İçeriğe geç

Dokundum, İrkildim!..

10 ay niye yattığımızı bilmeden bekledik. Nihayet mahkeme huzuruna çıktığımız 26 Aralık gününün sabahı ‘örgütdaş’ım Ahmet Şık’ın meşhur kitabını bitirdim. Yani “dokunup” öyle gittim. Zaten yandığım için ikinci bir yanma cereyan etmedi; ama irkildim!..

Kitaptan kafama çakılan cümle “Emniyet arşivinin cemaatin eline geçtiği” iddiasıydı!..

O günlerde gazetelerde iki haber yayımlandı. Birinde Genelkurmay’ın ‘kozmik’ odasından alınan belgelerde 30-40 yılın olaylarının incelenip araştırıldığı belirtiliyordu.

Kozmik Oda’ya Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasını araştırmak için girilmemiş miydi? “30-40 yılın olaylarının araştırılması” ne demek? Kim, nasıl, neye göre ve niçin araştırıyordu?!..

İkinci haber Mehmet Eymür’ün el konulan bilgisayaları ile ilgiliydi. Bizlerin bilgisayarındaki ‘belge’leri şıp diye bulan ve tutuklatanlar, Eymür’ü bilgisayarlarını incelemeden serbest bırakmıştı. Bilgisayarlarına daha yeni bakılacakmış. Hem de FBI’ın desteği ile kurulan, sadece ilgili savcıya bağlı özel bir birimde… Aklıma bir yığın soru düştü haliyle;

Amaç Eymür’ün suç işleyip işlemediğini soruşturmaksa günümüzün en ‘moda’ delili bilgisayarlar niye dikkate alınmadı?

Niyet, Eymür’ü soruşturmak değil de “MİT’in tarihi” denebilecek arşivine yasal yollardan vâkıf mı olmaktı?

Birden bire MİT’e “kılıç” çekilmeye başlandı… “Kozmik oda”ya girilemedi; ondan mı?

Cemaatin sözcüsü Hüseyin Gülerce durup dururken, AKP’nin Ergenekon davalarını kapatacağının öne sürüldüğünü yazıp, “ İnanmam/ inanamam “ dedi. Medyanın “ ETÖ’nün nasıl bir canavar olduğunu “ unutturmamasını da isteyip, “ Kimse örtemez. Göreceksiniz, örtülemeyecek “ diye ekledi.

Kozmik oda…

Eymür’ün arşivi…

Hayırdır İnşallah!..

Deprem mi geliyor, tsunami mi?!..

Hoşgeldin 2012!… Allah bugünümüzü aratmasın… Bağlanmış basiretimizin özgürlüğüne kavuşması dileğiyle, hayırlı seneler!..

Silivri’den kucak dolusu sevgiler,

Müyesser YILDIZ

31 Aralık 2012

Kategori:Uncategorized