İçeriğe geç

TSK: PYD Terör Örgütüdür… Biz Görüşmedik MİT Görüştü…

Süleyman Şah “ricatı”ndan sonra “PYD’yle görüşüldü mü?” tartışmaları başladı. Malûm Başkomutan Erdoğan, PYD için “terör örgütü” diyordu.

İlk gün PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD-YPG, “Kobani’ye giren Türk birliklerine 5 kilometre boyunca güvenlik koridoru oluşturduklarını” öne sürdü.

HDP’li Hasip Kaplan, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınmasında TSK ile YPG’nin birlikte çalıştığını belirtip, “30 yıldır çatışan TSK ve YPG ilk kez aynı operasyon içinde yer aldı. Bu bir milattır” dedi.

PYD-YPG’nin sözde Dışişleri Bakanı İdris Nassan, “Olanlar, Kobani yönetimi ile Türk makamları arasında bir anlaşma çerçevesindedir” açıklamasını yaptı. Nassan, terörist olmadıklarını belirtirken de “Ahmet Davutoğlu’nun Kobani zaferini öven ve Kürtçe öğrenmek arzusunu belirten açıklamasının çok önemli” olduğunu vurguladı.

Dün de PKK’nın elebaşlarından Murat Karayılan, operasyonun PYD-YPG’nin bilgisi ve onayıyla gerçekleştirildiğini iddia edip, şöyle konuştu:

“Tamamen tartışılmış, konuşulmuş ve karşılıklı çıkarlar temelinde ortak bir plan doğrultusunda uygulanmış bir harekât söz konusudur. Mevcut taraflarla diplomatik ilişkiler sayesinde zaten görüşülmüş, haberdar edilmiştir… PYD, YPG ve kanton yetkilileri de kendi aralarında yaptıkları uzun tartışmalar sonucu Türk Devleti’nin bu yönlü teklifini uygun görmüşlerdir.”

Tüm bu iddialara karşılık Erdoğan’ın Sözcüsü İbrahim Kalın, “Bahsedilen örgütlerle herhangi bir temas, koordinasyon, yardımlaşmanın söz konusu olmadığını” duyurdu ve “PYD terör örgütüdür” görüşünü tekrarladı.

Peki işin aslı ne? Başkomutan’ın “terör örgütü” dediği PYD ile görüşüldü mü, görüşülmedi mi? Görüşüldüyse, kim görüştü? Operasyonu yapan TSK’nın PYD’yla ilgili “terör örgütü” görüşü değişti mi, değişmedi mi?

Genelkurmay kaynakları, “TSK için PKK ve PYD’nin kesinlikle terör örgütü” olduğunu belirterek, PYD ile kendilerinin değil, MİT’in görüştüğünü açıkladı.

Bugün yandaş medya Davutoğlu’nun, “basın, geçin” talimatı verdiğini şöyle anlatıyor:

“Operasyonla ilgili bilgi sahibi olduklarını söyleyen isimlerden Kobani Kantonu Başbakanı Salih Müslim’in, operasyonun yapıldığı akşam Başbakanlık’la temasa geçerek, askerin ve zırhlı araçların Kobani merkezinden geçmesi konusunda kanton yönetiminin toplanarak karar alması gerektiğini ilettiği, konunun aktarıldığı Davutoğlu’nun da, ‘basın geçin’ ifadesini kullandığı ve bunun üzerine operasyonun sürdürüldüğü belirtildi.”

İşin aslı şu:

Evet MİT’in görüştüğü PYD’liler, “Kantona sormamız lâzım” demiş. Bu bilgi Genelkurmay’a iletilmiş. Genelkurmay da, “Görüşmeleri bitirin. Biz geçiyoruz. Müdahale etmeye kalkarlarsa, pişman olurlar” karşılığını vermiş. Yolları da PYD-YPG’liler değil, Özel Kuvvetler açmış.

Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde PYD ile görüşmelere izin verdiği biliniyor. Sahi, Erdoğan ve TSK’nın “terör örgütü” dediği PYD için Başbakan Davutoğlu ne düşünüyor, o da aynı görüşte mi? PYD-YPG’nin sözde Dışişleri Bakanı İdris Nassan’ın, “Ahmet Davutoğlu’nun Kobani zaferini öven ve Kürtçe öğrenmek arzusunu belirten açıklamasını çok önemli” bulmasının sebebi ne?

Operasyonda “PYD rolü” daha çok tartışılacağa benziyor.

Görüşmeleri MİT yaptığına göre, inşallah ileride Oslo benzeri yeni bir “Kobani mutabakatı”yla karşılaşmayız!..

Operasyon gecesinden bir detay; Genelkurmay’da Başbakan Davutoğlu’na o gece ekmek arası döner ve kaşarlı simit ikram edilmiş.

Foça ve Paşakapısı’na kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

24 Şubat 2015

Kategori:Uncategorized