İçeriğe geç

O Harbiyelilere “Bir Şans Daha Verildi”…

“Paralellerin” askeri okullardaki “kumpasları”, mağdur edilen Harbiyeliler yıllardır dillendiriliyordu, ama nihayet son haftalarda gündeme oturdu.

Giden gitmiş, binlerce ocak sönmüş, “paralel” olmayan bir avuç Harbiyeli kalmıştı. Ama birilerinin onlara bile tahammülü yoktu… “Durmak yok, yola devam” dercesine, “operasyonlar” sürdürülüyordu.

Ankara’da son 1 haftada 4 Harbiyelinin daha ilişiğinin kesildiğini, ailelerinin yaşadığı dramları, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yanısıra, Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın da konuya el attığını dün duyurduk.

Yöneticilerin yaptıkları hatayı fark etmesi midir, seçim öncesi hedef olmama çabası mıdır, yoksa haberimizin etkisi midir bilinmez, ama o 4 öğrenciyle ilgili karardan vazgeçildi ve genç harbiyeliler, “son bir şans daha verilmek” üzere okullarına geri çağrıldı.

Eleştiririz, yanlışı yazarız, ama iyiye de “iyi” deriz. 4 öğrencinin “şimdilik” okuluna dönebilmesi, bu büyük yaraya merhem olamasa da Okul Komutanlığı, Genelkurmay veya Kara Kuvvetleri, bu yanlıştan dönülmesini sağlayan her neresi ise teşekkürler… Darısı diğer tüm mağdurların başına…

-İbret-i Alemlik Olay-

Nasıl bir yaraya neşter vurduysak, mağdurlardan gelen bilgilerin ardı arkası kesilmiyor. İbret-i alem için sadece bugüne kadar kamuoyuna hiç yansımayan bir olayı anlatmakla yetineceğiz.

Hepimiz “mobbing ve tasfiyelerin” ağırlıklı olarak Kara Harp Okulu’nda yapıldığını sanıyoruz ya, meğer ilk deneme ve operasyonlar Hava Harp Okulu’nda yaşanmış. Aktaracağımız olay da bu okula ilgili.

Yıl 2006; Baba o dönemde oldukça etkili ve yetkili bir konumda olan rütbeli bir asker, oğlu N.A. ise TED, sonra Kuleli’de okuyan başarılı bir öğrenci, aynı zamanda başarılı bir basketbolcudur.

Tabur komutanı bir gün aralarında N.A.’nın da olduğu bir grup öğrenciyi çağırıp, “Sizi bu okuldan mezun etmeyeceğiz” der.

R’leri söyleyemeyen bu komutan, mülakat komisyonlarında görev alan ve “r” sorunu olan öğrencileri eleyen birisidir.

“Sizi bu okuldan mezun etmeyeceğiz” tehdidi üzerine N.A. dayanamayıp, “İyi de siz r’leri söyleyemediğiniz halde, nasıl asker oldunuz ve bu rütbeleri aldınız?” diye tepki gösterir.

Çok öfkelenen Komutan, “Bundan sonra hiç mezun olamayacaksınız” demekle kalmaz, N.A.’ya bizzat işkence yapar. Ailesi işkence yapıldığına dair Adli Tıp’tan rapor alır. O vakitler kimsenin aklına “paralel yapılanma” vs. gelmemektedir. N.A.’nın babası, “TSK’nın yıpranmaması” için şikâyetçi olmaz.

Ancak okulda N.A.’ya “mobbing” devam eder. Öyle ki, bir gün komutan bir kız öğrenciye, N.A.’ya tokat atması talimatı verir, o da mecburen atar.

N.A. işte bunu onuruna yediremez ve okuldan ayrılır.

Bu olaylar sürecinde öğrencilere sahip çıkmak, “mobbinglere” engel olmak isteyen Öğrenci Alay Komutanı yıllar sonra Balyoz’dan tutuklanır.

R’leri söyleyemeyen komutan mı; O generalliğe terfi eder… Halen de aktif bir görevde…

TSK’daki “paralel yapılanmayla” ilgili somut bilgi-belge arayan sivil veya askeri savcılar, işe askeri okullardan veya sadece N.A’nın babasını dinleyerek bile başlasalar, ipin ucunu öyle bir yakalarlar ki!..

Müyesser YILDIZ

4 Haziran 2015

Kategori:Uncategorized