İçeriğe geç

“Gazeteci sıfatlı Baransu”

Bugün Askeri Yargıtay’da önemli bir dava vardı. Mehmet Baransu’yla “muhabbetiyle” Balyoz davasının gidişatını etkileyen 1. Ordu Komutanlığı eski Savcısı Bülent Münger hakkında açılan “görevi kötüye kullanma” davasına devam edildi. Münger’in yine katılmadığı davaya damga vuran ise Balyoz’dan hüküm giymiş emekli bir Albay babanın talebi oldu. Kızı 21 Kasım’da evlenecek olan Yusuf Ziya Toker, o gün kızını gelinliğiyle görebilmek için mahkemeye heyetinden bir sonraki duruşmanın bu tarihe verilmesini talep etti. Ancak duruşma 10 Ocak’a ertelendi.

Balyoz davası sanıklarının, 1. Ordu Komutanlığı eski Savcısı emekli Albay Bülent Münger hakkında açtığı davanın üçüncü duruşması bugün Askeri Yargıtay 4. Dairesi’nde görüldü. Duruşmaya aralarında Engin Alan, Şafak Yürekli, Zeki Üçok, Hüseyin Topuz, Yusuf Kelleli, Mustafa Önsel, Kürşad Güven Ertaş’ın da olduğu Mamak’tan 14, Sincan Cezaevi’nden 8 tutuklu davacı olarak katıldı.

GAZETECİ SIFATLI BARANSU

Duruşmanın sabahki bölümünde şikayetçilerin katılma talepleri alındı. Mehmet Seyfettin Alevcan, Savcı Münger’in soruşturmanın gizlililiğini ihlâl ederek, kendilerinin ve avukatlarının dahi görmemesi gereken belgeleri Mehmet Baransu’ya gösterdiğini hatırlatarak, şunları söyledi:

“Savcı Münger ilk soruşturma esnasında Baransu’nun tanık olarak ifadesini almak için Savcılığa çağırdığı halde ön görüşmeyi makamında şahsen yapıp, belirli belgeleri gösterip, kendi fikirlerini söylemiştir. Bu gazeteci de kitabında bu hususlara yer vererek, beni ve diğer suçlanan kişileri halk nazarında kötü duruma düşürmüş, darbeci ve devlet düşmanı olarak yaftalanmamıza sebep olmuştur. Ayrıca bilirkişi Ahmet Erdoğan’ı görevlendirirken, ona eksik belge vermiş, yönlendirmiş ve taraflı rapor hazırlanmasını sağlamıştır. Bunun sonucunda soruşturma ve mahkeme gidişatını aleyhe olarak etkilemiştir. Bu nedenle durumdan zarar görüp, haksız yere ceza almama, özgürlüğümün kısıtlanmasına ve yaklaşık 3 yıldır hapiste sevdiklerimden, eşimden, çocuğumdan ayrı kalmama sebep olmuştur.”

Bir diğer davacı Hakan Çelikcan da, Savcı Münger’in bilirkişiyi yanlış yönlendirip, verdiği belgelerin doğru olduğunu farzederek rapor hazırlamasını istediğine dikkat çekti. Böylece Savcı Münger’in yargıyı yanlış yönlendirdiğini ve sonuçta 16 yıl hapis cezası almasına neden olduğunu belirten Çelikcan, Münger hakkındaki şikâyetlerini şöyle sürdürdü:

“Kendisine teslim edilen bilirkişi raporlarını görmezden gelerek ve bu konuda bir değerlendirme yapmayarak mağduriyetimize katkı sağlamıştır. İlgisi olmayan bir gazeteciye bilirkişi raporlarını gösterip, hem kitabında bunu kullanmasını sağlamış, hem de kamuoyu önünde darbeci yaftasıyla damgalanmamıza sesep olmuştur. Sonucunda ailem, amirlerim, mesai arkadaşlarım, dostlarım çok uzun süre bana şüpheyle bakmıştır. Bu nedenle sanıktan şikâyetçiyim.”

Benzer gerekçelerle Savcı Münger’den şikâyetçi olan Ahmet Hacıoğlu ise “Ayrıca sanıklar lehine olan bilirkişi raporunu bilerek ve isteyerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndermeyerek, bu davanın sanıklar aleyhine seyrine sebebiyet vermiştir.. Bu yönüyle de adli görevini kötüye kullanma suçu işlemiştir. Eğer görevini lâyıkıyla yapmış olsaydı, sanıklar lehine olan bilirkişi raporunu incelemiş olsaydı, belki bu dava hiç açılmayacak, bu kadar insan ve aileleri mağdur olmayacaktı. Bu tutumuyla da sahte CD’leri hazırlayan şahıslara bir anlamda iştirak etmiştir” dedi.

Utku Aslan ise Savcı Münger’in, bilirkişi raporunu hazırlayan Ahmet Erdoğan’ın mağdur edildiği yolunda ifade verdiğini, ancak bunun doğru olmadığını, Erdoğan’ın ödüllendirilerek, yurtdışına tayin edildiğini söyledi.

Savcı Münger’in daha soruşturmanın başlangıcında davayla ilgili kişisel düşüncelerini Mehmet Baransu’yla paylaştığını kaydeden Mehmet Eldem de bunun sonucunda daha mahkeme hüküm vermeden suçlu gibi algılanmalarına ortam yarattığını bildirdi.

Mehmet Baransu için, “gazeteci sıfatlı Baransu” ifadesini kullanan Kürşad Güven Ertaş da şunları anlattı:

“Albay Bülent Münger, Ahmet Erdoğan tarafından bilim-fen ve maddi gerçeklere aykırı şekilde bir faraziyeye dayalı olarak hazırlanan bilirkişi raporunu Baransu’ya usulsüz şekilde okutmuştur. Baransu da bu farasiye rapora dayanarak kitabında, gazete ve tv’lerde bu davanın menfi yönde etkilenmesini, haksız yere ceza almamızı sağlamıştır. Bilirkişi raporunun önemi ve eksikliklerinin anlaşılması için Ahmet Erdoğan’ın dinlenmesini talep ediyorum.”

Yusuf Ziya Toker ise faraziye raporla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

Çok bilinen gerçek şudur; Faraziye çökerse, rapor çöker. Mesela hava şartları uygun olursa, harekatı yapacağız denirse, hava uygun olmazsa, harekât yapılmaz. 1. Ordu seminerinde havacılıkla ilgili tek belge olmadığı, seminere hiçbir havacı katılmadığı halde kendi uçağımızı düşüreceğimiz söylenmiş, darbeci, cuntacı yaftasıyla damgalanmamıza katkı sağlamıştır. Yüzlerce kişinin hapsedilmesine ve cezalandırılmasına, ailelerimizin sınırsız mağduriyetler yaşamasına sebep olmuştur.”

Şikayetçilerin davaya katılmalarını kabul eden mahkeme, bir sonraki celse için gün belirlemek üzere ara verirken, emekli hava hakim Albay Zeki Üçok, Yusuf Ziya Toker’in kızının 21 Kasım’da evleneceğini belirterek, Toker’in kızını gelinliğiyle görebilmesi için duruşmanın o gün yapılmasını talep etti. Ancak mahkeme, duruşmayı 10 Ocak’a erteledi.

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized