Önceki gece bir televizyon programında Erdoğan’a, ABD Senatosu’nun Ermeni soykırım iftirasını kabulü ve Türkiye’ye yönelik yaptırım karar tasarısına tepki için, “Kürecik ve İncirlik kapatılabilir mi?” sorusu yöneltildi.
Erdoğan şu karşılığı verdi:
“Şimdi bunların hepsi bizim tasarrufumuzda olan kararlardır. Böyle bir kararı vermemiz gerektiği anda bu kararı alma yetkisi bize aittir. Yeri geldiği zaman otururuz, bütün heyetlerimizle beraber kapatılması gerekiyorsa, İncirlik’i de kapatırız, kapatılması gerekiyorsa Kürecik’i de kapatırız. Bütün mesele, eğer karşımıza bizim yaptırımlar gibi tedbirlerin hayata geçirilmesi durumunda, biz de bunlara mütekabiliyet çerçevesinde gereken cevabı veririz.”
Şimdi Erdoğan’ın bu “resti” tartışılıyor… Yandaş medya, ABD ve Avrupa’nın “şok” geçirdiğini iddia ediyor…
Birincisi; Erdoğan’ın, bunları nasıl bir soru üzerine söylediği açık. Ne yani, “Hayır.” mı diyecekti?
İkincisi; “Gerekirse” kaydı var. ABD’nin Türk Devleti, Türk Milleti ve şahsına acaba daha ne yapması gerekiyor ki, bu karar alınsın?
Üçüncüsü; ABD’nin yaptırım kararlarını da onaylaması halinde son noktanın konacağı mesajını veriyor ki, çoktan iş işten geçmiş olmayacak mı?
ABD Savunma Bakanı “Ciddiye” Aldı mı?
Erdoğan’ın sözlerine ABD cenahından ilk tepki Savunma Bakanı Mark Esper’den geldi. Esper, “Bu konu daha önce bana gelmedi. Ben de ilk kez gazetelerden gördüm ve dolayısıyla bundan tam olarak ne kastettiklerini ve ne ölçüde ciddi olduklarını mevkidaşımla konuşmam gerekir” dedi.
Kürecik Radar Üssü konusunun NATO tarafından görüşülmesi gerektiğini de kaydeden Esper şöyle devam etti:
“Tabii öncelikle onların egemen bir devlet olduğunu söylemek gerekir. Dolayısıyla NATO veya yabancı kuvvetleri kendi topraklarında barındırma veya barındırmama konusunda doğal hakları var. Ancak dediğim gibi dediklerinde ciddi iseler bu bir ittifak meselesi olur, ittifaka olan bağlılığınızla ilgilidir.”
İncirlik ve Kürecik’in Konumu
Esper’in, “Bu ittifak meselesi olur” sözleri ne anlama geliyor; Hemen İncirlik ve Kürecik’in konumunu hatırlatalım.
Evet, ABD İncirlik’i kullanıyor, ama bu tahsis NATO savunma planları çerçevesinde yapıldı. O yüzden ABD dışında diğer bazı NATO üyesi ülkenin askerleri de İncirlik’te konuşlu. IŞİD’le Mücadele Koalisyonunun ortağı olarak da İncirlik’i kullandırdığımız malûm.
Kürecik’e gelince;
Burada radar savunma sistemi kurulmasına, dönemin Başbakanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama’nın Eylül 2011’de yaptığı görüşmede karar verildi. Aslında bu görüşme, Suriye ve Libya’da yaşanacakların da başlangıcıydı.
Görüşmeden sonra Erdoğan, “radar sisteminin NATO sözleşmesi çerçevesinde atılan bir adım” olduğunu vurgulayıp şunları anlattı:
“Burada şu ülke, bu ülke diye bir şey asla söz konusu değildir. Tamamıyla NATO’nun bizlerle de ABD ile de yaptığı görüşmeler çerçevesinde vardığımız mutabakatla, yer tespitine varıncaya kadar yine karşılıklı görüşmeler neticesinde Malatya Kürecik belirlendi. Burada hangi ülkenin radarı olduğu değil, bu radar kimin emrinde kullanılacak, kimlerle kullanılacak… Şu anda Libya’da uçan uçaklar, değişik ülkelerin, NATO üyesi ülkelerin uçakları. Kimin programı çerçevesinde bunlar hareket ediyor? NATO’nun. Komuta, her şey, A’dan Z’ye orada, ama uçaklar değişik ülkelerin. Burada da bu işin faturasını, bedelini Amerika öder veya bir başkası öder, bu bizi ilgilendirmiyor, ama burası artık NATO’nun bir üssüdür ve bu komuta kademesi içerisinde bizim de generalimiz bulunacak ve beraberce oranın yönetimini temin edecekler.”
Kürecik’teki sistem 2012 başında kuruldu. Ancak anlaşma NATO değil, ABD Büyükelçisiyle imzalandı.
Kürecik’ten alınan bilgilerin kesinlikle İsrail ile paylaşılmayacağı duyuruldu. ABD, kendisine ulaşan bilgileri diğer müttefikleriyle paylaşma hakkı bulunduğunu belirtti.
CHP milletvekilleri üsse girmek istediğinde, Dışişleri, Milli Savunma ve Genelkurmay’ın “yetkisiz”, Pentagon’un “yetkili mercii” olduğu ortaya çıktı.
