Dün sadece kadınların, kadın örgütlerinin ve muhalefetin değil, iktidar ve medyasının gündeminde de üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i canavarca öldüren Cemal Metin Avcı’ya “haksız tahrik” indirimiyle 23 yıl hapis cezası verilmesinin yol açtığı infial vardı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Sonuna kadar süreci takip edeceğiz ve üst mahkemelere taşıyacağız… Haksız tahrik indirimi bu davada son derece yanlış bir değerlendirmedir. Faili cesaretlendiren bir değerlendirmedir ve kamuoyunun, adaletin tecellisi düşüncesini sarsan bir sonuçtur.” dedi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, şu açıklamayı yaptı:
“Mahkemelerin eksik ya da yanlış bulduğumuz kararlarının yeniden değerlendirilmesi için yargının kendi mekanizmaları ve süreçleri vardır… Hukuki süreç devam etmektedir. Yargı mekanizması çalışmaktadır. Yeniden değerlendirme süreçleri hukuk içinde bellidir. Hukuki süreçleri hassasiyetle takip edeceğiz.”
Karardan rahatsız olanların başında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın geldiğini, “ancak verilen kararın kesin olmadığını, istinaf ve temyiz aşamalarının beklenmesi gerektiğini ifade ettiğini” bugün Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi duyurdu.
Abdülkadir Selvi dünkü yazısında da, “Pınar Gültekin, vahşi bir şekilde katledilirken neyin haksız tahrikinde bulunmuş?.. Sormak istiyorum. Pınar Gültekin canlı canlı yakılırken acaba hangi hareketiyle ya da sözüyle haksız tahrikte bulundu? O nedenle isyanım büyük.” ifadeleriyle kendi duygu ve düşüncelerini paylaştı.
Sonunda ise sadece Pınar Gültekin kararı değil, Gaziantep’te Duygu Delen’in 4’üncü kattan atılarak ölümüne sebebiyet veren kişinin beraat ettirilmesini de kabullenemediğini vurgulayarak şöyle isyan etti:
“Ne diyeyim? Adalete, adalet gerek. Bunlara bir de madalya taksaydınız bari…”
Ne Temyiz Ne İstinaf İmkanı Var
Yine dün, iktidar medyasının birinci sayfalarında Pınar Gültekin olayının yanı sıra bir haber daha vardı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın “Başkan Erdoğan’ın konuğu olarak” 35 işadamıyla birlikte Ankara’ya geleceği müjdeleniyordu!..
Muhammed bin Selman kim, uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Bizzat Erdoğan’ın ve bu medyanın Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın “katili” ilân ettiği kişi.
Kaşıkçı da, aynen Pınar Gültekin gibi, üstelik Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nun içinde vahşice öldürülüp yok edilmişti.
Prens’in Ankara’yı ziyaret şartını da biliyorsunuz. Kaşıkçı cinayeti dosyasının kapatılmasını şart koştuğu öne sürüldü. İddia doğru olmalıydı ki; Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’de görülen dava dosyasının Suudi Arabistan’a devrine onay verdi. Yetmedi, Prens gelmeden hemen önce “Suudi makamlarının orada yapılan yargılamalar sonucunda sanıklara verilen cezaların uygun bulunmasıyla” dosya tümden düşürüldü. Yetmedi, dosyanın devrine muhalefet şerhi koyan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nimet Demir Kahramanmaraş’a gönderildi.
Özetle Cemal Kaşıkçı’nın ölüm emrini veren kişi, bırakın “haksız tahrik indiriminden” yararlanmak; yargılanmadan -istinaf ve temyiz imkânı olmaksızın- beraat ettirildi…
Bir fail böylesine “cesaretlendirildi”…
Adaletin tecellisi düşünce ve umudu yerle yeksan edildi…
Bugün Pınar Gültekin kararına ilişkin tepki ve rahatsızlıklarını dillendiren iktidar mensupları ile medyasının gıkı bile çıkamadı!..
Adli Konularda Tecrübe Paylaşımı Yapacaklar
Dahası bu kişi ayağına turkuaz halı serilerek, törenle karşılandı.
“Seçkin kardeş” olduğu bildirildi.
Onunla “işbirliğinin güçlendirileceği ve sürdürüleceği” vurgulandı.
En dramatik kısmı; “iki tarafın, adli işbirliğini geliştirme; hukuki ve adli alanlardaki uzmanlar arasında tecrübe paylaşımı konusunda mutabık kaldığı” açıklandı!..
Oldu olacak, Abdülkadir Selvi’nin dediği gibi, “bir de madalya taksaydınız bari”!..
Müyesser YILDIZ
23 Haziran 2022