Bizler bugün buruk bir şekilde 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’mızı kutlamaya çalışırken, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Strazburg’da Türkiye siyasi denetim raporunu onaylıyordu. Bu raporla, PKK’ya “ terör örgütü” demekten fiilen vazgeçen ve “Türk halkı” yerine “Türkiye vatandaşları” ifadesini kullanan ilk kurum, Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi oldu.
“Şok” haber bu değil; O raporu destekleyen ve karşı çıkan Türk milletvekillerinin kimlikleri. Sıkı durun, CHP’den Deniz Baykal ve Gülsün Bilgehan “evet” derken, Haluk Koç çekimser kalmış. İnanmayacaksınız, ama AKP’liler ise red oyu vermiş.
Önce Avrupa Konseyi hakkında kısa bilgi; 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye alehindeki tüm kararların hazırlandığı mutfak gibidir. Temeller burada atılır, bir süre sonrada AB eliyle önümüze şart olarak konur. Bir örnek; Daha 1999’da Kemalizm’i bir sorun olarak gösteren, Lozan’ın modasının geçtiğini ima eden, Kürt kökenli vatandaşlarımıza “azınlık” diyen Avrupa Konseyi’dir.
Türkiye için böylesi tarihi bir günde görüşülen ve oylanan rapora gelirsek; BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün verdiği önergelerle PKK konusundaki ifadeler değiştirilir. Raporda, “Kürt sorunu ve PKK terörizmi 40 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu” denmişken, Kürkçü’nün teklifiyle, “Türkiye’deki Kürt sorunu ve Türk devletiyle PKK arasındaki çatışma 40 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu” halini alır. Keza, “PKK’lılar”, “ PKK aktivisti” yapılır.
Rapordaki, “Ülkenin gelecekteki demokratik sistem ve meclis şeklini Türk kurumları ve Türk halkı belirler” cümlesi de yine Kürkçü’nün önergesi üzerine, “Türkiye vatandaşları ve kurumları” olur.
Bu değişikliklerin ardından raporun tamamı oylanır ve 35 hayır, 6 çekimser oya karşılık 142 oyla kabul edilir.
Türk delegasyonundan CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve Lozan’ın mimarı merhum İsmet İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan raporu desteklerken, CHP’li Haluk Koç ile AKP’li Nursuna Memecan çekimser kalır. AKP milletvekilleri Mevlüt Çavuşoğlu, Şaban Dişli, Tülin Erkal Kara, Pelin Gündeş Bakır, Burhan Kayatürk ve Ahmet Türkeş ise hayır oyu kullanır.
AKP’liler oylamadan sonra rapordaki PKK’yla ilgili değişikliklere ateş püskürür. Mesela Nursuna Memecan şunları söyler:
“Çok sinirlenerek yorumluyorum. PKK bir terör organizasyonudur. Bu organizasyonun üyelerine terörist deniliyor. Bunu itiraf etmekten veya konuşmaktan niye çekiniyorlar, bunu çözebilmiş değilim. Bu dönüyor dolaşıyor, bana dokunmayan terörist, başkasının teröristine ben aktivist de diyebilirim konusuna geliyor.”
AKP’li Şaban Dişli, “Bütün Avrupa ülkeleri, PKK’nın terörist örgüt olduğunu kabul etmiştir. Dolayısıyla terörist organizasyonun üyeleri de teröristtir. Bu samimiyetsizliktir” der.
Peki, iş bittikten sonra bu kadar öfkelenen AKP’liler, Ertuğrul Kürkçü o önergeleri verirken ne yaptı derseniz; Hiç itiraz etmeden sessizce dinlemişler.
Sadece CHP’li Haluk Koç söz alıp, önergeler aleyhinde konuşmuş.
Ama ortaya çıkan tablo ortada… Adeta BDP’liler hazırlamış, AKP’liler pişirmiş, CHP’liler de yemiş!..
CHP’ye Soru: Lozan Çağdışı mı?
CHP’lilerin “evet” oyu verdiği bu raporun sadece PKK ile ilgili kısımları değil, diğer birçok maddesi de partinin kuruluş ilkeleri ve bugün izlediği politikalara taban tabana ters.
AKP’nin 10 yıllık icraatlarını “reform” diye öven,
12 Eylül 2010 Anayasa referandumunu ve sonrasında yargıdaki yapılanmaları olumlu bulan,
4+4+4 eğitim sistemini dahi, “eğitim-öğretim süresi uzadı” gerekçesiyle beğenen,
Ergenekon, Balyoz davalarını sadece “savunma hakkı kısıtlandığı” için eleştiren,
Baykal’ın yerden yere vurduğu 2009 açılımını, “Kürt halkı için başlatılan demokratik açılım” sayan,
“PKK lideriyle” görüşülmesini, 63 akil adamın çalışmalarını takdir eden,
Ayrıca;
“Kürt sorununun çözümünde anahtar rol oynayacağı” için ademi merkezi yönetime geçilmesini,
Ulusal Azınlıkların Korunması ile Bölgesel ve Azınlık Dilleri sözleşmelerinin imzalanmasını,
“Türk adını ve kimliğini aşağılayanları cezalandıran” TCK 301’in kaldırılmasını,
Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin “ekümenik” olduğunu belirtip, Ruhban Okulu’nun açılmasını isteyen,
Ve dahi;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş senedi olan Lozan’a “çağdışı” diyen bir rapor.
CHP’liler böyle bir rapora nasıl oy verir?.. Şaka olmalı!.. 23 Nisan’da Türk Milleti’ne bu kadar da vurulmaz ki!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
23 Nisan 2013