Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, üç gün önce Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Türkiye olarak dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşımızın yanındayız. Salgına karşı yürüttüğümüz zorlu mücadele sürecinde dünyanın dört bir yanından 25 bin vatandaşımızı aileleriyle kavuşturduk. Şimdi de Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, 59 ülkeden 25 bin vatandaşımızın yaklaşan Ramazan ayını ve bayramı evlerinde geçirebilmeleri için yine Dışişleri, İçişleri, Ulaştırma ve Altyapı, Sağlık, Gençlik ve Spor Bakanlıklarımız ve ilgili valiliklerimizle, büyük çaplı bir operasyon başlattık. Amacımız vatandaşlarımızın Ramazan Bayramı’nda sevdikleriyle kucaklaşmalarını sağlayabilmek.”
Bugün de Türk Hava Yolları’nın, geçici süreyle yurt dışında bulunan ve koronavirüs salgını sonrası bulundukları ülkede mahsur kalan vatandaşlarımızı özel uçuşlarla Türkiye’ye getirmeye başladığı duyuruldu. Operasyon hakkında bilgi veren THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ülkemiz için anlamlı bir operasyona daha başlıyoruz. Tahliye uçuşlarımız ile yurt dışında mahsur kalan binlerce vatandaşımızı ailelerine kavuşturacak, Ramazan ayında onları sevdikleriyle aynı masanın etrafında buluşturacağız. Tüm dünya halklarının gıpta ile baktığı birlik ve beraberlik örneğini bir kez daha sergileyeceğiz” dedi.
-Korku Karantina Şartlarını Bastırdı-
Güzel!.. Ancak iş ülkeye getirmekle gitmiyor… Bundan sonra bir de 14 günlük karantina süreci var…
İşte bu noktada, “Daha önce yurtdışından getirilip, karantinaya alınan vatandaşlarımız ne durumda, sıkıntıları var mı, neler yaşıyorlar; bunu biliyor muyuz?” diye soracak ve buna ilişkin bir örnekten söz edecektim.
Sıkıntılarını aktaran vatandaşımızın da öncelikli amacı; şikâyetten ziyade yaşadığı, gördüğü aksaklık ve eksikliklerin giderilmesine, “hem şu anda karantinada olanlar hem de ileride karantinaya alınacaklar” için katkıda bulunmaktı.
Bulundukları ülkeden Türkiye’ye hareket sürecinden başlayarak, yaşadıklarını madde madde anlattı.
Her biri çok önemli ve çarpıcıydı.
Hemen ardından da yine madde madde çözüm önerilerini sıraladı.
Tüm bunları sözkonusu vatandaşımızın ismini ve bulunduğu yeri belirtmeden, sizlerle paylaşacak ve yetkililerin dikkatine sunacaktım.
Ancak yapamıyorum.
Neden mi?
Aile korktuğu için…
“Lütfen yazmayın. Bunları kimin anlattığını bulurlar, başımız derde girer. Zaten getirdiğimize bin pişman olduk, şu karantina bitsin, ondan sonra” dedikleri için…
Maalesef durum ve insanlarımızın halet-i ruhiyesi bu!..
Hayat-memat meselesiyle karşı karşıyayız. Eksiklik ve aksaklıkları gönül rahatlığıyla aktarıp, el birliğiyle süratle çözümü sağlamamız gereken bu günlerde dahi “korku”nun baskın gelmesi ne acı değil mi?
Keşke, koronadan daha yaygın olan şu korku virüsüyle de mücadele edebilsek!..
Silivri’deki Barış’lar, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler.
Müyesser YILDIZ
20 Nisan 2020
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/kimin-anlattigini-bulurlar-basimiz-derde-girer-bin-pisman-olduk-20042019.html