İçeriğe geç

Gizli Planları ABD’ye Aktarırken Yakalanan Komutan Kim?

Geçen Pazar Adana-Gaziantep otoyolunda Savcılar, 300 jandarma eşliğinde 7 TIR’ı durdurup, arama yaptırdı. TIR’ların MİT’e ait olduğu ortaya çıktı ve bunun da “paralel devlet” savaşının devamı olduğu öne sürüldü.

TIR olayının, özellikle TSK boyutuyla tahminlerin ötesinde büyüyeceğe anlaşılıyor. Yeni ve deprem etkisi yaratacak iddialar var. Fotoğrafın bütününü görmek ve bu yeni iddiaları anlayabilmek için arama sonrası yaşanan bazı gelişmeleri özetlemem gerekiyor. O yüzden lütfen sabırla okuyun.

TIR aramasıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan şu açıklamayı yaptı:

“TIR’ların aranmasında Savcı, benim iznim, Adalet Bakanlığı’nın haberi olmadan böyle bir müdahalenin içine giremez. MİT’in ne getirip, ne götürdüğüne bakamaz. Bu paralel yapılanmanın diğer bir versiyonudur. Kısa bir zaman önce atılan adımın devamıdır.”

Erdoğan şunu da söyledi:

“Ne yazık ki, burada jandarmamız da kullanılmıştır. Gerek savcıyla ilgili gerek jandarmanın komuta kademesiyle ilgili hukuki sürec başlatılmıştır ve gereği yapılacaktır. Kendi Milli İstihbarat Teşkilâtı’nı bu şekilde lanse edenin vatanseverliğinden ben şüphe ediyorum.”

Neticede, aramayı başlatan Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı görevden alınırken, Jandarma Genel Komutanlığı’nın da aramayı yaptıran Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile “Adana İl Jandarma Alay Komutanı Murat Koç” (Bu ismi tırnak içine almamın sebebini aşağıda anlatacağım-MY) hakkında inceleme başlattığı duyuruldu. Komutanların, operasyonla ilgili olarak Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un yanısıra Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Servet Yörük ve Genelkurmay Karargâhına bilgi vermediği de öne sürüldü.

-Sabah’ın Haberleri Neyin İşareti?-

TIR aramasından 2 gün sonra Erdoğan’ı destekleyen Sabah Gazetesi ilginç bir manşet attı. “TIR’cı Komutana Paralel Koruma” başlıklı haber, Adana Jandarma Bölge Komutanı Celeboğlu hakkındaydı. Bavulcu Gazeteci Mehmet Baransu’nun yasadışı dinlenmesi olayında onun da adının geçtiği, açılan soruşturmada herkes ceza alırken, geçtiğimiz günlerde görevden alınan İstanbul Özel Yetkili Savcısı Fikret Seçen’in, o dönemde İstanbul Jandarma Komutanı olan Celeboğlu için “davaya gerek yok” kararı verdiği anlatılıyordu. Haberde, şu dikkat çekici ifadeler de vardı:

“Tuğgeneralliğe terfi eden ve Adana’ya Jandarma Bölge Komutanı olarak atanan Celepoğlu’nun paralel yapının iki gözde generalinden biri olduğu ve gelecekte Jandarma Genel Komutanı olmayı hedeflediği belirtiliyor.”

Sabah’ın bu haberine tepki gösteren Genelkurmay Başkanlığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, “Haberlerde, bazı yargı kararları ve bu kararları veren yargı mensupları üzerinden, somut herhangi bir bilgi ve belgeye dayanmaksızın, yorum yapılmak suretiyle Tuğgeneral Hamza Celepoğlu’nun yasa dışı bir yapının parçası olması nedeniyle korunduğu, diğer personelin ise aynı konuda ceza aldığı iddia edilerek TSK personeli arasında ciddi ayrışma ve güvensizlik ortamı oluşturulmaya çalışıldığı, bu durumun askeri disiplin anlayışının bozulmasına ve personel arasında siyasi gruplaşmalara yol açabileceği, ayrıca komutanlara karşı güven hissinin zedelenmesine neden olabileceği değerlendirilmektedir” denildi.

Sabah Gazetesi bugün de “Jandarma Hard Diskinde Paralel Temizlik” başlıklı çarpıcı bir haber yayınladı. Bu haber ise Balyoz davasından 13 yıl hapis cezasına çarptırılan Binbaşı Özgür Ecevit Taşçı’nın, Celeboğlu hakkındaki iddialarına ilişkin. Özgür’ün sadece iddiaları değil, bunları gündeme getiriş tarihi de önemli. TIR aramasından 16 ay önce, 22 Ekim 2012’de Jandarma Genel Komutanlığı’na bir dilekçe veren Taşçı, Balyoz davasının “dijital delillerini” oluşturan Gölcük Donanma Komutanlığı’nda çıkan Jandarma belgelerinin ham hallerinin, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı bünyesindeki illegal bir yapı tarafından sızdırıldığını savunup, o dönemde İstanbul İl Jandarma Komutanı olan Celeboğlu’nu işaret etmiş.

