İçeriğe geç

Müyesser Yıldız’ın Esir Hukuku Dilekçesi

SİLİVRİ CEZAEVİ MÜDÜRLÜĞÜ

ARACILIĞI İLE

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU BAŞKANLIĞI’NA

ANKARA

Kamuoyunda Oda Tv davası olarak bilinen davada 11 aydır tutukluyum. Kanunlarda yer almayan bir suçtan tutuklandım ve yargılanıyorum. İlâve olarak;

Davanın tarafı olarak sunulan yürütme organına bağlı polis teşkilatınca yürütülen kovuşturma ve soruşturmada yetkiler baştan sona kötüye kullanılmıştır. Savcılık makamınca hazırlandığı belirtilen iddianamede en temel ve basit yasa hükümlerine dahi uyulmamıştır. Söz konusu iddianame, tüm eksiklik ve usulsüzlüklere rağmen mahkeme tarafından kabul edilmiştir.

Hasmım olan bir savcı tarafından gözaltına alınıp tutuklanmam sağlandığından; buna dair AHİM’ne yaptığım başvuru 4 ayda incelenip kabul edildiği halde Başkanlığınız’a yaptığım başvurunun üzerinden iki ay geçmesine rağmen olumlu veya olumsuz herhangi bir işlemde bulunulmamıştır.

Yegane “suç delili” olan, isimsiz – imzasız birkaç word ”belgesinin” kişisel bilgisayarıma dışarıdan virüs yoluyla gönderildiği uzman raporları ile belgelendiği halde Mahkemece hiçbir işlem yapılmamış; ancak 4’üncü ayda, yine yürütme organına doğrudan bağlı, ayrıca davada görevli olan bazı avukatlarla davalı TÜBİTAK uzmanlarına havale edilmiştir.

Tarafıma düzenlenen bu virüs komplosu ile ilgili olarak 16.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı da son duruşmada “iddia edildiği gibi, görevi kötüye kullanma ve komplo varsa biz sonuna kadar gideceğiz” diyerek, şüpheleri ciddiye alındığını gösterdiği halde,”şüphe, sanık lehine dikkate alınır” hükmü Göz ardı edilip, şablon tutukluluğun devamı kararı alınmıştı.

Tüm duruşmalarda hazır bulunduğum halde, ara kararlar yüzüme okunmak yerine gıyapta açıklanmış, adeta gıyabi cenaze namazı kılma gibi bir usul geliştirilmiştir. Korkarım ki bu uygulama, ileriki aşamalarda gıyabı yargılamaya da dönüşebilecektir.

Bu davanın gönüllü ve fiili tarafı olan yürütme organının önde gelen tüm isimlerinin, her fırsatta “hüküm” niteliğinde fikir beyan ederek adil yargılamayı etkileyip yönlendirdiği de kamuoyunun malumlarıdır.

Ana başlıkları ile özetlenen bu tablo, söz konusu davada Türk ve evrensel hukuk ilkelerinin çiğnendiğini, tüm girişimlere rağmen hukuksuzlukların düzeltilmediğini, dolayısıyla da taammüden bir “özel hukuk” uygulandığını ortaya koymaktadır.

Bu şartlarda tarafıma ESİR HUKUKU’nun uygulamasını saygılarımla arz ve talep ederim. 31.01.2012

8 nolu L tipi Cezaevi K-5 Müyesser YILDIZ

Silivri

Kategori:Uncategorized