
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Filistin meselesinde sık sık Erdoğan’ın sadece Netanyahu’ya eleştirdiğini, ama Trump’a gıkını çıkaramadığını, hatta “tir tir titrediğini” vurguluyor ya; Perşembe günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ilginç bir açıklama yaptı.
Mısır televizyonuna bir demeç veren Fidan’a, Gazze’deki soykırım ve İsrail’in bölgedeki saldırganlığı konusunda şöyle bir soru yöneltildi:
“NATO’da üye olarak Türkiye’nin bugün ABD ile ilişkileri son derece iyi ve hatta şahsi düzeyde bile liderler arasında ilişki var, Erdoğan ve Trump arasında. Peki bu büyük etkiyi enstrüman olarak kullanmak mümkün müdür? Ya da bunu nasıl kullanabiliriz karşı tarafa karşı?”
Fidan, bunun önemli bir konu olduğunu, Erdoğan’ın uluslararası diplomasiyle ilgili mesaisinin büyük bölümünü özellikle Gazze’deki soykırımın durması için harcadığını, Trump’la her görüşmesinde de özellikle Gazze meselesinin ve Suriye’deki istikrarın altını sürekli çizdiğini anlattıktan sonra şunları söyledi:
“Ama sizler de biliyorsunuz, Amerikan iç politikasında on yıllardır oluşturulan bir realite var. O realite, kimin kimi kontrol ettiği ve kim kimi yönetiyor realitesi. Bu son olaylarda da ortaya çıktı ki, aslında ABD’nin İsrail politikaları üzerinde sanıldığı kadar da bir etkisi yok. Belki tersi mümkün.”
Yani, “Trump’ın gücü yetmiyor. Çünkü aslında ABD’yi İsrail yönetiyor.” demeye getirip, adeta Trump’ı akladı… Belki bu, aynı zamanda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de dolaylı bir cevaptı…
Oysa çok değil, geçen yıl Ağustos’ta Mısır’a gittiğinde ABD’ye şu çağrıyı yapan da bizzat Hakan Fidan’dı:
“İsrail’in yaptığı her türlü kötülüğü Amerika’nın arkadan süpürmeye çalışması, hafifletmeye çalışması, kabul edilebilir bir pattern olmaktan çıkmıştır. Artık tasmasını sahipleri eline almalı ve sahip çıkmalı. Bölge daha fazla İsrail provokasyonunu kaldıracak durumda değildir.”
İsrail, ABD’yi 1 yılda ele geçirmiş olamayacağına göre, şimdi Trump’ı aklama çabasını neye yormak gerek?!
Hasretle Beklenen Randevuydu
Erdoğan-Trump “dostluğu” dillere destan… Trump’ın, “Aptal olma akıllı ol… Ekonominizi mahvederim” tehditleri bile bu dostluğa halel getirmedi…
Trump, Başkanlığının ikinci döneminde Mayıs’ta Ortadoğu turuna çıktığında dört gözle Türkiye’ye de gelmesi bekleniyordu… Olmadı.
Erdoğan’ın Haziran’da ABD’yi ziyaret etmesi planlandı… O da olmadı.
Derken Çarşamba akşamı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan’ın 13 Eylül Cumartesi günü ismini gizleyerek Trump’ın büyük oğlu Donald Trump Jr. ile görüştüğünü iddia edip, “Onunla pazarlığa tutuşuyor… Filistin kan ağlarken Trump’ın oğluyla lobi şirketleri üzerinden iş tutuyorlar. Filistin’i, Filistin’deki kardeşlerimizi yalnız bırakıp Trump’a terk ediyorlar.” dedi.
Hayrettir, neredeyse ilk defa bir iddia yalanlanmadı, kimseden ses çıkmadı.
Nihayetinde ABD kaynakları bunu doğrulayınca Özgür Özel önce gün Manisa Turgutlu’da bu defa şunları anlattı:
“Dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 14’e birle İsrail’e karşı Filistin’i destekleyen karar alındı, o kararı Trump veto etti. Bu Trump’ın oğluyla gitmiş İstanbul’da gizli görüşme yapmış. Ve o görüşmede Amerika’daki seyahati sırasında Trump’tan randevu istemiş. Trump‘ın oğlu demiş ki, ‘O günlerde olmaz, ayın 30’unda olsun. Git bir hafta sonra gel.’ O, ‘Bir hafta sonra olmaz, 8 – 9 Ekim’de olsun.’ Ama karşılığında bir şey istiyorlar. Ya bizim bu Trump’tan isteyeceğimiz bir tek şey olabilir. Bir tek şey. İsrail Filistin’deki katliamı durdursun; buna yüz verme, buna yol verme. Mani ol buna. Bunu söylemek varken, Trump’la bu konuyu görüşmeye gitmek varken, bizimkinin, hadi bakın nasıl görüşmeyi inkâr edemediyse bunu da inkâr edemez, Trump’ın oğluna diyor ki, ‘Bana bir randevu ayarlarsanız, Trump’la canlı yayında bütün dünyanın gözünün önünde Amerika’dan 300 tane Boeing uçağı almanın siparişinin sözünü veriyorum.’ Bu şartla görüşme ayarlamaya çalışıyorlar. Filistin’i yalnız bırakan, kendi iktidarı için Trump’la anlaşan, Trump’ın icazeti ile 19 Mart darbesini yapan Tayyip Erdoğan’ı kınıyorum ve bir an önce bu görüşmeye açıklık getirmeye davet ediyorum.”