ABD ile imzalandığı için anlaşmanın Meclis’te onaylanması gerekiyordu. Muhalefet, bunu sıklıkla gündeme getirince, 21 Mayıs 2012’de ABD’nin Chicago kentinde yapılan NATO Zirvesi’nin ardından Başkan Obama, “Malatya Kürecik’teki radarın operasyonel kontrolünü NATO’ya devretmeye karar verdiklerini” açıkladı.
Yani göç yolda dizildi!..
Eylül 2012’te Gazze’de yaşanan olaylar üzerine Kürecik meselesi bir kez daha tartışmalara konu oldu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “Samimiysen, Gazze’yi seviyorsan Kürecik’i kapat” çağrısı üzerine Erdoğan, şu açıklamayı yaptı:
“Eğer NATO’nun kurmuş olduğu bir üssü kalkıp da ‘Burası İsrail için kurulmuştur’ diye değerlendiriyorsak, bu siyaset acemiliğidir. Biz NATO üyesiyiz. Bölgeye ve dünyaya yönelik radar üssü olarak kurulmuştur. NATO üyesi olarak Türkiye de ‘Evet’ demiştir. Bunun şartları vardır. İstediğimiz zaman da oradan kaldırma hakkına yaptığımız protokolle sahibiz.”
Erdoğan’ı Kim İkna Etti?
Ankara’nın Kürecik işinde nasıl ikna edildiğini ise 2013 yılında, şimdi ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi olan eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman şöyle açıkladı:
“Türkiye ve ABD’nin izledikleri dış politikalar bazı konularda aynı çizgide. Örneğin Malatya’ya kurulan radar sistemi son derece önemli bir karardı. ABD güçlerinin ve müttefiklerinin korunması için hayati öneme sahipti. Erdoğan için çok zor bir karar oldu. İkna edilmesi için Başkan Obama’nın bizzat devreye girmesi gerekti. Aslında iki müttefik arasında bu seviyeye yükselmemesi gereken bir konuydu. İlişkilerin gidişatını olumlu etkiledi.”
Özetle, Kürecik’i ABD istedi ve kurdu… NATO Komutanlığı’na devredildi… Ancak burasını halen ABD’nin Avrupa Komutanlığı işletiyor… Hani geçtiğimiz Ağustos’ta Suriye’de “Güvenli bölge” oluşturmak için Milli Savunma Bakanlığı, ABD’yle Şanlıurfa Akçakale’de “Müşterek Harekât Merkezi” kurma anlaşması yaptı ya, işte bu anlaşmanın da tarafı olan Avrupa Komutanlığı!..
NATO’dan mı Çıkıyoruz?
İşte tüm bunlardan dolayı ABD Savunma Bakanı Esper demek istiyor ki, “Üslerin kapatılması konusunda muhatabınız biz değil, NATO’dur”…
Öyle ya, güya ABD’ye tepki gösterilecek, ama kağıt üzerinde bile olsa NATO’yla ilgili bir konu pazarlık masasına konulacak!..
Erdoğan’ın açıklamasını, “NATO’dan çıkmaya mı karar verdi?” diye yorumlayanlar da var.
Olabilir.
İyi de geçtik Erdoğan’ın 3-4 Aralık’taki NATO Zirvesi üzeri sarf ettiği, “NATO’nun sağladığı güvenlik şemsiyesi bizim için çok önemli… Ülkemiz, NATO’nun vazgeçilmez bir ortağı… Bazı çevreler art niyetli şekilde ülkemizin NATO’ya mensubiyetini gölgelemeye çalışsalar da bizim duruşumuz ve yerimiz belli” şeklindeki ifadeleri,
“Gerekirse İncirlik’i de Kürecik’i de kapatırız” açıklamasını yaptığı televizyon programında dahi ABD’ye, “Biz senle NATO’da ortak değil miyiz?” hatırlatmasında bulunmadı mı?
Ya Esper’in, “Ne ölçüde ciddi olduklarını mevkidaşımla konuşmam gerekir” diye işaret ettiği Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, sadece son günlerdeki sözlerini nereye koyacağız?
11 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmeleri sırasında muhalefetin eleştirilerine, “NATO üyeliğimizden veya müttefikliğimizden vazgeçmek gibi bir niyetimiz söz konusu değildir… Türkiye sadece kendi sınırlarını değil, NATO sınırlarını da korumaktadır. Türkiye’nin güvenliği, NATO dâhil, tüm Avrupa’nın güvenliğidir. NATO, Türkiye’yle çok daha güçlü ve anlamlıdır. Bunu tartışmaya açmak anlamsızdır” karşılığını vermedi mi?
Erdoğan’ın o açıklamayı yaptığı gün de Katar’daki Forum’da, “Biz, NATO’nun merkezindeyiz. Hala NATO’nun merkezindeyiz. NATO’dan uzak durmak gibi bir niyetimiz ya da girişimimiz yoktur. Hiçbir yere gitmiyoruz, NATO’dayız” demedi mi?
Ez cümle; Ankara son restinde ciddiyse, Kürecik’i kapatmaktan önce milletvekillerinin burasını ziyaret etmesini sağlasa, çok anlamlı olmaz mı?
Müyesser YILDIZ
17 Aralık 2019
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/erdogan-incirlik-ve-kurecik-restinde-ciddi-mi-17121949.html
Odatv yeni link: https://www.odatv.com/yazarlar/muyesser-yildiz/erdogan-incirlik-ve-kurecik-restinde-ciddi-mi-174684