İçeriğe geç

YEPYENİ ANAYASA’NIN “BABASI” KİM?

Soros’un ülkemizdeki temsilcisi TESEV’in kurucusu, Musevi asıllı işadamı İshak Alaton, iki kere “evet” diyeceği bu referandumundan sonra, Prof. Ergun Özbudun’a hazırlattıkları yepyeni bir Anayasa taslağının kabul edilmesini isteyeceklerini duyurdu.

Bu da nereden çıktı? Özbudun ve Anayasa taslağı denince bildiklerimiz şunlar:

22 Temmuz 2007 seçimlerinden önce 8 Haziran’da Başbakan Erdoğan, Prof. Ergun Özbudun’u Başbakanlık Konutu’na davet edip, Anayasa taslağı hazırlayacak bir komisyon oluşturmasını (Olayın böyle cereyan ettiğini bizzat Özbudun anlattı) istedi. Özbudun denileni yaptı. Hazırlanan taslak da seçimlerden hemen sonra kamuoyuna açıklandı. Taslakta, Atatürk milliyetçiliğinin çıkarılmasından ana dillerde eğitime pek çok düzenleme vardı, bu yüzden epey gürültü kopardı. Özbudun ve ekibinin bu çalışma karşılığında para alıp, almadığı dahi sorgulandı.

Sonrasında yine Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla dönemin Genel Başkan Yardımcısı Mir Dengir Fırat başkanlığında oluşturulan bir AKP heyeti, Özbudun taslağı üzerinde çalışıp, bazı ekleme ve düzenlemeler yaptı. Sonuçta AKP “Bu bizim taslağımız” diyerek, o çalışmayı sahiplendi.

Anayasa taslağı üzerindeki tartışmalara Cumhurbaşkanı Gül de, “Kimin yazdığı değil, ne yazdığı önemli” şeklinde bir değerlendirmeyle katıldı.

Ancak o taslak, AKP hakkında kapatma davası açılması başta olmak üzere yaşanan çeşitli siyasi gelişmelerin ardından, askıya alındı. 12 Eylül’de referanduma götürülecek olan Anayasa değişikliği paketinde ise o taslaktan epey yararlanıldığını biliyoruz.

“Özbudun veya AKP’nin” zannettiğimiz o taslağı 3 yıl sonra sorgulamamızın sebebi, Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton’un geçtiğimiz gün Hürriyet ve Zaman gazetelerine yaptığı açıklama. (Hemen hemen aynı başlıkla yayınlanan röportajıyla Alaton, iki grubu birleştirmiş gibi gözüküyor. Ancak arada ufak bir fark var. Hürriyet’e göre, Alaton, Başbakan Erdoğan’ın TÜSİAD’a referandum için baskı yapmasını ‘yanlış’ bulurken, Zaman’a göre, Ümit Boyner’in ‘tarafsızlık’ açıklaması için, ‘geçersiz ve mantıksız bir yaklaşım’ diyordu).

Ergenekon soruşturmalarını destekleyen, Güneydoğu’da kazılan kuyuları “demokratikleşme” sayan, CHP’yi “despot” bir parti olarak nitelendiren, resmi-özel kimden ne tür itiraz gelirse gelsin, bunları “çift başlılık ve AKP aleyhtarlığı” kabul eden ve işadamlarının Taraf Gazetesi’ne destek vermesini isteyen Alaton’un en önemli özelliği Soros’un güdümündeki TESEV’in kurucusu olması. Kendi ağzından, TESEV’in nasıl ve neden kurulduğunu yine Zaman Gazetesi’ne 2009’da yaptığı bir açıklamadan aktaralım. 30 yıl önce kurulan TESEV’in parasını TÜSİAD’ın değil, kendilerinin verdiğini belirten Alaton, haklarındaki “Soros Çocukları” nitelemesi için şunları söylemişti:

“Çok normal, çünkü Soros dediğimiz adamın ‘Açık Toplum’ olayına ne kadar destek verdiğini bütün dünya biliyor. Fakat Türkiye’de ismi çarpıtılarak ve kötü gösterilerek, kötü şöhrete ermesi yolunda bir çabalar sarf edildi. Benim George Soros denen insana büyük saygım ve sevgim var, bunu açık bir şekilde söylüyorum ve hiç çekinmiyorum. Çünkü saygıdeğer bir adam. Dünyanın liberal ekonomiye ve liberal düşünceye olması için dünyadaki saygın ülkelerin yönetimlerinin şeffaflaşması ve hesap verebilir hale gelmesi için çok çaba harcayan insan olarak ona saygı duydum. Soros’un Açık Toplum Enstitüsü (ATE) yoluyla bizlere maddi destek verdiğini her zaman açıkladık. Hiçbir zaman gizli saklı olmadı. Bunu bangır bangır bağırdık. Hatta geçen sene bununla yetinmeyip bir Açık Toplum Vakfı’nı (ATV) kurduk. Kurucular da, Can Paker, İshak Alaton ve Osman Tavaf.”

Peki Alaton, Soros’un, “kadife devrimler yaptırdığı, Türkiye’de de İshak Alaton, Can Paker gibi isimler üzerinden yeni bir düzen tesis etmeye çabaladığı” şeklindeki iddialar hakkında ne düşünüyor? Bunu da yine Zaman’daki o röportajından, kendi ağzından cevaplandıralım:

“Gündeme gelen bu sorulara biz de hak verdik ve dedik ki bizim yapmak istediğimiz şeffaf, açık ve hesap verebilir bir yönetim, yani demokrasiye hizmet. Hem TESEV, hem ATV olarak bizim hedefimiz bu…”

Alaton’u böylece bir kez daha tanıtmış olduktan sonra Hürriyet ve Zaman’daki geçtiğimiz günkü röportajı ve bunun 2007’deki Anayasa taslağı ile ilişkisine dönelim. “Sizce referanduma sunulan maddeler yeterli mi?” sorusu üzerine şöyle diyor:

“Hayır yeterli değil. Aspirin gibi bir şey. Geçici çözüm getiriyor, tedavi etmiyor acıyı geçiriyor, ama TESEV’in Ergun Özbudun’a hazırlattığı yepyeni bir Anayasa taslağı var. Bunun ele alınmasını, tartışılmasını ve kabul edilmesini isteyeceğiz…”

TESEV’İN ÖZBUDUN’A HAZIRLATTIĞI TASLAK NEREDE?

TESEV ve Özbudun?!.. Aradık taradık TESEV çalışmaları kapsamında Özbudun’a ait böyle bir taslak bulamadık. Dahası TESEV’in toptan bir Anayasa çalışması yok. Sadece konularla ilgili parça parça hazırlanmış raporlar var.

Özbudun ise TESEV adına en son 1 Ocak 2002’de, AB sürecinde yapılmış Anayasal ve siyasal reformları değerlendirip, yapılacak olanlar için önerilerde bulunduğu bir rapor hazırlamış, o kadar. Buna da “Anayasa taslağı” demek mümkün değil.

O halde iki ihtimal söz konusu: Ya Özbudun’un AKP için hazırladığı söylenen taslak, gerçekte TESEV’indi… Ya da henüz gün yüzüne çıkarmadıkları çok gizli bir çalışma var!..

Şimdi gelin de Cumhurbaşkanı Gül’ün, “Kimin yazdığı değil, ne yazdığı önemli” görüşüne katılın… Kimin yazdığı hiç önemli olmaz olur mu?

Müyesser Yıldız

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html

Kategori:Uncategorized