Sızdırmadan sonra 2009’da, yani Balyoz davasının başlamasından 1 yıl önce İl Jandarma Komutanı’nın emriyle İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde bulunan tüm bilgisayarların hard disklerinin değiştirildiğini ve tüm belgelerin temizlendiğini belirten Binbaşı Taşçı, “Görevden alınan İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün kaç kez ve ne maksatla İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na gelerek İl Jandarma Komutanı ile görüştüğünün aydınlatılmasını” da istemiş.

-“Bu Pisliklere Bulaşmayın” Diyen Komutan-

Sadece Binbaşı Özgür Ecevit Taşçı’nın değil, tutuklu çok sayıda Jandarmanın, TIR aramasından aylarca önce Adana hakkında Genelkurmay’a ihbarda bulunduğunu, yani çok kimsenin çok şeyi bildiğini vurguladıktan sonra, cezaevinden bana ulaştırdıkları şu notu aynen aktarmak istiyorum:

“Gündemi meşgûl eden TIR’lar meselesinde akla takılan soruların cevabını bulmaya çalışalım. Emniyet yargı çetesi bu işin içinde zaten. Bunu biliyoruz, ama bu işin içinde Adana Jandarma da var mı, acaba? Bunu anlayabilmek için Adana Jandarma Bölge Komutanı ve Adana İl Jandarma Alay Komutanı kimler, bunlara bakmak gerekiyor. Bölge Komutanı Tuğggeneral H.C. Ergenekon-Balyoz davaları sürecinde İstanbul İl Jandarma Komutanıdır. Devre arkadaşlarına göre 2-3 yıl önceden Alay K. Olarak İstanbul için seçilmiş, bu davalarda tutuklu subayları ziyarete gitmek isteyenlere, ‘Bu pisliklere bulaşmayın, ziyaret ederseniz sizin de başınız belaya girer’ diyen, kardeşi de kurmay albay olan ve o da muhtemelen yakında general olacak biridir.”

Notta, Baransu’nun dinlenmesi olayına da değiniliyor, ama yukarıda Sabah’ın haberinden aktardığım için o kısmı geçiyorum.

-İşte O Dehşet İddia-

Tutuklu askerlerin notundaki asıl dehşet verici iddialar ise şöyle:

“Gelelim Adana İl J. K. Albay Ö.Ç’ye. Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı’nda görevli iken;

-Kolorduya ait gizli bilgilerin bulunduğu dizüstü bilgisayarla Malatya’da seminerde iken internete bağlanarak gizli planları Amerika’ya aktarmış mıdır?

-Bu konuda açılan soruşturma sonucu Askeri Savcı tutuklamaya sevk etmiş midir?

-Bunun üzerine Van’dan Şırnak’a tayin edilmiş midir?

-Bu albayı halen Korgeneral olan … ve halen Orgeneral olan … korumuş mudur? Bunun sonucu dosyası kapatılarak, Adana J. Bölge’ye, yani Tuğg. H.C.’nun yanına koruyup, kollanmak üzere mi gönderilmiştir?

-Bu albay ABD’de yüksek lisans yapması nedeniyle iyi derecede İngilizce bilmesine rağmen yurtdışı göreve gitmek için neden İngilizce sınavlarına girmemektedir? Paralel yapı bu kişiye yurtiçinde mi görev vermiştir?”

-Skandal mı, Sehven mi? Murat Koç Kim?-

Tutuklu askerlerin iddiasına göre, halen Adana Jandarma Komutanı Albay Ö.Ç.

Ancak dikkat ederseniz, TIR araması boyunca gazetelerde “Adana Jandarma Komutanı Albay Murat Koç” ismi yer aldı. Onun hakkında da soruşturma açıldığı duyuruldu.

Hangisi doğruydu? Adana Valiliği protokol listesine baktım, evet Ö.Ç. gözüküyor.

Öyleyse Murat Koç kim? Geçen yılki Adana Jandarma Komutanıymış, emekliye ayrılmış, şimdi bir üniversitede öğretim üyesi.

İyi de böylesine önemli bir olayda önemli bir ismin yanlış verilmesi nasıl olabilir? Gazetecilerin “beceriksizliği” mi, “sehven” olayı mı, “hedef saptırma” mı?

Ve dahi Jandarma Genel Komutanlığı’nın, “Adana’da soruşturulan isim o değil”, emekli Albay Murat Koç’un da şu ana kadar, “Ben değilim” gibi bir açıklama yapmamış olması, yaptıysa duyulmaması neyin nesidir?

Bakalım Genelkurmay Başkanlığı, bu vahim iddiaları ciddiye alıp soruşturma mı yapacak, yoksa yine, “TSK personeli arasında ciddi ayrışma ve güvensizlik ortamı oluşturulmaya, komutanlara karşı güven hissinin zedelenmesine çalışılıyor” diye suç duyurusunda mı bulunacak?

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

25 Ocak 2014

Kategori:Uncategorized