“FETÖ üyeliğinin” en önemli delillerinden olan ByLock’la ilgili bugün yine bir operasyon yapıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “FETÖ/PDY faaliyetlerine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında ByLock kullanıcısı oldukları tespit edilen 47 şüpheli şahıs hakkında gözaltı kararı verildiğini” açıkladı.
ByLock olayında, binlerce insan soruşturma geçirir veya tutuklanırken;
MİT tarafından gönderilen listeler üzerinde, doğrudan adli işlem yapıldığını gördük…
İnternet aboneliklerinde, kablosuz internet şifresinin paylaşılması sebebiyle aboneden farklı kullanıcının olabildiğini anladık…
Cep telefonlarında “Mor beyin” diye bir tuzağın bulunduğunu, insanların bilgi ve iradeleri dışında ByLock’a girmiş gibi gösterildiğini öğrendik…
Son olarak, özellikle cep telefonu operatörleri ile Telekom’un kayıtlarının sağlıklı tutulup, tutulmadığını tartışmaya başladık…
-Polisin Tutuklu ve Firarilerden Haberi mi Yok?-
Ancak şimdi anlatacağımız ByLock olayı, bunların hepsinden bambaşka.
En baştan başlayalım:
Ağustos 2016’da Gaziantep merkezli bir “FETÖ” operasyonu yapılır. Bu operasyonda gözaltına alınanlardan birisi de İpek Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi İ.Ç.’dır.
İ.Ç. daha Emniyette gözaltındayken, medyada “tutuklandığı” yönünde haberler yapılır. Sadece İ.Ç. değil, Valilik de hemen bir açıklama yapıp, İ.Ç’ın sorgusunun sürdüğünü bildirir. Birkaç gün sonra da bu kişi serbest bırakılır vs.
Konumuz o süreç değil, ikamet ve üst aramasında el konulan İ.Ç.’ın dijital materyallerine ilişkin inceleme süreci.
Telefon rehberinde kayıtlı olan cep telefonlarının tamamı sorgulanır. Bu numaraların bir kısmında ByLock programının yüklü olduğu görülür. Sözkonusu telefon numaralarının kimler veya hangi firmalar üzerine kayıtlı olduğunun listesi çıkarılır.
Şimdi bu incelemeye ilişkin resmi yazışmaları, tarih sırasına göre aktaralım.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü 4 Eylül 2018’de Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesine bir yazı yazıp, bu listeyi gönderir.
Listede 16 isim yer almaktadır ve bunlar arasında AKP eski milletvekili İlhan İşbilen ile Akın İpek de vardır. İ.Ç.’nın telefonuna “İlhan İşbilen” diye kaydettiği numaranın gerçekten İşbilen’e, “Akın İpek” olarak kaydedilen numaranın ise Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’ne ait olduğu bildirilir. İ.Ç.’nın telefonunda kayıtla diğer bazı şahısların telefonlarının da Bank Asya, Feza Gazetecilik, Cihan medya gibi “FETÖ” şirketleri üzerine kayıtlı olduğu tespitine yer verilir.
Şimdi bu yazıdaki ilk önemli detaya gelelim; Aynen şöyle denilir:
“İsmi geçen ve haklarında herhangi bir soruşturma bulunmadığı belirtilen firmalar ve şahıslarla ilgili gerekli çalışmaların yapılması için ilgili emniyet birimlerine bilgi verilmesi…”
Mahkeme bu gelen yazı hakkında aynı gün, “İlgili emniyet birimlerine bilgi verilmesi ve gerekli tüm işlemlerin kendilerince yapılması” yönünde karar alır.
Yazışmalardan devam edelim.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü 7 Eylül’de Mahkeme’ye, “ByLock sorguları” konulu bir yazı daha gönderir ve bunun, Ankara ve İstanbul Emniyet Müdürlükleri Mali Suçlarla Mücadele Şubesine, Batman ve Bartın Emniyet Müdürlükleri KOM Şubeye, bilgi için de Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığına gönderilmesi istenir.
Yazının ekinde bu defa İ.Ç.’ın telefon rehberindeki bu numaralarda ByLock olup olmadığına ilişkin tespitler yer almaktadır.
Ve yazıda yine şöyle bir bölüm vardır:
“Yukarıda belirtilen GSM hatları ve üzerine kayıtlı bulunan şahıslar ve firmalar hakkında herhangi bir adli soruşturma kaydı tespit edilememiştir. ByLock sorgu tutanakları, şahsın dijital inceleme raporunun rehber kısmında geçen ilgili sayfa ve 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimat yazısı, yazımız ekinde gönderilmiş olup, şahıslar, firmalar ve GSM hatları ile ilgili gerekli adli tahkikatın yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı ile irtibata geçilmesi, konu ile ilgili bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulması halinde ilgi sayılı dosyadan takip edilmesi hususunu arz ederim.”
