Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde devam eden ve emekli Yarbay Mustafa Dönmez’in yargılandığı “Mühimmat Davası”nda Zir Vadisi’nde bulunduğu öne sürülen bombaların tapalarının zorlandığı, bazı el bombalarının içindeki patlayıcıların boşaltılıp, poşete konduğu ortaya çıktı. Dahası bu mühimmatların depolandığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mühimmat Ana Depo Komutanlığı sadece bu dava değil, Ergenekon davasında da en önemli delil sayılan bu mühimmatların “kritik arızalı” olduğu gerekçesiyle imha edilmesini istedi. Ancak Genelkurmay Askeri Mahkemesi bu talebi reddederek, “Mühimmatların uygun koşullarda saklanmasına” karar verdi.
Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde görülen Mustafa Dönmez davasının bugünkü 11’inci celsesinde yine çarpıcı gelişmeler ve tartışmalar yaşandı.
Duruşma Mahkeme Başkanı Hakim Albay Erhan Ermişoğlu’nun gelen evrakları okuması ve kayda geçirmesiyle başladı.
Bunlardan birisi de dava konusu mühimmatların saklandığı Yahşihan’daki Mühimmat Ana Depo Komutanlığı’yla yapılan yazışmaydı. Askeri Mahkeme, daha önceki celselerde mühimmatların durumunu sormuş, Depo Komutanlığı da bazılarının kritik arızalı olduğunu bildirip, imha edilmesi yönünde talepte bulunmuş, bunun üzerine Mahkeme, “kritik olması” konusuna açıklık getirilmesine ilişkin ikinci bir müzekkere göndermişti. Müzekkerede konunun Ergenekon davasına bakan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ni ilgilendirdiği belirtilerek, cevabi yazının bir örneğinin bu mahkemeye gönderilmesi de istenmişti.
Mühimmat Ana Depo Komutanlığı’ndan gelen cevabi yazıyla, “10 el bombasının tapalarının zorlandığı, savunma ve taarruz el bombasının içindeki kimyasal patlayıcıların boşaltılıp, poşet içinde teslim edildiği” ortaya çıktı. Ayrıca, “Bazı el bombalarının aşırı pastan sızıntı yaptığı, bunun da çalışan personeli rahatsız ettiği” bildirildi.
Mühimmat Ana Depo Komutanlığı’nın aynı raporu İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne de gönderdiği, ancak Mahkemenin, “Yanlış gelmiş. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi’ne” kaydıyla iade ettiği görüldü.
SUÇ DUYURUSU KAVGASI
Bu arada duruşmayı kesen ve yine Mahkeme Başkan ile Mustafa Dönmez arasında sert tartışmalar yaşanmasına yol açan bir gelişme oldu.
Geçen celsede Dönmez, daha önce bu mahkemede görev yapan bazı hakimlerin kendisini bir başka davada “fuhuşçu” gösterip, mahkûm ettiğini hatırlatarak, “O ahlâksız hakimler” ifadesini kullanmıştı. Sonunda bu davadan beraat ettim.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hakim Albay Erhan Ermişoğlu, “O heyette ben ve bir üye arkadaşımız daha vardı. Bize hakaret ettiniz” diyerek, Dönmez hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunma kararı almıştı.
İşte Başkan Ermişoğlu gelen evrakları okurken araya giren ve bu suç duyurusunu hatırlatan Dönmez’in Avukatı Şule Nazlıoğlu Erol, “Müvekkilim ile heyet arasında husumet yaratıldı. Bu davadan çekilmenizi talep ediyorum. Çekilmediğiniz takdirde aynı gerekçelerle heyeti reddedeceğiz” dedi.
