Öcalan-Barzani İlişkisi

Yeni sürecin, “yerli, milli ve farklı” olduğu öne sürülüyor ya; bakalım öyle mi?

DEM Sözcüsü Ayşegül Doğan geçtiğimiz Haziran’da, teröristbaşının “Mesut Barzani, Neçirvan Barzani, Mazlum Kobani, Kubat ve Bafıl Talabani gibi önemli siyasi figürlerle görüşmelerde bulunmak istediğini”, “bu ilişkilerin hem bölgesel hem de ulusal süreç açısından büyük önem taşıdığını” söyledi.

Yine Ayşegül Doğan, birkaç gün önce de Barzani’nin o açıklamalarından hareketle, “İnsanlar sayın Öcalan ile doğrudan temas kurmak istiyorlar… Duyalım… Suriye ile ilgili değerlendirmeleri nedir?” deyip, “Öcalan yalnızca PKK’nin lideri değil, milyonlarca insanın lider olarak kabul ettiği bir isim.” iddiasında bulundu.

Şimdi 10 yıl öncesine, açılım sürecine gidelim.

Teröristbaşı, o zaman da İmralı’ya giden HDP’lilerle, “devam eden çözüm süreci ve bununla bağlantılı olarak Federal Kürdistan bölgesi ile Rojava’daki Kürtler arası ilişki biçimlerini ve gerçekleştirilecek olan Kürt Ulusal Kongresi” konularını ele almış, ayrıca Barzani’ye mektup yazmış, heyetler göndermişti…

Başka? O zaman da Barzani’nin İmralı’ya giderek teröristbaşıyla görüşmesi birkaç kez gündeme gelmiş, ama Barzani, “bir Kürt liderini zindanda görmenin kendisini huzursuz edeceği” gerekçesiyle bunu reddetmişti

Peki, teröristbaşı görüşmek istediği Barzani hakkında neler düşünüyor? Evvela 2013-2014 açılım sürecindeki ifadelerini hatırlatalım.

Suriye’deki teröristlerin Barzani’nin emrine girmemesi talimatını verirken, “Barzani’nin ipinin Amerika ve İsrail’in elinde olduğunu” vurguladı…

Barzani’nin, yapılması planlanan “Kürt ulusal konferansına” Leyla Zana’yla eş başkan olması teklifini reddetmesi üzerine, “Tabii ki reddedecek. Tek başına iktidar olmak istiyor, ama olmaz.” dedi…

İktidara, “Suriye’yi kırmızı çizgi yapacağına, Barzani’yi kırmızı çizgi yapmalıdır.” uyarısında bulundu…

Barzani’ye, “‘Öcalan sizinle kavga istemez.’ deyin. Biz orada da, Türkiye’de de kazanacağız.” mesajını gönderdi…

Teröristbaşının Barzani hakkındaki görüşlerinde değişiklik oldu mu? Bunun için de geçtiğimiz Mayıs ayına ait olduğu belirtilen İmralı notlarına müracaat edelim. İddiaya göre, şunları söylemiş:

Barzani’ye devlet kurdurtmak istiyorlar. Barzani dedikleri kanımız üzerine devlet aygıtını kurmuş, en büyük baş belasıdır ve çözmemiz lazım… Bu haliyle silahlar bırakılsa Barzani bile yaşatmaz… Daha önce de Erbil ve diğer yerlerde yüzlerce arkadaş imha oldu. Davutoğlu gitmiş diyor ki, silahı şuraya bırak buraya bırak. Ya bu çılgınlıktır. ‘Barzani üzerimize gelir imha ederler’ dedim… Barzani ve Talabani’ye adıma şu mesajı iletin, ‘Türkiye Cumhuriyeti ile girdiğimiz sürece sizinle de girmek istiyoruz’ diye bir ön görüşme yapın. Ama benle görüşmeleri gerekir, sizi ciddiye almazlar. Ben başmüzakereci olduğum için görüşmem lâzım. Bir sözleşme yapacağım onlarla. Bu sözleşme barış ve demokrasi sözleşmesi olacak. O sözleşmeye göre silah bırakma olacak. Saldırmayacaklar, kuşatmayacaklar, tek bir fiske vursalar savaş açacağım. Bunun öncülüğünü bizzat ben yapacağım. Türkiye devleti ile savaşı bırakıp onlarla savaşacağım, yanlış yaklaşım olursa… Tek bir dostum vardı Ali Şaban… Barzaniler onu ailesi ile beraber yok ettiler. Çünkü dostumdu. Bunu unutur muyum? Bırakın silah bırakmayı. Halkımı cellatlara mı teslim edeceğim…Barzani şerefsiz, alçak… Barzani devlet kuracak adam mıydı? Bunlar bizim sayemizde oradalar. Savaşarak mı devlet kurdu… Barzani veya başka güçler devrede… Barzani en değme faşisttir. Ben oyunu biliyorum ve bu şansı ona vermem… Bütün gücümü onu bitirmeye harcayacağım. İntikam duygum boğazımı geçti. Onunla görüşerek çözmeye çalışacağız ilk etapta.”

Sözümona “Tüm Kürtlerin temsilcisi” olma kavgasındaki son durum bu!..

Yeni açılımın öncüsü Bahçeli, geçtiğimiz günlerde Suriye’deki terör örgütü SDG/YPG’nin “İsrail’in yörüngesinde” olduğunu söyledi.

Bahçeli’nin başmüzakereci ilân ettiği İmralı’daki teröristbaşı da “Barzani’nin ipi ABD ve İsrail’in elinde”, “Barzani veya başka güçler devrede” dediğine göre; en azından şunun sorulması gerekmez mi:

Güya yerli, milli ve farklı olan bu süreçte Barzani’nin ne işi var?

Müyesser YILDIZ
12 Eylül 2025

12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/tum-kurtlerin-temsilcisi-kim-ola-ki-98320

Kategori:Uncategorized