CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu Ağustos başında ambulanslarla Suriye muhalefetine silah taşındığı iddiasını gündeme getirdi. Sınır köyleri Kuşaklı, Harran ve Bükülmez’de incelemeler yapan Dudu, ambulansların Suriye’ye mühimmat götürdüğünü, dönüşte ise yaralı getirdiğini söyledi. Dudu’nun iddiası hem Kızılay hem de Sağlık Bakanlığı tarafından yalanlandı, biz de unuttuk gittik.
Tam 1 ay sonra Basın Konseyi üyeleri Hatay’da incelemelerde bulundu. Bu defa Başkan Orhan Birgit, ellerinde Türk Sağlık Bakanlığı’na ait ambulansla sözde özgür Suriye ordusuna silah taşındığını gösteren fotoğraf bulunduğunu açıkladı. Tabii Sağlık Bakanlığı yine anında yalanladı.
Herkes yalan, sadece yetkililer mi doğru? Yetkililerin doğru söylediğine inanmak istiyorum; çünkü iddia vahim ötesi. Şayet yalansa ‘doğrucu’ yetkililerin acilen yapması gereken tek şey var: o ambulans görünümlü ölüm makinalarının kimlere ait olduğunu ortaya çıkarmak!..
İnanmak istiyorum dedim, ama inanamıyorum; çünkü biz bu filmin farklı bir versiyonunu daha önce gördük. 18 yıl önce, 1994’te. PKK’ya Türk askerini vurduran Talabani-Barzani ikilisi Türkmen şehirleri Kerkük, Erbil, Telafer ve Altunköprü’de terör estiriyor, Türkmenler üzerinde zulmün kitabını yazıyordu. Kerkük feryatlar içindeydi. İşte o dönemde Kızılay görevlileri soydaşlarımıza insani yardıma koştu. Tam 4 yıl süren bu maraton kelle koltukta sürdü. Emperyalistler ve maşaları bu insanı yardımdan çok rahatsız oldu. Kızılay görevlileri: “Onlar Kızılaycı değil, MİT’çi.” denilerek hedef gösterildi. Ve bir gün Talabani-Barzani beslemeleri, Kızılay araçlarının yolunu kesip görevlilerimizi şehit etti. O şehitlerimizin Ankara Kocatepe’den kalkan cenazelerini bugün gibi hatırlıyorum.
Dün soydaşlarımıza yardım götürmemizi cinayetlerle engelleyenlerin, bugün insanı yardım adı altında ve Türkiye’ye ait olduğu öne sürülen ambulanslarla Suriye’ye ölüm taşıtması… İnanılır ve akıl alır bir şey mi?
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
16 Eylül 2012