İçeriğe geç

Odatv İddianamesi İle Bakın Neleri “İfşa” Ettiler!..

Libya’da şehit edilen MİT personeli ile ilgili haberlerden dolayı tutuklanan Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Mehmet Ferhat Çelik ve Aydın Keser’le ilgili iddianame nihayet dün resmileşti.

“Resmileşti” diyoruz, çünkü 23 Nisan 2020 tarihli iddianame mahkemeye sunulurken, “FETÖ”nün geliştirdiği yönteme sadık kalınarak, iktidar medyasıyla da paylaşılarak, bir kez daha soruşturmanın gizliliği ayaklar altına alındı. Mahkeme, “İddianameyi kabul edelim mi, etmeyelim mi?” diye düşünürken, sağolsun iktidar medyası, bunu gayet güzel pazarladı!..

Nihayetinde 14 gün sonra dün Mahkeme, iddianameyi kabul etti. Böylece bizler de 50 sayfada neler yazdığını öğrenmiş olduk. Meğer, iktidar medyasının “flaş” diye aktardıkları harfiyen iddianamede yazıyormuş. O nedenle öncelikle, “büyük gayret ve çabalarla” bu “özel” haberleri yapıp, diğer gazetecileri atlatanları kutlayalım!..

2011 yılındaki “FETÖ” kumpasında tüm Odatv çalışanları olarak tutuklandığımızda da bizler neyle suçlandığımızı henüz bilmezken, iktidar ve FETÖ medyası, manşetlerden suçumuzu (!) çarşaf çarşaf yayınlamıştı. O yüzden hiç, ama hiç şaşırmadık; çünkü mantık değil, sadece eller ve saflar değişti!..

2011’deki kumpasın 138 sayfalık iddianamesinde tam 361 kez “haber”, 280 kez “kitap”, 53 kez “köşe yazısı”, 26 kez “röportaj”, 5 kez de “makale” sözcükleri geçiyordu.

50 sayfalık bu iddianamede ne var? Şüphelilerle ilgili 4 sayfalık bilginin dışında, Meclis’te kabul edilen Libya tezkeresi… MİT Kanunu ile TCK’daki “Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklama” maddesine onlarca kez atıf… Aynı ifadelerin onlarca kez tekrarlanması…

Geçmişte “FETÖ”yle mücadele ettikleri için Barış’lar 17 ay hapis yatmış, Murat Ağırel Ergenekon kumpası çuvalına atılmışken, iddianamenin başlangıcında, “Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’nın görev ve faaliyetlerine ilişkin konular ile devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama konusunda uzun zamandır FETÖ/PDY başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal ve uluslararası yararlarını hedef alan bir kısım odaklar tarafından karşı istihbarat faaliyetlerinin yürütüldüğü bilinen bir gerçektir” denildikten sonra, 7 Şubat MİT krizi ile MİT TIR’ları olaylarının hatırlatılması ilginç.

Sanırsınız ki, Barış’lar ve Murat Ağırel, Libya şehitlerinin haberini yaparak, “FETÖ/PDY” operasyonlarını devam ettirmiş!..

-İfşa 1: Albay da MİT Görevlisiydi-

Libya’da şehitlerimiz olduğu ne zaman duyuldu? 22 Şubat’ta… İlk açıklayan kim? Erdoğan…

İşte bundan sonra birçok sosyal medya hesabından şehitlerin fotoğrafları ve açık kimlik bilgileri yayınlandı.

Odatv’deki cenaze haberinin yayın tarihi ne? 3 Mart…

İddianamedeki ayrıntılara gelelim.

En başından, “Şehit MİT mensubunun cenaze törenine ait fotoğrafların, belirli bir mesafeden cenaze töreni izlenerek gizlice kayda alındığı” öne sürülüyor.

Sonra, o fotoğrafları “Akhisar Belediye Başkanı ile birlikte cenaze törenine katılan Belediye basın biriminde sözleşmeli memur olarak çalışan şüpheli E.E.’nin çektiğinin, şüpheli Hülya Kılınç’ın, görüntüleri şüpheli E.E.’den temin ettiğinin tespit edildiği” anlatılıyor.

Hani “gizlice kayda alınmıştı”?..

Devam edelim.

Deniliyor ki; “22 Şubat 2020 tarihinden önce Libya’da askerlerin şehit olduğuna dair haberlerin sosyal medyada dolaşıma girdiği, şehitlerin MİT mensubu olduğu bilinmeksizin ve beyan edilmeksizin bir kısım paylaşımların yapıldığı tespit edilmiş ise de söz konusu paylaşımların hiçbirinde şehitlerin MİT mensubu olduğuna yönelik herhangi bir ibare veya ima bulunmadığı, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olduklarının belirtildiği anlaşılmıştır”.

Ardından da ilk kez Murat Ağırel’in, O.A. ve S.C.’nin MİT mensubu olduğunu “ifşa” ettiği vurgulanıyor.

Birincisi; daha öncesinde yapılan paylaşımlarda herhangi bir ibare veya ima olmadığı söyleniyor ya;

Kamuoyunun yakından tanıdığı emekli bir askerimizin 19 Şubat’ta Twitter hesabından O.A.’nın resmiyle birlikte yaptığı, “Vatan kimi zaman bilinen, kimi zaman da BİLİNMEYEN KAHRAMANLARIYLA yükselir” şeklindeki paylaşımında bir “ima” yok mu?

Daha önemlisi; ben bile iddianameyi okuyana kadar O.A.’ın TSK mensubu olduğunu sanıyordum. Meğer o da MİT personeliymiş.

