İçeriğe geç

Arınç’a kızan Erdoğan’ın büyük çelişkisi…

Son iki günde ilginç bir tabloyla karşı karşıya kaldık.

Önce Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Brüksel’e gidip, AB yetkilileriyle görüştü. Türkiye’nin AB üyeliğini stratejik bir öncelik olarak gördüklerini belirten Kalın, “İkili ihtilafların Türkiye-AB ilişkilerini rehin almasına müsaade edilmemesi, bir an önce pozitif gündeme geçilmesi gerektiğini” vurguladı.

Ardından Erdoğan, ABD ve AB’ye şöyle seslendi:

“Amacımız, ne içeride ne dışarıda kimseyle kavga etmek değildir. Müttefiklerimizle daha güçlü işbirliği halinde olmak istiyoruz. AB’den bize ayrımcılık yapmamasını, ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını istiyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz. ABD ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi aktif olarak kullanmak arzusundayız. Bize bir adım gelene 3-5 adım gitmekten hiçbir zaman çekinmedik. Bundan sonra da aynı samimiyetle gayretlerimizi sürdüreceğiz. 18 yıldır nasıl bu kararlılıkla çalışmışsak önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla çalışmakta devam edeceğiz.”

Erdoğan, dün de bir yandan ABD ve AB’ye sıcak mesajlar verirken, öte yandan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a ilişkin açıklamalarına özetle şu tepkiyi gösterdi:

“Bizim ne dediğimiz, nerede durduğumuz, nereye gittiğimiz bellidir ve istikametimizde en küçük bir değişiklik yoktur. Şu anda yargının tasarrufu altında olanlar bizim yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börü’lerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliamının failleri hiçbir zaman Tayyip Erdoğan tarafından, dava arkadaşları tarafından asla ve asla savunulamaz… Gezi olaylarının finansörü olanlarla, Kavala’larla, onlarla hiçbir zaman bir arada olamayız. Hukuka sarılarak, onların savunmasını yapmaya girenler kusura bakmasınlar artık şunu bilmeleri lazım ki, AK Parti hiçbir zaman bunları savunmamıştır, savunmaz.”

ABD VE AB DE AYNI ŞEYLERİ İSTEMİYOR MU

Bu tabloda dikkat çekmek istediğimiz ilk husus şu: Erdoğan isim vermeden Bülent Arınç’a kızdı, ama onun dile getirdiklerinin daha ağırını ABD ve AB de söylemiyor mu?

Buyurun, “Çok sert eleştiriler” içerdiği için ilk kez bu yıl Türkçe’ye çevrilmeyen, ancak tepkiler üzerine gecikmeli şekilde tercüme edilen AB İlerleme raporundan bazı satırlar:

– Sivil toplumun faaliyet alanıyla ilgili ciddi gerileme devam etmiştir. Özellikle de, insan hakları savunucuları dâhil çok sayıda aktivistin tutuklanması göz önünde bulundurulduğunda, sivil toplum sürekli bir baskıyla karşı karşıya kalmıştır. Gezi davası ile Osman Kavala’nın yargılama öncesi tutukluluğunun devam etmesi, sivil toplumun çalışmaları bakımından caydırıcı bir etki yaratmıştır.

– Kasım 2017’den bu yana, AİHM’in serbest bırakılması yönündeki kararına rağmen yargılama öncesi tutukluluğu devam eden, insan haklarının önde gelen savunucusu Osman Kavala ile ilgili devam eden dava, oldukça endişe vericidir. Dava, sivil toplum kuruluşlarının kamusal alanının daralması bakımından, sembolik niteliktedir.

– Şubat 2020’de Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Gezi Davasında delil yetersizliği nedeniyle sanıklar hakkında beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin üç hâkimi hakkında soruşturma başlatmıştır.

– Osman Kavala ve diğer 15 sivil toplum örgütü üyesine karşı açılan davalar Haziran 2019’da başlamıştır. Anayasa Mahkemesi Osman Kavala’nın yargılama öncesi tutukluluk halinin sona erdirilmesine ilişkin başvurusunu reddetmiş, ancak AİHM, Aralık 2019’da derhal salıverilmesi yönünde hükmetmiştir. Şubat 2020’de yerel mahkeme, yurtdışında olmayan sanıkların beraatine ve Osman Kavala’nın tahliyesine karar vermiştir. Ancak Kavala, bundan sadece birkaç saat sonra, inandırıcı bir dayanak olmaksızın, 2016’daki darbe girişimiyle ilgili başka bir soruşturma kapsamında yeniden tutuklanmıştır. Mayıs 2020’de kesinlik kazanan AİHM kararına rağmen Kavala’nın yeniden tutuklanması ve tutukluluk halinin devam etmesi, Türk yargısının uluslararası standartlara ve Avrupa standartlarına bağlılığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.

