Erdoğan-Gülen savaşı kızıştı… İpler tamamen koptu… Dershaneler savaşı, MİT krizini bile aştı… CHP-MHP bile cemaatin yanında konuşlandı…
Barzani’nin Diyarbakır “düet”i öncesi ana gündemimiz bu oluverdi. Danışıklı-dövüş mü desem? Cemaat, Erdoğan’ın “gündem belirleme” zokasını yuttu mu desem?
Her halükarda sonuç değişmiyor. Erdoğan’ın da, Cemaatin de Doğu-Güneydoğu’da PKK yerine Barzani’yi tercih ettiği biliniyor. Nakşi veya Nakşi-Nurcu kardeşliği dururken, “Zerdüştlerle” ittifak yakışır mı hiç?!.
Ana gündemimiz Barzani olmalıyken, Erdoğan-Gülen kavgasını konuşuyoruz. Dershaneler konusunda bilmem kaç kere çelişkili açıklama yapan Milli Eğitim Bakanlığı’nın adeta zaman ayarlı atağından gel de şüphelenme!
Barzani Diyarbakır’ı “fethedip” gider, dershane işi bir kez daha rafa kalkar mı, haftaya görürüz.
-Gülen Muhtırası İlk Sincan’da Duyuldu-
Ancak son savaş üzerine Fetullah Gülen’in verdiği “muhtıra”ya dair anlatacaklarım var.
Gülen dün kendi sesinden Silivri davalarıyla ilgili şöyle konuştu:
“60 ihtilalinden bu yana onu da gördük tokadını yedik, 70 darbesini gördük tekmesini yedik. 80 darbesini gördük onun da çiftesini yedik. Hepsinden bir şey yedik. Fakat tekme atan, tokat atan, çifte atanın şimdi hesapları görülüyor. Biz yapmadık onu, kader hüküm verdi ve kaderin o mevzuda figürü olarak kullandığı insanlar, onları öyle yaptılar. Bana dokunan bir yanı vardı, yaşlı başlı adamlar böyle orada hesap verince ciğerim yanıyor benim. Elimden bir imkân olsa ben onların hepsine serbestsiniz derim. Ne var ki birileri onları planlıyor, yapıyor, ‘Topuklarını birbirlerine vurdu. Karşımızda dimdik durdu bu adamlar. Bunlara bunu dedirttik.’ Diyorlar. Bir taraftan kapalı kapılar ardından diyorlar, fakat bir taraftan da camia onu sanki bir kısım elamanlarına yaptırtıyormuş gibi onlara fısıldıyor. Bir taşla iki kuşu vurma gibi bir nifak hareketi içinde bulunuyorlar. Bana yakışmayan şeyler, ama müsadenizle bu kadarını da söyleyeyim.”
Kısacası, “Operasyonları biz yapmadık iktidar yaptı, ama bizim üzerimize atıyor. İmkânım olsa hepsini serbest bırakırım” demeye getirdi.
Fetullah Gülen’in bu sözleri aylar önce kendisini ziyarete giden bir heyete söylediğini duymuş, ama inanmamıştım. Galiba doğruymuş.
Kulis bilginin kaynağı, 28 Şubat davası. İsmi lâzım değil, bu davadan tutuklu birisinin cemaate yakın olduğu, tam 15 yıl onların bir hastanesinde koordinatörlük yaptığı konuşuluyordu. O ismin tutuklanması, diğer tutuklular başta olmak üzere herkesi şaşırtmıştı ve ilk onun tahliye edileceğine kesin gözüyle bakılıyordu.
İddialara göre, bir gün diğer bazı tutuklular, o isme şunu sorar:
“Bunlara yıllarca hizmet ettin. Nasıl oldu da tutuklandın?”
“İpin ucu kaçtı” der.
Yine o günlerde Sincan’daki 28 Şubat tutuklularına şöyle bir bilgi ulaşır:
Bir heyet, kendi arkadaşları olan o ismin durumu başta olmak üzere diğer tutukululukları görüşmek üzere Pensilvanya’ya gitmiş ve şöyle demiştir:
“Bari muvazzaflar alınmasın, TSK çöküyor…”
28 Şubatçıların aktardığına göre, Gülen bu sözlere şöyle karşılık vermiş:
“Bizim kesinlikle bir dahlimiz yok. Hükümet yapıyor, üstümüze atıyor…”
Taa Silivri’deyken, “Bu kafa, her an Başbakan Erdoğan’ı Ergenekon’un 1 numarası yapar” diye yazmıştım.
O yüzden olanlara şaşmıyorum, umurumda da değil. Şu anda başta CHP-MHP, hepimizi ilgilendirmesi gereken ana sorun Barzani’nin Diyarbakır’da “Kürdistan Bölge Başkanı” sıfatıyla ağırlanacak olmasıdır… Ankara’da, “Kürdistan Bölgesel Kürt Yönetimi Temsilciliği” açma hazırlıklarının yapılmasıdır…
TSK bugünler için “çökertilmedi” mi?
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
15 Kasım 2013