28 Şubat duruşmasından birkaç insan karesi aktarayım.
Başbakan Erdoğan’ın bile, “Cezaevinde mamayla beslenenler var” diyerek, tutuklanmasını eleştirdiği eski Jandarma Komutanı Teoman Koman’ın ancak 15 ay sonra sağlık durumu nedeniyle tahliye edildiğini biliyorsunuz.
Fikrimi sorarsanız; Duruşma salonunda veya benim “demir tabut” dediğim, o cezaevi nakil aracında ölmesinden korkuldu, o kadar!..
Duruşmada fenalaşması üzerine Koman için tahliye talebinde bulunan Avukatı Celal Çelik, şu acı gerçeği tutanaklara geçirtmeyi başardı:
“Prof. Haberal’ı tedavi eden doktorların tutuklanmasından sonra ne yazık ki, doktorlar rapor tanzim etmekten korkuyor…”
Avukat Çelik, hapishanede aylardır Koman’ın her türlü bakım ve ihtiyacını karşılayan emekli Paşalar Kenan Deniz ve Kamuran Orhon’un dinlenmesini de istedi. Ancak Mahkemeye heyeti muhtemel ki, iki Paşa’nın anlatacağı acı gerçeklerden çekindiği için
bu talebi reddetti.
Bu sabah Koman’a bakan emekli Paşalardan Kamuran Orhon’a dün geceyi, tahliyeyi, Koman’ın tepkisi ve 15 aydır yorulan kendilerinin hislerini sordum. Cevabı öyle askerce ve insancaydı ki; “Yok, yorulmadık. Tahliyesine de çok sevinemedik. Çünkü eşi çok yaşlı. Kaldırıp, indireme imkânı yok. İşleri daha da zor, aklımız onlarda” dedi.
Bu haldeki bir insan için Savcı bile, “hastaneye yatırılsın” yönünde görüş bildirdiği halde, bugün henüz müşteki avukatlıkları kabul edilmemiş biri, Avukat Mustafa Polat, Koman’ın tahliyesine itiraz etti.
Neyse ki, Mahkeme bu itirazı reddetti.
MİNDER
Tutuklu sanıklar arasında bir tane bile siyah saçlı yok. Hepsi ak saçlı. Yaş ortalaması siz deyin 70, ben diyeyim 75. Yürüyemeyen, konuşamayan…
Mahkeme, “Hepinize tahliye” dese, Allah sizi inandırsın, duruşma salonunun dışına çıkıp, merdivenlerden inebilecek insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ama “kaçma ihtimalleri” olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanıyorlar.
Onlar da bizler de gün boyu tahta sandalyedeyiz.
Hâl ne hâl ki, bugün tutuklu sanıkların altına minder getirtildi.
O minder var ya, bu davanın simgesidir!..
FOTO ZEVK
Bir dönemin “kudretli Paşalarının” yoklamada ayağa kalkıp, “burdayım” demesi birilerini zevkten dört köşe etti.
O zevk yetmedi ki, yasağa rağmen izleyici kısmında oturan, 28 Şubat döneminde 13-15 yaşında olan “müşteki” adaylarının cep telefonlarıyla Paşaların resmini çekip, twitter’da paylaştığı ortaya çıktı.
Paylaştılar ve sildiler.
Polis geldi, cep telefonları kontrol edildi. Herhangi bir fotoğraf “bulunamadığından” işlem yapılmadı.
Duruşma salonunun kapısında, “açık cep telefonu, kamera ve silahla girmek yasak” yazılı olduğu halde salonu silahlı, üniformalı KOM polisleri doldurdu.
Sorduk, soruşturduk sebebini bulamadık. Çoğunlukla basın mensuplarının etrafında oturduklarına göre, “tehlikeli madde” bizlerdik!..
KEMAL GÜRÜZ’ÜN YANINDAKİ ŞAHIS
Teoman Koman’ın tahliyesine itiraz eden Avukat Mustafa Polat, şöyle bir dilekçe daha verdi:
“Sabahki oturumda Kemal Gürüz’ün yanında oturan şahıs beni tehdit etti. Bu durumun tutanaklara geçirilmesi ve suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum.”
YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz’ün yanında oturan “şahıs”, Çevik Bir’di. Çevik Bir’i tanımamak mümkün mü? İstiskâl ve zevk meselesi tabii!..
Hiç birimiz böyle bir olaya tanık olmadık. Şaşırdık. Sordum soruşturdum. Meğer Çevik Bir, Avukat Mustafa Polat’ı Teoman Koman’ın Avukatı Celal Çelik zannedip, “Çok iyi oldu, çok sevindik” demiş. Bir’in avukatlarının söylediğine göre, o da fırsat bu fırsat böyle bir manipülasyon yapmış.
Dilekçenin sonucu mu? İddia edilen “tehdit eylemini mahkeme heyeti de görmediğinden” reddine karar verildi.
“Acı ve zevki” birarada görmek, yaşamak, hissetmek isteyenlere 28 Şubat duruşmalarını kaçırmamalarını öneririm.
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html