Libyalı muhalifler Türkiye’de toplandı… Suriyeli muhaliflerin üssü de Türkiye… “Taliban ofis açabilir.” dediler. Sıra Hamas’ın temsilciliğine geldi.
Tüm bunların başrolünde Gül-Davutoğlu’nu gördük. Misal, Hamas işi: Arınç kıvranırken, Gül-Davutoğlu yeşil ışık yaktı. 2006’da Halid Meşal’i Türkiye’ye gizlice davet eden ve onunla Bakanlık’ta değil, AKP Genel Merkezi’nde görüşenin dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül olduğunu, Başbakan Erdoğan’ın ise Meşal’le karşılaşmamak için Esenboğa Havaalanı yolu üzerindeki bir mobilya mağazasında “incelemeler yapmak” zorunda kaldığını da hatırlayın!..
O görüşme için İsrail Başbakanlık Sözcüsü Raanan Gissin aynen şöyle demişti:
“Apo ile görüşsek, ne hissedersiniz?”
Lakin Gül, Hamas’a yapılan davet öncesinde ABD ve İsrail’e bilgi verildiğini, her iki ülkeden de “olumlu izlenim” aldıklarını savunmuştu.
Bugüne gelip şunu sorayım: “Türkiye’ye göre PKK terör örgütü mü?” !.. “Bu ne biçim soru?” demeyin; soruyorsam sebebi var.
Birkaç ay önce AB’nin terör örgütleri listesi güncelleniyordu. Türkiye bu listeyi veto etti. Neden mi? Hamas için. O listede PKK da vardı, bu durumda PKK’yı da kurtarmış olmuyor muyuz?
Kerhen listeye alsalar da AB ve ABD’nin, PKK’yı ne kadar sevdiğini biliyoruz. Şimdi siz onların ve dahi İsrail’in “terör örgütü” saydığı Hamas’ı böylesine kucaklar, hatta ona PKK’yı önemsemeyecek kadar öncelik verirseniz, PKK’ya yardım ve yataklık edenlere meşruiyet kazandırmış olmaz mısınız?
“İmralı’sı, Kandil’i, Oslo’su ile PKK’yla görüşüldüğü ortaya çıktıktan sonra terör listeleri veto edilse ne olur, edilmese ne olur?” denebilir. Doğru; da birileri işin ucunu Hamas üzerinden PKK’nın siyasallaştırmasına, hatta Türkiye’de onun da büro açmasına götürmez mi? Bu, işin birinci boyutu…
İkinci boyutu ise şu: Belli ki, Türkiye-Hamas ilişkisinin her adımından ABD ve İsrail’in haberi var. Ama İsrail nezdinde o hala bir “terör örgütü”. Birkaç ay önce galiba şu alçak koltuk krizinin mucidi Dışişleri Bakan Yardımcısı Liberman: “Hamas’ı ikna etsin, Türkiye’nin elini öpelim.” demişti. Hamas’ı “terör”den vazgeçirip elimizi İsrail’e öptürme peşinde miyiz; yoksa bu görüntü altında bölgede emperyalizm eliyle yaratılan Sünni-Şii cepheleşmesini tahkim mi ediyoruz?
Ya Hamas “terör”den vazgeçmezse?..
Ve önce medyanın ardından İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in, Türkiye’nin Hamas’a maddi yardım sağladığını gündeme getirmesi… Şakağımıza dayanmış bir silaha benziyor. Planlar yürümez ve aksarsa İsrail’in “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla Türkiye hakkında uluslararası yargıya gideceğinin habercisi mi?..
Para iddialarını Gül ve Dışişleri net bir şekilde yalanlamadı; ama, Allah’tan, Bakanlar Kurulu tehlikeyi görmüş olmalı; ki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: “Şu kadar milyon dolar verileceği gerçek değildir.” dedi. Gerçi dış politikanın lokomotifi Gül-Davutoğlu ikilisiyken, ne fayda?!..
Silivri’den kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
1 Şubat 2012