Burası Türkiye… Çifte standardı, kanun keşmekeşi bitmez. Bu keşmekeş öyle uygulamalara yol açar ki, devletin en önemli kurumu TSK’da “sabıkalılar” çalışıtırılır da ülkenin en iyi yetişmiş, geleceğin kuvvet komutanları olarak bakılan, ama “kumpaslarla” önü kesilmiş insanlar “sabıkalı” olduğu için bir takada kaptanlık, bir özel uçak şirketinde pilotluk veya bir güvenlik şirketinde müdürlük bile yapamaz.
“Kumpas” mağduru olup, emekliye ayrılmak zorunda kalan veya Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye edilmelerine rağmen YAŞ kararıyla TSK’dan uzaklaştırılan askerlerden söz ediyorum.
Hapisteyken sadece onlar değil, yakınları da mağdur edildi. İşlerinden ayrılmak zorunda bırakılanlar veya “Balyozcu, Ergenekoncu yakını” diye işe alınmayanların dramlarına tanıklık ettik.
“Kumpas” ortaya çıktı, Anayasa Mahkemesi haklarında verilen ağır cezaları bozup, özgürlüklerine kavuşmalarını sağladı, ama mağduriyetleri bitmedi.
Küçük yaşlarda katıldıkları TSK’dan haksız, hukuksuz şekilde kopartıldılar. Artık olan oldu diyerek, bunun acısını yüreklerine gömüp, kendilerine yeni bir hayat kurmak, yollarına devam etmek istiyorlar. Lâkin iş için çaldıkları her kapı, “temiz kağıdı” alamadıkları için yüzlerine kapanıyor.
Oysa hukuken “sabıkalı” değiller. Nitekim Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç “yeniden yargılama” kararı verildikten sonra, “Bu karardan sonra cezaevindekiler artık mahkûm değil, tutuklu oluyorlar. Tahliye olurlarsa da sanık olurlar. Yeniden yargılama yapılacak” dedi.
Tahliye oldular, yeniden yargılama başladı. Mahkeme kayıtlarına göre de “sanık” statüsündeler.
Gel gör ki, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Adli Sicil Kanunu böyle söylemediği için emekli askerler kayıtlarda “sabıkalı” gözüküyor.
Keşmekeşin sebebi çok basit; CMK ve Adli Sicil Kanunu eski. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmasından çok önce ve AYM’nin kesinleşen hükmü bozması gibi bir durum söz konusu değilken çıktığı, sözkonusu kanunlar bu yeni duruma göre düzeltilmediği için mağdurlar bir kez daha mağdur oluyor.
Nitekim Adli Sicil’den “sabıkasız” kaydı alamayan Balyoz mağdurlarından bazıları, “sabıka kaydının” silinmesi için yeniden yargılamayı yapan 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Yedek üyelerle toplanan mahkeme heyeti de CMK ve Adli Sicil Kanunu’ndaki hükümlere atıf yaparak, “Yargılamanın yenilenmesi durumunda, yeniden yargılama sonuçlanmadan adli sicil kayıtlarının silinmesi konusunda hüküm bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlenle adli sicil kayıtlarının silinmesi talebinin yasal dayanağı bulunmadığından reddine” kararı verdi.
Olayın en çarpıcı boyutu şu:
Balyoz davasında 325 asker yargılandı. Bunların bir kısmı hüküm verilmeden emekli oldu. Yargıtay 9 Ekim 2013’te mahkûmiyet kararını onadığında yüzlercesi henüz muvazzaftı. Bunların da büyük bölümü cezaevindeyken görev süresi dolduğu için emekliye sevkedildi veya TSK’ya tepki için emekliliğini istedi.
Anayasa Mahkemesi “yeniden yargılama” kararı verdiğinde hâlâ muvazzaf olan yaklaşık 50 subay vardı. Tahliyeden sonra rütbeli 10 komutan terfi beklerken, YAŞ kararıyla emekliye sevk edildiler. Albay ve altındaki rütbede olanlar ise görevlerine döndü. Aktif görev isteyenler aktif göreve, pasif görev isteyenler pasif göreve atandı.
Aslında davanın seyri açısından emekli olan/edilen silah arkadaşlarıyla aynı konumdalar. Yani onlar da yeniden yargılanıyor. Yani hukuk önünde onlar da “sabıkalı”. Yani TSK göreve başlatmak için “sabıka kaydı” istemiş olsa, onlar da Adli Sicil’den temiz kağıdı alamayacaktı.
Bu nasıl hukuktur?!. TSK, “sabıkalıları” çalıştırıyor, ama Türkiye’nin en iyi yetişmiş pilotları, denizcileri taşeronluğa, kaçak işçiliğe itiliyor, geçmişleri çalındığı gibi, gelecekleri de karartılıyor.
PKK’ya “paket” , askerlere “sepet” yapanlar, acaba bu garabete son verir mi?
Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya ve Antalya’ya kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
19 Eylül 2014
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/bu-cifte-standart-ne-zaman-bitecek-2009141200.html