Ki, 22-25 Şubat tarihleri arasında birçok gazete, internet sitesi ve sosyal medya paylaşımlarında O.A. hakkında açık kimlik bilgileri, fotoğrafları dahil birçok yayın yapıldı. O.A.’ın ne zaman mezun olduğu, nelerde görev yaptığı, hangi tarihten itibaren MİT’te çalışmaya başladığı anlatıldı.

1993’ler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, “Libya’da şehit düşen merhum devre arkadaşımız O. A.’ın naaşı bugün A…. T……. şehitliğine defnedilmiştir. Şehidimiz, defin töreninde yalnız bırakılmamış, birçok arkadaşımız törenlere katılmıştır” şeklinde ilân verdi.

23-25 Şubat’ta bazı internet sitelerinde fotoğrafıyla birlikte O.A. için taziye mesajları yayınlandı.

Başka bazı internet sitelerinde, O.A.’nın yanısıra Odatv’nin cenaze töreni haberini yaptığı S.C.’nin yanyana resimleri, açık isimleri ve rütbeleriyle yazıldı.

23 Şubat’ta CHP’li Engin Özkoç, Twitter hesabından, “Albay O.A. Libya çöllerinde şehit mi oldu?” diye sordu.

İstihbarat konularını çok iyi bilen kıdemli gazetecilerden birisi 24 Şubat’ta kendi blogunda, yine O.A. ve S.C.’nin isimlerini açık haliyle verip, “Her iki şehidin de Sarrac güçlerine destek olmak üzere gönderilen eğitim, koordinasyon ve istihbarat birimleriyle bağlantılı olduğu bilgisi var” dedi.

Bir gazetenin Ankara Temsilcisi de köşesinde, adı ve soyadıyla O.A.’dan söz edip, şunları sordu:

“Suriye’de görevli iken Libya’ya görevlendirilen biri emekli Albay (O.A.) toplam 3 kamu görevlisinin Libya’da şehit olduğu iddiası Ankara kulislerine yansıdı. İddiaya göre yönetim muhalifi Hafter’in saldırısı sonucunda şehit olmuşlar. İddiaya göre toplumsal baskıya neden olmaması için 3 kamu görevlisinin naaşları şehit töreni ile değil, normal defin töreni ile toprağa verilmiş. Bu konuda resmi makamlardan bir açıklama bekliyorum… Erdoğan neden Şehit sayısını tam vermiyor?.. Şehitlerimiz istihbaratçılarımız mı?”

Şimdi biz soralım; iddianame ile O.A.’ın MİT personeli olduğu “ifşa” edildiğine göre, yukarıda aktardığımız yayınlara neden müdahale edilmedi de Odatv’nin haberi üzerine harekete geçildi?

-İfşa 2: Cenaze Törenine MİT’çiler Katıldı-

Odatv’nin haberinde ne vardı? Şehit MİT mensubu S.C.’nin ismi, soyadının baş harfi… Doğum ve vefat tarihinin yer aldığı 1 fotoğrafı… Cenaze töreninden 1 kare fotoğraf… “Teşkilat Başkanı” yazılı bir çelenk ile 1 mezarın fotoğrafı…

İddianamede, S.C.’nin fotoğrafı için “özel hayatında çekildiği anlaşılan” denerek, sanki Odatv tarafından özel ve gizlice çekilmiş gibi bir hava yaratılıyor. Oysa o fotoğraf, yukarıda da aktardığımız üzere Odatv’nin haberinden önce her yerde açık adı-soyadıyla yayınlanmış olan ve doğum-vefat tarihleri de olduğu için muhtemelen cenaze törenine katılanların yakasına takılmak üzere hazırlanmış bir fotoğraftı.

Haberi yapan Hülya Kılınç, cenaze töreninden bir kare ile çelengin fotoğrafını kimden aldı? Belediye görevlisi E.E.’den.

Peki haberde cenaze törenine MİT’çilerin de katıldığına ilişkin bir ibare var mıydı? Hayır. “Akhisar ilçe Kaymakamı Sabit Kaya, siyasi partilerin ilçe başkanları ve vatandaşların katıldığı cenaze” denmişti.

Meğer o törene MİT personeli de katılmış. Bunu nereden öğreniyoruz? Şu ifadeler sayesinde yine iddianameden:

“Cenaze töreninde gizlice çekildiği tespit edilen fotoğraflardaki diğer MİT mensuplarının görüntülerinin, MİT’in görev ve faaliyetleri kapsamında devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama, yayımlama, yayma ve MİT mensuplarını açık kimlik, görev ve unvanlarıyla birlikte ifşa etme kastıyla yayınlandığı açıktır.”

-İfşa 3: Şehidin Mahallesi-

Odatv’nin haberinde, şehidin ana-babasının da mahalle muhtarının da konuyla ilgili konuşmak istemediği yazılmıştı, o kadar. Ne ana-babasının, ne muhtarın, ne mahallenin adı verilmişti.

İddianamede ne var?

Mahalle muhtarının tanık sıfatıyla alınan ifadesi. Buradaki önemli ayrıntı şu:

Muhtarın adı-soyadı açık açık yazılmış. Yani bu isim üzerinden kolaylıkla şehidimizin mahallesi, dolayısıyla ailesinin evi bulunabilir.

MİT personelinin ailesinin can güvenliği asıl şimdi tehlikeye atılmış olmuyor mu?

Silivri’deki Barış’lara, Hülya Kılınç’a ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler.

Müyesser YILDIZ

8 Mayıs 2020

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/hani-gizli-cekilmisti-08052056.html

Kategori:Uncategorized