İçeriğe geç

Şah-Mat Operasyonu!..

TSK ve MİT işbirliğiyle Süleyman Şah Türbesi’ne dün gece düzenlenen operasyonla, buradaki askerlerimiz ve “manevi emanetler” başka bir yere nakledildi. Herhangi bir çatışma yaşanmadığı, ama operasyon sırasında bir askerimizin başına tank kapağının çarpması sonucu şehit olduğu açıklandı.

Şehit askerimize Allah’tan rahmet, ailesine ve ülkemize başsağlığı diledikten sonra operasyonun niçin yapıldığını özetleyelim.

Uzun bir süredir IŞİD teröristlerinin Süleyman Şah Türbesi’ni kuşattığı, askerlerimizi rehin aldığı, Türkiye’nin yiyecek-içecek dahi gönderemediği öne sürülüyordu.

Gerçek şuydu; Kuşatma yoktu, türbede görev yapan askerlere her ay düzenli-yiyecek içecek intikali sağlanıyordu. Ancak Özel Kuvvetler Komutanlığı’na mensup 40 subay ve astsubayın 6 ayda bir değişimi planlanmasında aksama vardı. 9’uncu aya girildiği halde değişim yapılamamıştı ve görevi devralacak ÖKK subayları 3 aydır sınırda bekliyordu.

Aksamanın sebebi üst düzey bir yetkilinin ifadesine göre, “IŞİD olduğu kadar, Ayn el Arap (Kobani)’daki PYD-PKK tehdidi”ydi.

Operasyonun büyük bir gizlilik içinde gerçekleştirildiği anlatılıyor.

Nasıl bir gizlilikse, ben bile operasyonun hangi gün hangi saatlerde ve nasıl yapılacağını Çarşamba günü öğrenmiştim. Operasyonun başlayacağından da dün 4.5 saat öncesinden haberim oldu.

Yetkililerin, “askerlerimizin güvenliği sıkıntıya girer” şeklindeki haklı uyarısını dikkate almamak olmazdı, yazmadım.

Sabah saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı’nda bir basın toplantısı düzenleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Hiçbir merciden ne izin, ne yardım talep edilmiştir. Eğer önümüze bu operasyon esnasında kim çıkmış olursa olsun, bu talimat verildikten sonra şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü engeli aşar, her türlü çatışma riskini de göze alır, yeni Süleyman Şah Karakoluna kadar iner ve o emanetleri salimen ülkemize getirir” dedi.

Operasyon öncesinde heredeyse davul-zurna çalındığı kalmamışken, “hiçbir merciden izin talep edilmedi” sözlerinin bir anlamı var mıdır bilmem, ama “yardım talep edilmedi”nin üzerinde duralım.

– Ayn el Arap’ta sadece PYD-PKK’lıların kaldığını bizzat iktidar yetkilileri açıkladı.

– Erdoğan’a göre, “PYD, PKK ile eşitti ve terör örgütü”ydü.

– ABD ve Başbakan Davutoğlu ise PYD’yi terör örgütü saymıyordu. ABD bir yandan, “PYD terör örgütleri listemizde değil” derken, öte yandan PYD eşbaşkanı Salih Müslim’e ABD’ye giriş vizesi vermiyordu. Davutoğlu ise geçmişte PYD eşbaşkanı Salih Müslim’le görüştüğü gibi, PYD’nin eşbaşkanı Asya Abdullah elini kolunu sallayarak, Türkiye’ye gelip, HDP’nin Diyarbakır’daki toplantılarına katılabiliyordu.

– TSK, Süleyman Şah Türbesi operasyonu için “PYD-PKK’yı, IŞİD kadar tehlikeli” saydığına göre, bunların bir şekilde “ikna edilmiş” olması gerekiyordu. Nitekim Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül operasyonu yorumladığı bugünkü yazısında, “İşin daha da dikkat çekici yönü, dün geceki operasyonu Türkiye’nin Kürtlerle işbirliği içinde yapması” diyor. Kürtlerden kasıt elbette ki, PYD-PKK.

İddia edildiği gibi, Süleyman Şah Türbesi operasyonunda Türkiye, PYD-PKK ile işbirliği yaptıysa, “IŞİD’i destekliyor” suçlamalarına maruz kalan AKP iktidarının, ABD başta olmak üzere tüm ülkelerden takdir göreceği, PKK-PYD’nin de “Süleyman Şah’taki Türk askerleri sayemizde kurtuldu. Bize nasıl terör örgütü dersiniz?” propagandası yapacağı açık.

O halde sıcağı sıcağına soralım:

– Erdoğan, “PYD şu anda bizim için PKK ile eşittir o da terör örgütüdür” diyordu. Artık bu söylemden vaz mı geçilecek, yani ABD çizgisine mi gelinecek?

– İktidar yetkilileri daha 2 gün önce ABD ile imzalanan eğit-donat mutabakat zaptına göre, eğitilecek personelin iki ülke tarafından birlikte belirleneceğini, içlerinde PKK ve PYD’den isimler bulunmayacağını, bu konuda görüş birliğine varıldığını açıkladı. Ancak Hürriyet’in Washington Temsilcisi Tolga Tanış bugünkü yazısında, Pentagon Sözcüsü Tuğamiral John Kirby’nin ağzından, “Eğitim alacak kişilerin CENTCOM bünyesindeki Tümgeneral Michael Nagata’nın ortaklarla yürüteceği işbirliği sonucu belirleneceği” bilgisini aktarıyor. Hangisi doğru? Türkiye, Süleyman Şah operasyonunun ardından PKK-PYD’lileri de eğitip, donatmayı da kabul edecek mi?

– Dışişleri Bakanlığı’nda Davutoğlu’nun başkanlığında yapılan ve ses kayıtları sızdırılan Süleyman Şah Türbesi ile ilgili toplantıyı hatırlıyorsunuz; İçeriği yalanlanmayan o toplantıyı kimlerin dinlediği ve sızdırdığı 1 yıl geçtiği halde bulunamadı. Acaba o “kozmik” operasyonun, bugün gelinen noktayla herhangi bir ilgisi var mı?

Sonuç; Eğer operasyonda PKK-PYD’nin izni ve desteği sözkonusuysa, buna “Şah-Fırat” değil, “Şah-Mat” denmez mi?

Müyesser YILDIZ

22 Şubat 2015

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/sah-firat-degil-sah-mat-operasyonu-2202151200.html

Kategori:Uncategorized