Bugün Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Abdullah Gül 1992’de, “Ne Mutlu Türküm diyene lafını tutup her yere yaza yaza Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür” demişti.
Devr-i saltanatlarında –şimdilik- Doğu ve Güneydoğu illerimizin dağından, taşından “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözü kazındı.
Yeni “açılım”ın lokomotifliğini Aydın Doğan’ın Radikal’i yapıyor.
Aydın Doğan’ın “Amiral Gemisi” Hürriyet’in eski Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, “Türklükten istifa ettiğini” açıklıyor. Herkes de bunu bir tepki veya “açılım”a katkı sanıyor.
Usta, “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alıyorum” diye meydan okuyor.
İktidar partisi AKP’nin yaptırdığı anketlerde millete akıl almaz sorular soruluyor.
Teröristbaşına gönderilen ikinci heyete “sürpriz” bir şekilde İslamcı-Kürtçü Altan Tan dahil ediliyor.
“Neler oluyor?.. Türkiye’den daha neler ‘kazınacak’?.. Türklüğü reddeden Başbakan Erdoğan hangi millettendir?” soruları birbirini izliyor.
Birbiriyle bağlantılı koca bir denklem!.. Aslında göründüğü kadar karmaşık değil, aksine çok basit. Hepsinin cevabı Usta’nın değişmez yol haritasında var.
Sene 1993; Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Usta, İkinci Cumhuriyet tartışmaları kapsamında şunları söyler:
“Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. ‘Türkiye Türklerindir’ gibi tezler yanlıştır. Türkiye, Türkiye’de yaşayan herkesindir. Bir inanç birlikteliği bu insanların bütünlüğünü sağlayabilir.”
Ya, “Eğer ülke içinde yaşayan bazı grup insanlar milli yapı içerisinde kalmak istemezlerse ne olacak”tır?
Usta’ya göre, “Onun kararını halk verecek”tir.
Örneğin, “Kürtler ayrı yaşamak isterse”?..
Usta’nın cevabı:
“Bu durumda belki Osmanlı eyaletler sistemi benzeri bir şey yapılabilir. Eyaletler içinde bir sistem olabilir… Ümmet kavramı içinde düşünmüyorum ki, İslâmi devlet planı içinde düşünüyorum. Ümmetin içinde zaten Hıristiyanın, Yahudinin olması söz konusu değil. Ama bu ümmet Hıristiyanla, Yahudiyle de kendi hukuklarını belirleyerek yaşayabilir…Türkiye’de insanların hemen hemen tamamı gerek varlık olarak fıtratlarının gereği, gerekse üzerinde yaşadıkları coğrafya ve tarihi misyonları gereği zatan Müslümandırlar. Ancak bu özelliklerini ortaya koymaları engellenmiştir. Cebri yollarla bastırılmıştır. Eğer insanların beyinlerindeki ipotekleri kaldırırsak onlar kendiğilinden İslamı seçecektir. Çünkü özlerinde inanç vardır.”
Usta, 1993’te partisinin Ümraniye ilçe örgüt binasının açılışını yaparken, anlamayanlara bir kez daha anlatır:
“Yahu milletin bütünlüğü ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ ifadesiyle sağlanır mı? Osmanlı 30’u aşkın etnik grubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu. Biz de inanç birliğiyle tutacağız.”
“Değiştim” der, sonra “dönüşerek değişimden” söz eder. Ama Başbakanken, 2006’da partisinin Kızılcahamam toplantısının kapalı bölümünde aslına rücu eder:
“36 etnik grup var. Bunların hiçbiri üst kimlik değil, anasır-İslâm, yani islamın unsurlarıdır.”
Usta’nın en sevdiği ve sıkça kullandığı laf şu:
“Kusura bakmasın da bir doğum 9 ay 10 günde oluyor. Erken doğum istenirse o sakat doğum olur. Bunların hepsini tek tek yapıyoruz.”
9 ay 10 gün geldi ki artık, “Türk milliyetçiliği ayaklar altına alınıyor”!..
Usta’nın hangi milletten olduğu (Teröristbaşına Altan Tan’ın gönderilmesi de tamamen bu kapsamdadır. Tan’ın misyonunu ayrıca yazacağım) netleştiğine göre, sırada ne var?
‘Türkiye Türklerindir gibi tezler yanlış” demişti.
Amiral Gemisi Hürriyet’in sloganı ne; “Türkiye Türklerindir”.
Üç vakte kadar Hürriyet’in o sloganı kazınırsa şaşar mıyız?!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
23 Şubat 2013