Erdoğan Cumhurbaşkanlığı kampanyası sırasında Doğu ve Güneydoğu’daki tabloyla ilgili şunları söyledi:
“İnsanların iradesine silah tehdidiyle el koyanlar karşısında bizler de tavrımızı en güzel şekliyle ortaya koyacağız. İçişleri ve TSK tüm imkânlarıyla buralarda neyse, hangi dilden anlıyorlarsa o dilden konuşmaya mecburuz… Ne gerekiyorsa bizim bunu yapmamız lâzım. Bu işin affı olamaz. Çözüm sürecini biz onlar istifade etsin diye hazırlamadık ki. Çözüm sürecini millet istifade etsin diye hazırladık. Eğer biz onlar istifade etsin diye hazırlamış olursak, bunun hesabını veremeyiz.”
Aynı günlerde Hakkari’ye giden dönemin “açılım” sorumlusu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Militan gençler vatandaşlara baskı yapıyor, haraç istiyor, oy kullanma konusunda baskı yapıyor. Bunlar yanlış, bir şey kazandırmaz ve çözüm sürecine zorluklar getirir. Kimse vatandaşı tehdit edemez, haraç alamaz. Bunu yapanlar kendilerini sorgulasın. Eskiden Jandarma, devletin güvenlik birimleri veya görevlileri bu bölgede aynı baskıları uygularmış” dedi.
Yeni Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da önceki gün bir tv programında şöyle konuştu:
“Lice’deki olaylar, yol kesme, adam kaçırma, haraç alma gibi bir takım hadiseler var. Bir eylemsizlik kararı alınmıştır. Bu eylemsizlik sadece karakol basma, kurşun sıkma ile sınırlı olmamalıdır. Terör, her türlü şiddet ve asayiş meselesi. Bunlar da bu eylemsizlik kapsamında ele alınmalıdır…”
Besbelli ki, Erdoğan’ın daha önce iddia ettiği gibi “bölgenin dağlarında çiçekler açmıyor”, PKK mızrağı artık çuvala sığmıyor!..
-Devlet, Karışmayın Dedi-
Yetkililerin açıklamaları, istihbarat raporları bir yana bizzat bölgede yaşayanlardan gelen haberleri aktarmak istiyorum.
Bitlis’te eski korucubaşı, gemi kaptanı Tello Uçak’ın öldürülmesinden, PKK’nın olayı üstlenmesiyle haberbar olduk. Bu cinayeti, PKK’nın açıklamasından 2 gün önce AKP’nin önemli bir isminden duyduğumu yazmıştım. O isim, bölgedeki durumla ilgili şunları da anlattı:
“PKK, haraç topluyor, diğer partilerin yöneticilerine tehdit mektubu gönderip, ‘istifa edin, yoksa’ diyor. Polis basit kavgaya bile, ‘devlet karışmayın dedi’ diyerek, karışmıyor. Vatandaş, aleni PKK gösterilerini şaşkınlıkla izleyip, ‘devlet nerede?’ diye soruyor. Halk korku içinde. Bakanlar gidip, 15 gün vatandaşın içinde kalsa, onları dinlese neyin ne olduğunu anlar. Tuhaf, gizli, anlamadığımız şeyler oluyor. Çok önemli bir gözlemim de şu; Vatandaş artık Barzani’ye de şüpheyle bakıyor.”
Geçenlerde CHP Kurultayı’nda bölgede etkili eski bir siyasetçiyle karşılaştım, durumu sordum. Şu örneği vermekle yetindi:
“Vatandaş Savcı’ya gidiyor. Savcı, ‘Dava açmam 1 yıl sürer, PKK’ya git, hemen halleder’ diyor…”
-IŞİD, PKK’dan Daha mı Tehlikeli?-
ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in Türkiye ziyaretinden sonra, “Türk yetkilileri, PKK konusundaki kaygılarını ilettiler. Ancak bana, hiçbir biçimde PKK’yı, IŞİD’den daha önemli bir tehdit olarak gördüklerini belirtmediler” dediği bildirildi.
Ankara, IŞİD’i PKK’dan daha tehlikeli sayıyor, ama acaba bölgede ne söyleniyor?
Cizre Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu belirtilen Eray Temizkan’ın Haziran ayında attığı şu tweetlere ne denir?
“TRT’de IŞİD ve Musul olayını konuşan gazetecicik arkadaşlar.. ‘Tarih bizi çağırıyor’ diyerek haaa haaa haa gülmek ne demek… Çok mu komik… Boğazda oturup, caddede dolaşıp, uzaktan ahkâm kesmek kolay… Gelin Cizre’de bir ay yasayın… Musul’da korkmadan dolaşın… Sonra konuşun…”
İşte “çözüm sürecinin” meyveleri!..
Son bir not Batı’dan, MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay’dan. 3 ay kadar önce annesini hastaneye yatırmış. Oradaki hastalardan birisi, “Tayyip de Tayyip” deyince, Akçay’ın annesi öfkelenmiş, “Ne Tayyip’i? Memleketi satıyorlar” şeklinde tepki göstermiş.
El cevap:
“Sataasa, satsın!.. Alan da bize bakaa!..”
Gel de sorma; Nerde devlet, nerde millet?..
Silivri, Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya ve Antalya’ya kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
11 Eylül 2014
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/dava-acmam-1-yil-surer-pkkya-git-hemen-halleder–1109141200.html