İçeriğe geç

Sevr’de Nasıl Bir Ordu İsteniyordu?

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Cahit Armağan Dilek yeni askerlik sistemiyle ilgili olarak bugün Yeniçağ Gazetesi’nde yayınlanan “Türkiye’yi askersizleştirme projesi” başlıklı yazısında, “Bu yasa tasarısının dar bir kadro tarafından ve muhtemelen yabancı danışmanlarla hazırlanıp ortaya çıkarıldığı izlenimi vardır. Bu yasada Mondros ve Sevr kokusu vardır” tespitini yaptı.

O halde Osmanlı’yı parçalayıp, Türk’ü tarihten silmeyi hedefleyen Sevr’de nasıl bir ordu öngörülüyordu, hatırlatalım.

İşgâl kuvvetleri, öncelikle Türkiye’nin silahlı kuvvetlerinin toplam personelinin kurmay kurulları, subaylar, hizmetler, okul personeli ve depo birliklerini de kapsamak üzere 50-60 bini geçmemesini planladı.

Padişahın özel koruması olarak düşünülen ve sayısı bin 500’ü geçmeyecek birlik de buna dahildi.

Sevr’de, Hava Kuvvetleri’nin tümden yasaklanması öngörülüyor, Deniz Kuvvetleri’nin görevi ise kıyı koruma ihtiyacıyla sınırlı tutuluyordu.

Sevr’ciler, işgâlcilerin başı İngiltere’nin halen Başbakanlık Konutu olarak kullandığı Downing Street 10 numaradaki toplantıda, “50-60 bin gereğinden fazla. Türkiye’nin ihtiyaçlarına bir jandarma kuvveti yeterli olur” kararını verdi.

Sonuç; İstanbul’da Padişahın küçük bir özel koruma birliği bulunacak, Türkiye’nin toplam silahlı kuvvetleri, 35 bini jandarma kuvveti olmak üzere 50 bini geçmeyecek, yani düzenli asker sayısı sadece 15 binle sınırlandırılacaktı.

İşgâlcilerin başka planları da vardı.

Osmanlı Silahlı Kuvvetleri’nin gelecekte yalnız gönüllülerden oluşması… Askere alma ilkesinin bölgesel olması ve birliklerin halkın sosyal ve dinsel niteliğini temsil edecek biçimde düzenlenmesi… Antlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren 3 ay içinde sadece izin verilen birliklere subay ve astsubay yetiştirmek için hizmet sınıfına göre birer okul, ayrıca her yöresel bölge için birer astsubay okulu kurulması, diğerlerinin kapatılması gibi…

-12 Ay Zorunlu Hizmet-

Bilindiği gibi, yeni sistemde bedelli askerlik kalıcı hale gelirken, erler için zorunlu hizmet süresi 6 aya indiriliyor.

Sevr’de bile ne vardı biliyor musunuz; Astsubaylar ve erlerin hizmet süresinin, aralıksız 12 ay olması!..

-TSK’nın Yerini Jandarma mı Alacak?-

Malûm 15 Temmuz’dan sonra Jandarma teşkilatı TSK’dan tamamen ayrılıp, İçişleri Bakanlığı’na bağlandı.

Sevr’de Jandarma’ya tanınan “ayrıcalığın” özeti; “Yeni ve uygar Türkiye”nin ana ordusu haline getirilmesiydi!..

Lozan’da Sevr’i yırtıp atan merhum İsmet İnönü’ye, “Kabul etmediğiniz şeyleri şimdi cebime kokuyorum. Gün gelecek, kapıma dayanacaksınız. Cebime attıklarımı işte o zaman önünüze koyacağım” diyen emperyalistlerin temsilcilerinden İngiliz Lord Curzon, Sevr hazırlıkları sırasında gönüllerindeki jandarmayı şöyle anlattı:

“Jandarmadan söz ederken şimdi var olan değersiz kuvvetten değil, Türk hükümetinin çağrısı üzerine müttefik devletlerin korumalığı altında kurulacak olan jandarmayı kastediyorum. Yeni bir kolluk kuvvetine ihtiyaç duyulmaktadır. Eskisi bir yana atılabilir. Ordu da en az 30 bine indirilebilir.”

-Sevr ve Soros’un Türk Askeri Hesabı-

Yeni sistemde bedelli, yani parası olana askerlik yapmama imkanı var… Birçok meslek grubuna muafiyet var… Bir de Cumhurbaşkanı tarafından askerlikten hariç tutulacaklar var…

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Cahit Armağan Dilek’in bu tabloyla ilgili yorumu da şu:

“Bu yasa askere almama yasasıdır ve Türkiye’yi askersizleştirmektir.”

Hatırlarsınız, ülkeleri parçalamakla ün salan Macar ve Yahudi asıllı Amerikalı finans spekülatörü Geroge Soros 2003’te, “Türkiye’nin en iyi ihraç ürünü ordudur” demişti.

Bilir misiniz, Sevr’de de buna benzer bir görüş gündeme geldi.

Sevr’ciler, Türk Ordusu küçük bir sayıyla sınırlandırıldığında, bunun sonucu askerlik çağında pek çok Türk’ün, ülkesinde askerlik mesleğini kendisine kapalı bulacağını, doğal olarak da başka yerlerde askerlik yapma imkanı arayacağını konuştu.

İşgâlciler, “Nereye girebilirler?” sorusunu tartışırken, şunlar söylendi:

“Bütün öteki müttefik devletler onları askere almamayı kabul ettiğine göre, Fransız Yabancı Lejyonuna başvuracaklardır. Belki şu anda yabancı lejyonda sadece 8 Türk bulunuyor, ama bu madde kabul edilecek olursa, 800 ya da 8 bin Türk’ün yazılmasına engel görünmemektedir. Orta Doğu’da Fransa ve Büyük Britanya için geleceğini sezinlediği karışık ve bunalımlı günlerde bu insanları askere alabilme yetkisinin Fransa’ya büyük yardımı dokunacak, Büyük Britanya ise bunları kullanabilme olanağından yoksun kalmış olacaktır. Türk jandarma gücü niyet edildiği gibi şimdikinden küçültüldüğünde, önemli sayıda eğitim görmüş kişi yabancı lejyona girip, birkaç yıl hizmetten sonra yeniden eşkıyalığa dönebilir.”

Özetle İngilizler, Türklere dünyanın her yerinde askerliği yasaklamak istedi, ancak sonuçta Fransa için feragatte bulunarak, en azından Fransız Lejyonu olabilmelerine imkân tanıdı!..

-Unutmayın!.. Emperyalizmin Bir İsteği Daha Var-

Özellikle 15 Temmuz’dan sonra Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması, Jandarma ve Sahil Güvenliğin TSK’dan ayrılması, askerlerin YAŞ’ta etkisiz eleman hale getirilmesi gibi bir çok “reforma” imza atıldı.

Şimdi sıra TSK’nın “Küçültülmesi ve profesyonelleşmesine” geldi.

Bunların tamamı ABD, AB, NATO, Avrupa Konseyi, yani dünün Sevr’cilerinin de arzusuydu.

Bu güçlerin bir beklentisi daha var; “Vicdani reddin” kabulü, yani siyasi görüşü, ahlaki değeri veya dini inancı gereği askerlik yapmak istemeyenlerin askerlikten muaf tutulması…

Unutulduysa, hatırlatalım dedik!..

Müyesser YILDIZ

27 Mayıs 2019

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/sevrcilerin-de-arzusuydu-27051927.html

Kategori:Uncategorized