İçeriğe geç

“Ordubozanlar”ın Adını Koyalım!..

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar dünkü Denizkurdu-2021 Tatbikatı’nda dikkat çekici açıklamalar yaptı.

Neler mi söyledi?

Öncelikle TSK’nın icra ettiği tüm harekâtlarda şanlı tarihi ve kültürü gereği dini, kültürel yapıların, tarihi eserlerin ve çevrenin zarar görmemesi için büyük bir dikkat ve hassasiyet gösterdiğini hatırlatıp, “Tatbikatlarımız esnasında deniz canlılarının korunması ve deniz kirliliğinin önlenmesi konularındaki hassasiyetimizi de titizlikle sürdürmekteyiz. dedi.

TSK’nın sadece ülkesinin güvenliği için değil, dost ve kardeş ülkelerin barış, huzur, güvenliği için de mücadele ettiğini vurguladı.

Nihayetinde sözü son dönemde Silahlı Kuvvetlerine yönelik bazı söylemlere” getirip, şöyle konuştu:

Yalanla dolanla ordumuzu ve onun komuta heyetine dil uzatmayı adet haline getiren ordubozanlar var. Fitne ve fesat peşinde koşan bu ordubozanlar, TSK’nın tatbikatlardaki ve asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla üç kıtada icra etmekte olduğu operasyonlardaki başarılarını engelleyemeyecekler, gölgeleyemeyecekler. Türk Silahlı Kuvvetleri, yurt içinde, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, Kıbrıs’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de ve daha birçok coğrafyada, hem ülkemizin hem de dost ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla mücadelesine devam edecektir.”

Haliyle herkes Akar’ın “ordubozanlar”, “fitne fesat peşinde koşanlar” sözlerinin muhatabının kimler olduğunu, kimlere, ne mesajlar verdiğini merak etti.

Mesajlar İçeriye Mi?

Bu soruların olası cevaplarına gelirsek; ülke içindeki “meydan muharebeleri” itibarıyla, TSK’yla ilgili şu üç konu gündemde:

  • Sedat Peker’in, Kazakistan uyruklu gazeteci Yeldana Kaharman’ın ölümüyle ilgili olarak Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar’ın yanısıra Jandarma Komutanlığı’nı suçlaması…
  • Yine Sedat Peker’in Suriye’ye yasadışı silah sevkiyatı ile ilgili iddiaları…
  • Bir de tarikat evinde görüntülenen “cübbeli-sarıklı amiral” soruşturmasının tamamlanmamasına gösterilen tepkiler…

İlkinden başlarsak; Peker’in iddiaları üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, doğrudan Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’in hedef alındığını öne sürmüş, bu arada “Pekergate” sürecinde Akar’ın sessizliğine dikkat çekilmişti. Denizkurdu-2021 Tatbikatı’na TSK unsurlarının yanısıra Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının da katıldığı düşünülürse, Akar’ın o sözleri, sözkonusu iddialara örtülü bir cevap sayılabilir.

Konu Suriye ve silah sevkiyatı ise; Sedat Peker’in TSK’yı ve MİT’i özellikle olayın dışında tutup, SADAT’ı suçladığı biliniyor. Öte yandan SADAT’ın TSK’daki “reformlar”da etkisi de malûm. Dolayısıyla Akar, son dönemde SADAT’a yönelik ağır eleştiriler üzerine de bu açıklamayı yapmış olabilir.

Cübbeli amiral” meselesine bakalım. Üzerinden 2 aydan fazla zaman geçtiği halde soruşturmanın “tamamlanamamış” olmasını hatırlatanlara, “fitne fesat peşinde koşan ordubozanlar” denebilir mi, takdirlerinize bırakalım.

Dışarıya İse Adını Koyalım

Akar’ın mesajlarının dış boyutuna da bakalım, çünkü “Suriye, Irak’ın kuzeyi, Kıbrıs, Azerbaycan, Libya ve Doğu Akdeniz”e işaret etti.

Hatırlanacaktır, geçtiğimiz günlerde “Libya’dan Irak’a, Ukrayna’dan Kıbrıs’a her biri ülkemizi yakından ilgilendiren çok ciddi gelişmeler yaşandığına”, ancak bunların konuşulamadığına dikkat çektik.

Akar’ın, “TSK’nın icra ettiği tüm harekâtlarda şanlı tarihi ve kültürü gereği dini, kültürel yapıların, tarihi eserlerin ve çevrenin zarar görmemesi için büyük bir dikkat ve hassasiyet gösterdiği” vurgusundan hareketle, şimdilik bunlardan bir tanesini anlatalım.