Başkan Ermişoğlu, “Usule ilişkin işlemleri bitireyim, sonra talebinizi bildirin, değerlendirelim” karşılığını verdi. Başkan işlemleri bitirdikten sonra da aynı konuda Mustafa Dönmez’in talebi olup, olmadığını sordu. Dönmez, şunları söyledi:
“Siz sadece benim hakkımda suç duyurusunda bulunursunuz. Delil değiştirilmiş, el bombalarının kimyasalları çıkarılmış bir şey yapmıyorsunuz. Yahşihan Depo’dan gelen raporlardan da görüldüğü gibi, benim gerek yargılanmam, gerekse TSK’dan ilişiğimin kesilmesine neden olan ve delil niteliğinde olduğu kabul edilen, ancak polislere ait olup onlar tarafından çeşitli yerlere yerleştirilen bu mühimmatlar değiştirilmiştir. Böylece delil vasıflarını kaybetmişlerdir. Mahkeme gerekiyorsa bu konuda bir bilirkişi de dinleyebilir. Somut örnek vermem gerekirse, el bombalarının içerisindeki patlayıcı kısmı boşaltıldığın dıştan içeri doğru kağıt gibi yanar, parlayıcı tehlikesinden başka da hiçbir tehlikesi yoktur. Yargılamanın başından itibaren önce tapalarla el bombalarının uyumlu olmadığını belirttim. Şimdi de bu el bombalarının içerisindeki patlayıcı maddelerinin boşaltıldığı anlaşılıyor. Ayrıca biraz evvel okuduğunuz bazı el bombalarının dip tapalarına da zorlama yoluyla zarar verildiği anlaşılıyor. Bir de tapalarla ilgili olarak şu anda kritik arızalı denilerek imha etmek istedikleri bildiriliyor. Bütün bunlar benim en baştan beri söylemek istediğim şekilde zaten kesinlikle askeri malzeme olmayan bu mühimmatların ortadan kaldırılmak istendiğini gösteriyor ya da delil niteliği değiştirilmeye çalışılıyor. Türk Milleti adına yargılama yapan, vicdanı olan suç duyurusunda bulunur. 2 sis bombasını bir araya getirin diğer tüm mühimmatları kabul edeceğim. Aslında ben bu davadan zımnen beraat ettim. Çünkü Poyrazköy’dekiler de aynı mühimmattı. O dava beraatle sonuçlandı.”
Bu sözlerinden sonra Dönmez ile Başkan arasında şu sert tartışma yaşandı:
Başkan : Avukatınız çekilmemizi istedi. Sizin beyanınızı alalım.
Dönmez : 337 subaya bir sürü ahlâksızlık yapıştırıldı. Siz de aynı şeyi yapıyorsunuz. Delil karartan AYİM’deki hakim ve savcılar hakkında hiçbir şey yapmıyorsunuz. Çocuklarınız, eşleriniz sizden utanacak. Kumpas kurulup, 337 subay ahlâksızlıkla suçlandı. İlk iftirayı atan da Askeri Mahkeme idi. Bunu söylerken, sizi kastetmemiştim. O davada olduğunuzu bilsem, ‘Siz böylesiniz’ derdim. Yarın siz de bir şekilde yargılanacaksınız. Dilerim yargılanırsınız ve adil yargılanırsınız. Beni, siz kendinize hasım yaptınız. 3-4 yıldır bu davanın içindesiniz. Ben sizin yerinizde olsam çekilirim. Buralar Mustafa Nemrut’a kalmadı. TSK önce kendi namusunu temizlemeli.
Başkan : Biz bu davanın burada görülmemesi yönünde karar verdik. Siz temyiz ettiniz. AYİM bizim kararımızı onayladığı halde daha sonra Daireler Kurulu ‘bu ayrı suç, ayrı bir dava’ dedi. O yüzden yargılamayı burada yapıyoruz, mecburuz. Siz kendiniz temyiz ettiniz. Daireler Kurulu kararı gereği yargılamayı yapmakla mükellefiz. O davada öyle inandığımız için öyle, bu davada böyle inandığımız için böyle karar verdik. O yüzden ‘ahlâksız hakimler’ ifadenizi çok net şekilde reddediyoruz.
Dönmez : Sizi kastetmedim.