Bu yazılardaki ilk önemli detay şu:
Bilindiği gibi, sözkonusu “FETÖ” şirketlerinin yanısıra Akın İpek ve İlhan İşbilen hakkında açılmış birçok dava var. Dahası, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ çatı davası” geçen Haziran’da sonuçlandı ve İlhan İşbilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu davanın sanıklarından Akın İpek’in dosyası ise firari olduğu için ayrıldı.
Hâl böyleyken, sözkonusu şahıslar ve firmalarla ilgili olarak, “Herhangi bir adli soruşturma kaydı tespit edilememiştir” denilmesi, en masumane ifadeyle, büyük bir koordinasyonsuzluğun, kimsenin kimseden haberinin olmadığının göstergesi değil midir?
Bu yazışmalardan 15 gün sonra bir görevlinin, Akın İpek’i UYAP’tan sorguladığını ve “Aranıyor” kaydını bulup, dosyaya koyduğunu belirtip, asıl olaya geçelim.
-Cep Telefonlarına da “Sızan” Birileri mi Var?-
Yeniden Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nün 4 Eylül 2018 tarihli yazısına dönelim.
Yazıya, 16 kişilik isim listesinin yanısıra KOM Şube’ye ait 18 Mayıs tarihli “ByLock sorgu sonucu” başlıklı bir rapor daha eklenmiştir.
Akın İpek’e ait olduğu belirtilen telefon numarasına ait sorgu sonucundan başlayalım. İsminin altında, “Koza davetiye” ibaresinin yer aldığı raporda şöyle denilir:
“2 nolu materyal içerisinde tarafımıza incelenmek üzere export edilen ‘Kişi listesi’ bölümünün yapılan incelemesinde; İncelemeye konu materyal içerisinde Akın İpek isminde 532 … .. .. kayıtlı numara ile ilgili yapılan araştırmada, 532 … .. .. nolu telefonun Koza Altın İşletmeleri A.Ş. isimli şirkete kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir. 532 … .. .. numaranın yapılan sorgusunda ByLock olduğu, ancak tespit edilen gerçek kullanıcının olmadığı görülmüştür.”
Bu sonuçtan ne anlamamız gerekiyor? İ.Ç. Koza Altın firmasına ait bu telefon numarasını Akın İpek ismiyle kaydetmiş. Sözkonusu telefonu Akın İpek veya bir başka şirket elemanı da kullanmış olabilir. Önemli olan, bu telefon numarasında ByLock bulunması ve de İpek için “Tespit edilen gerçek kullanıcının olmadığı görülmüştür” denilmesi.
Birinci soru; Gerçek kullanıcı, İpek değilse, kimdir? Onun olmadığı tespit edilebildiyse, gerçek kullanıcının da tespit edilmiş olması gerekmez mi?
İkinci ve daha geniş bir kesimi ilgilendiren soru; Acaba Koza gibi, başka firmaların da ByLock yükleyip, çalışanlarına verdiği ve belki de bu telefonda sözkonusu programın olduğunu bilmeden kullandığı için tutuklanan veya soruşturma geçiren başkaları da var mıdır?
Vahametin büyüğü ise İlhan İşbilen’in telefonunun ByLock sorgusunda!..
“İlhan İşbilen- Milletvekili” yazılı raporda, İşbilen’e ait olduğu belirtilen iki telefonun numarası verildikten sonra şu tespit aktarılır:
“2 nolu materyal içerisinde tarafımıza incelenmek üzere export edilen ‘Kişi listesi’ bölümünün yapılan incelemesinde; İncelemeye konu materyal içerisinde İlhan İşbilen isminde 532 … .. .. numara ile yapılan araştırmada, 532 … .. .. nolu telefonun İlhan İşbilen isimli şahsa kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir. 532 … .. .. numaranın yapılan sorgusunda ByLock olduğu, ancak tespit edilen gerçek kullanıcının olmadığı görülmüştür.”
Bu nasıl iştir? Telefon, İlhan İşbilen’e ait… Telefonda da ByLock var… Ama, “Tespit edilen gerçek kullanıcı” İşbilen değil…
“Öyleyse kim?” sorusunu geçelim; Bir insanın cep telefonundaki ByLock’u başka birisi, nasıl kullanabilir ki?!.
Gerek Akın İpek, gerekse İlhan İşbilen’le ilgili yazıların sonuna, “ByLock sorgu sonucu raporunun” eklendiğini, burada “Tespit turu” şeklinde bir sütunun bulunduğunu ve bunun karşısında da, “MİT Müsteşarlığı tespitleri” ifadesinin yer aldığını kaydedip, sonuca gelelim:
Ya bu raporlarda teknik bir hata var, ya “FETÖ”cüler hâlâ işbaşında ve “işleri sulandırmaya” devam ediyor, ya da yeni bir ByLock bilmecesi, tuzağı sözkonusu.
Müyesser YILDIZ
1 Ekim 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/eski-akpli-vekilin-telefonundaki-bylock-icin-kafa-karistiran-rapor-01101851.html