Ne tesadüf ki, aynı gün Trump sosyal medya hesabından, Erdoğan’ı 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ağırlayacağını duyururken, şu açıklamayı yaptı:
“Cumhurbaşkanı ile Boeing uçaklarının büyük ölçekli satın alımı, önemli bir F-16 anlaşması ve olumlu sonuçlanmasını beklediğimiz F-35 görüşmelerinin devamı dahil olmak üzere birçok ticaret ve askeri anlaşma üzerinde çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile her zaman çok iyi ilişkilerimiz olmuştur. 25’inde onu görmek için sabırsızlanıyorum.”
Trump’ın ardından Erdoğan da gece yarısı yaptığı paylaşımda; “Değerli mevkidaşım ve dostum ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile Beyaz Saray’da yapacağımız görüşmede, kapsamlı stratejik ilişkilere sahip olduğumuz müttefikimiz ABD ile başta ticaret, yatırım ve savunma sanayisi olmak üzere birçok konuyu ele alacağız. Başkan Trump ile yapacağımız görüşmenin, ortak küresel barış vizyonumuz çerçevesinde bölgemizdeki savaş ve çatışmaların durmasına katkı sunacağına, ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Selvi Bile Trump’tan Umudunu Kesmişken
Sadece Gazze ve Suriye konularında Erdoğan’ın “dostu” Trump’ın pozisyonunu hatırlatalım.
Soykırım ve sürgünle Gazze’yi boşaltıp, kumarhaneler dikmeyi planlıyor… İsrail’e 6 milyar dolarlık silah satmayı, bunu da ABD’nin dış askeri yardım programı kapsamında finanse etmeyi planlıyor… Suriye PKK’sına 2026 bütçesinden 130 milyon dolar yardım yapmaya hazırlanıyor.
Abdulkadir Selvi ki; evvela Netanyahu’yu uyardığı için ve Suriye konusundaki yaklaşımından dolayı Trump’a şapka çıkarıp, “Trump bize lâzım. Özellikle de Erdoğan’la ilişkileri nedeniyle. O nedenle uzun ömürlü olmalı.” dedi…
Bu satırlarının mürekkebi kurumadan; Gazze politikasını, İran’ı vurmasını, İsrail’le ilişkilerini, Ukrayna’daki yaklaşımlarını gördükten sonra “Hangi Trump’a inanalım” diye sormak zorunda kaldı, ama yine de “Türkiye’nin menfaatleri” ve “Erdoğan’la ilişkileri” nedeniyle Trump’ı savunmayı sürdürdü…
Ama Perşembe günü itibarıyla o bile, “Şimdi biz kalkıp bu Amerika’dan Gazze’de ateşkesi sağlamasını, adaletli olmasını bekleyeceğiz! Buna kargalar bile güler. Sorun tek başına İsrail sorunu değil. Sorun aynı zamanda ABD sorunu. Gazze’de ABD-İsrail ortak yapımı bir katliamı izliyoruz… Gazze’deki soykırım suçu sadece İsrail’in işi değil. ABD de bu soykırımdan dolayı suçlu. ABD de hesap vermeli… İsrail, ABD’yi parmağına taktı oynatıyor.” noktasına geldi.
Ama Erdoğan “ortak küresel barış vizyonları” çerçevesinde bu adamla yapacağı görüşmenin, “bölgemizdeki savaş ve çatışmaların durmasına katkı sunacağına” inanıyor!..
Vah ki, vah!..
Bahçeli’nin “TRÇ İttifakı”na Cevap mı?
Abdülkadir Selvi bir yana, Erdoğan-Trump randevusunun kesinleşmesinden iki gün önce iktidarın etkili ve yetkili ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yapmıştı.
ABD ve İsrail’i ağır şekilde eleştirip, “Kudüs düşerse Ankara kaybeder, İstanbul kavrulur” diyen Bahçeli, “ABD-İsrail şer koalisyonuna” karşı “TRÇ” yani, “Türkiye, Rusya ve Çin” ittifakını önermişti.
Bu öneriye AKP cenahından hiç ses çıkmadı… Sadece dün iktidarın gazetesi Sabah’ın Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, Bahçeli’yi övdükten sonra Çin ve Rusya’nın ABD ile ilişkileri netleşene kadar Türkiye’nin, bu iki devletle temaslarını yoğunlaştırmasında yarar olduğunu, ancak “mutlak olarak bu iki eksene çok yaslanılmaması” gerektiğini yazdı.
Hasılı, Erdoğan’ın “şer koalisyonunun” ortağı Trump’la randevusu acaba MHP cephesinde nasıl yorumlanır ki?
“Bahçeli’nin o önerisine kallavi bir cevap” da denebilir… Önerinin, Trump randevusunun hızlanmasına katkı sağladığı da düşünülebilir!..
İktidar ve medyasının coşkuyla karşıladığı bu randevunun bedeli, keşke Trump’ın da vurguladığı gibi sadece, “büyük ölçekli Boeing uçaklarının alımı” olsa…
Ya koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin A.Ş. gibi yönetilmesinin…
Gazze’de bebekler açlıktan öldürülürken burayı kumarhaneye çevirme peşinde koşan, Suriye PKK’sını silahlandıran Trump’a “dostum” denmesinin Türk Milleti’nin onurunda açtığı yaranın bedeli hesaplanabilir mi?!
Müyesser YILDIZ
21 Eylül 2025
12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/beyaz-saray-davetinin-bedeli-99042