İçeriğe geç

Genelkurmay’a 12 “Paralel” Soru

“TSK’da paralel yapılanma var” iddialarına ilişkin olarak bu hafta içinde Genelkurmay Başkanlığı’ndan iki, Askeri Yargıtay’dan bir açıklama geldi.

Birinci açıklamada özetle şunlar vurgulandı:

– TSK; hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve llegal tüm odaklarla, irtibat ve işbirliği içinde olmamıştır.

– Devletimizin resmî yapısı dışında ister etnik yapıyı, ister dinimizi istismar eden kişi ve odaklarla etkin mücadele sürdüren en ciddi kuruluş TSK’dır.

– Paralel yapılanmayla ilgili söylem ve iddialar ilk günden itibaren kapsamlı olarak incelenmiş, konu üzerindeki çalışmalar yoğunlaştırılmıştır.

– Haklarında yasal yeterli delil ve kanaat oluştuğu takdirde, o kişilerin TSK ile ilişikleri derhal kesilmektedir.

– TSK’nın bazı mensuplarına yönelik olarak yıllardır devam eden ve bugün “KUMPAS” yapıldığı söylenen davalar da dikkate alınarak, ileride aynı durumla karşılaşmamak için titizlik gösterilmekte, TSK’da herhangi bir yara açmadan adil, vicdani ve hakkaniyet esaslarına göre sonuçlanması için gayret sarf edilmektedir.

Askeri Yargıtay’da üye olarak görev yapan birinin gizli tanık sıfatıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdiğinin ve “paralel” savcı ile hakimlerin isimlerini söylediğinin ortaya çıkmasından sonra yapılan açıklamada ise “Benzer ihbar mektuplarının daha önce Genelkurmay’a da gönderildiği, yapılan araştırmadan sonra iddiaların delile dayanmadığı ve soyut nitelikte olduğunun görüldüğü, ayrıca bu sahte ihbar mektuplarını gönderenlerin” tespit edildiği belirtildi.

Aynı konuda Askeri Yargıtay Genel Sekreterliği de, “Paralel yapılanmaya ilişkin söylem ve iddialar, kurumumuzca yasal girişim yapılmasını sağlayacak ve yeterli bir sonuca ulaşmayı temin edecek somut belgeye dayandığında ve somut bilgiler içerdiğinde gerekli yasal işlemler derhal başlatılacaktır” şeklinde bir açıklama yaptı.

Toparlarsak; Genelkurmay diyor ki;

“Parelel iddialarını ilk günden beri titizlikle araştırıyoruz… Somut bilgi ve belge arıyoruz… Haklarında yeterli delil olanların ilişiğini kesiyoruz… Kumpas’taki gibi haksızlıklara yol açmamaya çalışıyoruz… Askeri yargıda paralel-maralel yok…”

Şimdi bu açıklamalar çerçevesinde “paralel” sorulara geçelim:

1- Bizzat dönemin Başbakanı Erdoğan, “Ne yazık ki, TSK’ya da sızmışlar” iddiasında bulunmadı mı?

2- Genelkurmay Başkanı Özel’in, “Bize resmi makamlardan bilgi, belge sunulmadı” cevabı üzerine Erdoğan, “Şunun bilinmesini isterim ki; her şey imzalı mektuplarla takibe alınmaz. Siz onu değerlendirmeye almayabilirsiniz ayrı konu. Ama en azından burada bu geçiyorsa acaba der, onu bir incelemeye alırsınız. Öyle bir ihbar mektubunu gönderen kişinin imza koymamasının nedeni pekâlâ kendisine ilişkin endişelerden de kaynaklanmış olabilir. Benzer pek çok şey olmuştur ki; bunlar o insanın başını yemiştir. Sizin kurumunuzla ilgili hakikaten böyle bir şey gelmişse; sen onu bir incelemeye al. Varsa bir şey değerlendirirsin. Yoksa bir şey atarsın” demedi mi?

3- Ergenekon, Balyoz, İstanbul, İzmir Casusluk davalarının tamamı isimsiz, imzasız ihbar mektupları, soyut ve dijital delillerle açılıp, yüzlerce asker yıllarca hapiste yatırılmadı mı?