– Muhalefet, özellikle de en büyük ikinci muhalefet partisi olan HDP marjinalleştirilmeye devam edilmiştir. İki eski eşbaşkan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile seçilmiş yedi HDP milletvekili hâlen cezaevindedir.

– Demirtaş davasında, AİHM oybirliğiyle AİHS’nin ifade özgürlüğü maddesinin ihlâl edildiğine hükmetmiştir.

– Mahkemenin başlangıçta almış olduğu tahliye kararı bozulmak suretiyle Ahmet Altan’ın yeniden tutuklanması ve hapis cezasına çarptırılması hususunda güvenilir gerekçelerin olmaması, özellikle de üst düzey siyasi müdahale nedeniyle, Türk yargısının güvenilirliğine daha fazla zarar vermiştir.

-Anayasa Mahkemesi kararları ile alt mahkemeler tarafından benzer davalarda uygulanması gereken bir ilke tesis edilmesine rağmen, alt mahkemeler benzer olguları bulunan davalarda Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamıştır.

AB raporunda, sadece bu dosyalar değil, topyekûn Türk yargısı da ağır şekilde eleştirildi. İşte o ifadelerden bazıları:

– Hukuka uygunluk gözetilmeksizin yapılan ihraçların yargıda otosansüre ve sindirilmeye yol açtığına dair endişeler mevcuttur.

– Mesleğe yeni almaların hızlandırılmış usullerle ve şeffaflıktan yoksun bir seçim süreci ile yapılması yargının etkinliğine ve profesyonelliğine gölge düşürmektedir. Hâkim ve savcıların mesleğe alınmasında ve terfisinde nesnel, liyakate dayalı, yeknesak ve önceden belirlenmiş kriterlerin bulunmamasına ilişkin kaygılar devam etmektedir.

– Başta yürütmenin Hâkimler ve Savcılar Kurulu üzerindeki rolünün sınırlandırılması ve ceza davalarında paralel bir sistem haline gelen sulh ceza hâkimliği yargı yetkisi ve uygulamasının kaldırılması yönündeki endişelerin giderilmesine yönelik hiçbir tedbir açıklanmamıştır. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun itibarının yanısıra kamuoyunda yargıya güvenin yeniden tesis edilebilmesi için Avrupa standartları ile uyumlu olarak Kurulun, şeffaflığını ve usullere bağlılığını artırması, üyelerinin yarısı veya yarıdan fazlasının kendi meslektaşları tarafından seçilmiş hâkimler olması gerekmektedir.

– Hâkim ve savcıların görev yerlerinin sık sık değiştirilmesi, yargı kalitesini olumsuz yönde etkilemeye devam etmiştir.

– Başta terörle ilgili davalardakiler olmak üzere, hukuki gerekçe ve somut deliller bakımından, yargı kararlarının kalitesine ilişkin ciddi endişeler devam etmektedir. İddianameler genellikle güvenilir delillerle desteklenmemiş olan iddiaları yansıtmaktadır. Delil ve suç isnadı arasında kurulmuş bir bağ olmaması, ciddi endişe yaratan çok sayıda unsurlardan biridir. Pek çok davada, gizlilik kararı alınması nedeniyle, adalete erişim ve savunma hakkı kısıtlanmıştır. Buna paralel olarak, kovuşturma dosyalarındaki ayrıntıların medya organlarında yer almaya devam etmesi, bazı davalarda karalama kampanyaları düzenlenmesine yol açmış ve masumiyet karinesini ihlâl etmiştir.

– Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle gazetecilere, yazarlara ve sosyal medya kullanıcılarına (çocuklar da dahil) yönelik soruşturmalar, tutuklamalar ve kovuşturmalar devam etmiştir.

AB’nin eleştirilerinin çok küçük bir bölümünü aktardık; onlarca talebine ise hiç girmeden, şunu soralım:

Erdoğan’ın, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş sebebiyle Arınç’a tepki gösterirken, aynı görüşleri savunan ABD ve AB’ye sıcak mesajlar göndermesi büyük bir çelişki değil mi?

YİNE YARGIYA MÜDAHALE

Bu tablodaki ikinci ve daha önemli hususa gelirsek;

AB İlerleme Raporu’nda aynen şu yazıyor:

“Yürütme ve yasama erki temsilcileri, şüphelilerin masumiyet karinesini hiçe sayarak ve yargının bağımsızlığı ilkesine karşı gelerek sürmekte olan davalar ile ilgili yorumlarını kamuoyu ile paylaşmaya devam etmiştir.”

AB raporunun ya da Bülent Arınç’ın, Kavala ve Demirtaş’la ilgili sözlerinin muhtemelen yargı üzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır.

Ya “hukukta reform” müjdesinin verildiği şu günlerde bizzat Erdoğan’ın, Kavala’yı “Gezi olaylarının finansörü”, Demirtaş’ı da “Kobani katliamının faili” ilân etmesinin yansımaları?

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized