Başbakan Erdoğan, Adana’da MİT TIR’larının aranmasıyla ilgili olarak dün bir kez daha “paralel yapının” TSK’ya da sızdığını belirtip, şunları söyledi:
“Yargı içindeki paralel yapı, jandarmadaki uzantılarını da yanına alarak bu ülkenin Mili İstihbarat Teşkilatı’na yasadışı operasyon yapıyor. Bu operasyon, düpedüz bir casusluk operasyonudur. Buradaki ayrıntılar ortaya çıktığında, o operasyonda kimlerin yer aldığı, kimlerin kimlere talimat verdiği, ihbarda bulunduğu ortaya çıktığında milletim ihanetin derecesini daha net olarak görecektir… Türk Silahlı Kuvvetlerimizin özellikle o nezih yapısı farklı, ama oraya da bunlar bu sızmalarını ne yazık ki yapmış durumdalar.”
TIR operasyonunda iki komutanın; Adana İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Özkan Çokay ve Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celeboğlu’nun adı gündeme geldi. Çokay merkeze çekilirken, Celeboğlu halen görevinin başında.
Ancak Erdoğan’ı destekleyen Sabah Gazetesi, operasyonu bizzat Celeboğlu’nun yönettiği iddiasında ısrarlı oldu. Erdoğan da Sabah Gazetesi’nin haberlerine sahip çıkarak, bir anlamda bu iddiayı doğruladı.
-Genelkurmay’ı Kim Yanılttı?-
Hatırlanacağı üzere TIR operasyonundan 2 sonra Sabah Gazetesi, “TIR’cı Komutana Paralel Koruma” başlıklı manşetinde, Celeboğlu’nun bavulcu Gazeteci Mehmet Baransu’nun yasadışı dinlenmesi olayında adının geçtiğini, herkes ceza alırken sadece onun korunup-kollandığını öne sürdü. Sabah’ın haberinde, şu ilginç ifadeler de vardı:
“Tuğgeneralliğe terfi eden ve Adana’ya Jandarma Bölge Komutanı olarak atanan Celepoğlu’nun paralel yapının iki gözde generalinden biri olduğu ve gelecekte Jandarma Genel Komutanı olmayı hedeflediği belirtiliyor.”
Genelkurmay, Sabah’ın bu haberine anında tepki gösterip, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, “Haberlerde, bazı yargı kararları ve bu kararları veren yargı mensupları üzerinden, somut herhangi bir bilgi ve belgeye dayanmaksızın, yorum yapılmak suretiyle Tuğgeneral Hamza Celepoğlu’nun yasa dışı bir yapının parçası olması nedeniyle korunduğu, diğer personelin ise aynı konuda ceza aldığı iddia edilerek, TSK personeli arasında ciddi ayrışma ve güvensizlik ortamı oluşturulmaya çalışıldığı, bu durumun askeri disiplin anlayışının bozulmasına ve personel arasında siyasi gruplaşmalara yol açabileceği, ayrıca komutanlara karşı güven hissinin zedelenmesine neden olabileceği değerlendirilmektedir” denildi.
Genelkurmay, Celepoğlu hakkındaki “mesnetsiz” iddiaların “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, suç uydurma, astlık-üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir veya tezyif edici fiil ve harekette bulunmak” suçlarını oluşturduğunu da savundu.
Yine o günlerde Jandarma Bölge Komutanlığı’nın yaptığı soruşturma sonucunda, Celeboğlu’nun operasyondan haberinin olmadığının anlaşıldığı bildirildi.
Bugün itibarıyla Başbakan Erdoğan’ın mesajları ortada. O halde öncelikle, “Genelkurmay’ı Celeboğlu konusunda kim yanılttı?” ya da “Celeboğlu’nu kimler korumaya kalkıştı?” diye sormak gerekmiyor mu?
Bu sorulara cevap vermeyen askeri kaynaklar, şunları söylemekle yetindi:
“Mahkeme yayın yasağı koydu. Herhalde Jandarma Genel Komutanlığı suç duyurusunda bulunacak ve soruşturma şüpheli sıfatıyla yürüyecektir.”
Peki, Celeboğlu’nun görevden alınması gündemde mi? Askeri kaynaklar, “Biliyorsunuz Jandarma Genel Komutanlığı İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Görevini sürdürüp, sürdürmemesi tamamıyla Bakanlığın tasarrufunda” diyerek, Celeboğlu’nun görevden alınabileceği sinyalini verdi.
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
19 Şubat 2014