4- Askeri Yargıtay’la ilgili ihbar mektubunu gönderenleri hemen bulan Genelkurmay, bunca yıl geçtiği halde “Kumpas” davalardaki mektupları gönderen “vatansever subayları” veya Gölcük’teki 5 nolu hard diskteki parmak izinin kime ait olduğunu niye bulamadı?

5- Bugün “paralel yargı” olduğu öne sürülen Silivri ve Yargıtay’daki hakimlerin verdiği mahkumiyet kararlarına, “hukuka saygılıyız” diye kim şapka çıkardı?

6- Balyoz, 28 Şubat ve İzmir Casusluk davalarında mahkemelerin sorduğu sorulara verilen kaçamak cevaplarla, insanların hapiste yatırılmasına yol açılmadı mı? Özellikle İzmir Casusluk davasında ders notları, konferans bildirileri için bile “gizli belge” raporu veren, ancak 2 yıl sonra “Pardon bunlar ders notlarıymış” diyenler kimdi? Mahkemeyi yanıltan bu bilirkişiler hakkında ne işlem yapıldı?

7- “Kumpas” davalarda hapis yatanlar mağdur oldu, acı çekti ise iade-i itibar yapılacağı yerde neden hepsinin TSK’dan ilişiği kesildi?

8- Devam eden İzmir Askeri Casusluk davasında sadece iddianameye bakarak ve savunmaları dahi alınmadan 63 subay TSK’dan atılmadı mı?

9- 28 Şubat davasında dönemin Genelkurmay Karargâhı topyekûn, Balyoz’da da 400 subay yargılanırken bu davalara müdahil olmayan Milli Savunma Bakanlığı acaba neden İzmir Casusluk Davası’na müdahil oldu?

10- Balyoz kumpasının başlamasına yol açtığı iddiasıyla subayların şikâyetçi olduğu dönemin 1. Ordu Savcısı Bülent Münger davasına neden müdahil olunmadı? Ya da Münger’in bilirkişi olarak görevlendirdiği Binbaşı Ahmet Erdoğan hakkında gerçeğe aykırı bilirkilişik yapmaktan açılan davada yargılama kararı verildiğinde Milli Savunma Bakanı niçin “kanun yararına bozma” yetkisini kullanıp, Erdoğan’ın yargılanmasını önlemeye çalıştı?

11- Bilindiği gibi, Fetullah Gülen’in “kara kutusu” olduğu söylenen Nurettin Veren 2006’da Genelkurmay Askeri Savcılığı’na giderek, 8 saatlik görüntülü ifade verdi. Cemaatin, TSK’daki yapılanmasını anlattı, kurmay subaylar arasında cemaatçi oranının yüzde 45 olduğunu söyledi ve “Oturduğunuz sandalyenin 4 bacağından 3’ü yok” dedi. İktidarın “paralel yapıyla” mücadele kararından sonra Emniyet, bu kaseti Genelkurmay’dan istedi. Genelkurmay neden önce, “Bizde böyle bir kaset yok, bulamadık”, daha sonra, “Kendi inceleme ve soruşturmamızda kullanacağız, veremeyiz” dedi? O kasetle ilgili bugüne kadar ne yapıldı?

12- Malûm Genelkurmay şimdilerde terörle mücadelede MİT Müsteşarı gibi yasal zırhın yanısıra, “görev suçlarında” yargılamaların askeri mahkemede olmasına yönelik düzenleme yapılmasını talep ediyor. 2010’daki Anayasa değişikliği ile Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan’da yargılanması öngörüldüğü halde 28 Şubat davasında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile kuvvet komutanları, Ergenekon ve Balyoz’da da Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ile çok sayıda kuvvet komutanı, ayrıca yüzlerce muvazzaf subay sivil mahkemelerde yargılandı, yargılanıyor. Bu duruma hiçbir itirazı olmayan Genelkurmay, acaba neden bundan sonrası için “Askeri mahkemede yargılanalım” talebinde bulunuyor?

Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya, Antalya ve Foça’ya kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

28 Kasım 2014

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/necdet-ozeli-terletecek-12-soru-2811141200.html

Kategori:Uncategorized