Başkan : Bizi ayırmadınız. Biz bu davaya mecburen bakıyoruz. Beni burada yargılayan ahlaksız hâkimler diyorsunuz…
Dönmez : Benim hakkımda suç duyurusunda bulunuyor, diğerleri hakkında hiçbir şey yapmıyorsunuz.
Başkan : Mahkemenin hangi durumda suç duyurusunda bulunacağı belli. Siz istediğiniz için bulunmaz.
Dönmez : Sizde hâlâ ‘ben yaptım’ diyen polisle ilgili kanaat oluşmadı mı?
Başkan : Sesinizi yükseltmeyin. Ağzınızdan çıkana dikkat edeceksiniz.
Dönmez : Söylerim, ahlâksızlık yapana ahlâksız derim…
Başkan : Söyleyin…
Dönmez : Siz o hâkimlerin avukatı mısınız?
Başkan : Kendimin avukatıyım. O cübbenin hakkını vermeye çalışıyoruz. Biz sizden yetki almıyoruz, kimseden emir de almıyoruz.
Dönmez : Sizi kastetmediğim halde suç duyurusunda bulunarak,bana hasım olduğunuzu ilânettiniz. Mecburen çekileceksiniz.
Bu tartışmanın ardından ara veren heyet, “çekilme” talebini görüştü ve “CMK’da hâkimin çekilmesi yönünde taraflarca teklifte bulunulması şeklinde bir usul kuralının bulunmaması ve red talebinin yasal süresinde yapılmadığı” gerekçesiyle oy birliğiyle reddetti.
BAŞKAN: BELKİ HAKİM, SAVCI SAKLADI
Duruşmanın devamında Mustafa Dönmez, mühimmatları yerleştiren ve arama görüntülerini 7 yıl saklayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi ve “Yaklaşık 7 yıldır süren bu dava tarihe ışık tutacaktır. O yüzden duruşmaların görüntülü kayıt altına alınmasını talep ediyorum” dedi.
Mahkeme Başkanı Ermişoğlu, şu karşılığı verdi:
“Belki hakim, savcı, belki polis kendisi saklamış. Hepsini adım adım sorduk, ona göre devam edeceğiz, ama siz hemen polis hakkında suç duyurusunda bulunun diyorsunuz. Suç duyurusunda bulunmak kolay. Sonuç çıkıyor mu, o önemli. İki idari tahkikat yapılıyor, bitiyor.”
KARAR: MÜHİMMATLAR MUHAFAZA EDİLSİN
Duruşmanın sonunda Mahkeme, Savcı Hakim Teğmen Mehmet Sadık Özgüven’in görüşlerini sordu. Savcı, “Halen Yahşihan Depo’da bulunan mühimmatların delil niteliğini muhafaza ettiğini” belirterek, uygun koşullar altında depolanmasına devam edilmesi yönünde karar alınmasını istedi.
Mahkeme de sözkonusu mühimmatların Ergenekon ve bu dava için delil niteliği taşıdığını belirterek, bunların uygun depolama koşulları sağlanarak, muhafazasının devamı için Mühimmat Ana Depo Komutanlığına yeniden müzekkere yazılmasını ve iade edilen raporun yeniden 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.
Alınan kararlardan birisi de Dönmez’in Sapanca’daki çiftlik evinde yapılan arama görüntülerinin hangi şube tarafından çekildiğinin, bugüne kadar nerede muhafaza edildiğinin, görüntülerin KOM Şube’de görevli ….. sicil sayılı polis memuruna tesliminden sonra ne gibi işlemler yapıldığının yeniden araştırılıp, bildirilmesi için Sakarya Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılması oldu.
Mahkeme ayrıca İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’ndan gelen bir yazıdan, Zir Vadisi aramalarıyla ilgili burada da ayrı bir soruşturma yürütüldüğünün anlaşıldığına hükmederek, buradan da eğer ellerinde varsa sözkonusu arama görüntülerinin bir kopyasının istenmesi yönünde karar aldı.
Giderek ilginç ve karmaşık hale gelen dava 18 Şubat 2016’ya ertelendi.
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html