Irak’ın Kuzeyinde Neler Oluyor?

Konumuz, Irak’ın kuzeyi.

Bilindiği gibi, Biden’ın milletimize “soykırımcı” iftirasını attığı 24 Nisan’da Pençe Şimşek ve Pençe Yıldırım Harekâtı başlatıldı.

2 Mayıs’ta da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları ile birlikte Irak’ın kuzeyindeki Biliç Tepe Üs Bölgesi’ne gitti.

İşte bu ziyaret Irak Yönetimi’nin tepkisini çekti. Türkiye’ye protesto notası verildi. Ardından Milli Savunma Bakanı Akar, Iraklı mevkidaşını telefonla aradı.

Rahatsızlığını dillendirenlerden birisi de bizzat Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih oldu. Dahası Irak Başbakanı Mustafa Kazımi, “Türkiye Hükümeti, Savunma Bakanı’nın Irak topraklarına ziyareti nedeniyle özür diledi. Bakan’ın Irak topraklarına geçişi teknik bir hatadan kaynaklandı.” iddiasında bulundu. Ancak Ankara, bu iddia karşısında sessiz kaldı.

Son günlerde ise “TSK’nın konuşlandığı bölgelerde ağaçların kesildiği” şeklinde bir gündem oluşturulurken, askerlerimiz ve korucularımıza yönelik çeşitli iftiralar dillendirilmeye başlandı. “Barzanistan”daki bazı yetkililer, “Türk Ordusu ormanlarımızı yok ediyor.” derken, Bölgesel Yönetimin Sözcüsü Cutyar Adil de, “Ağaç kesme eyleminin kabul edilemez olduğunu, bu konuda Ankara’ya gerekli bilgilendirmenin yapıldığını” açıkladı. Ardından Duhok Valisi, konunun incelenmesi için Şırnak Valiliği ile ortak bir komisyon kurulmasına karar verdiklerini, Türkiye tarafından Uludere Kaymakamı’nın görevlendirildiğini duyurdu.

İki gün önce Barzani’nin amcasının oğlu Ethem Barzani’nin, Irak Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere tüm uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerine gönderdiği bir mektuptan söz ettik. Barzani mektubunda, “Kürdistan bölgesi toprakları içinde devam eden askeri operasyonları bitirmesi için Türkiye’ye baskı yapılmasını” isterken, “doğa katliamı” iddialarına da geniş yer vermişti.

Bu gelişmeler yaşanırken, Milli Savunma Bakanlığı’nca 30 Mayıs’ta yayımladığı bilgilendirme videosunda şöyle denildi:

NATO’da kullanılan ve dünyaca kabul görmüş hedef belirleme usulleri kullanılarak tespit edilen söz konusu hedefler; dost ve müttefiklerimizle koordine edilmekte, operasyonlarımızda sivil halkın can ve mal güvenliği ile çevrenin korunmasına azami dikkat ve hassasiyet gösterilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri için sivil halk, çevre, tarihî ve kültürel yapılar dokunulmazdır.”

Önceki gün akşam saatlerinde de Yeni Şafak Gazetesi’nin internet sayfasında, “’Mehmetçik çevreye zarar veriyor’ iddialarına yalanlama: Operasyonları gölgelemek istiyorlar” başlıklı şu haber yayımlandı:

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, ‘Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın kuzeyindeki harekat bölgelerinde yol yapım çalışmaları sırasında ağaçları kestiğine’ yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Söz konusu iddiaların, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, huzur ve güvenliği hedef alan terör gruplarına karşı başarı ile yürüttüğü operasyonları gölgelemek ve olumsuz algı yaratmak amacıyla ortaya atıldığı bildirildi.”

Bu haberden sadece 3-4 saat sonra ne mi oldu?

Bizzat Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih Twitter hesabından, kesilmiş ağaç görseliyle birlikte Kürtçe ve Arapça yaptığı paylaşımda, şunları söyledi:

Egemenlik ve sivillerin evlerinden göç etmesine neden olan ihlallerin yanısıra Kürdistan Bölgesi sınırlarında bulunan Hirur ve Batifa’da ormanların kesilmesi insanlığa ve doğaya karşı işlenmiş bir suçtur. Suistimalleri durdurarak, suçluları cezalandırmak için federal hükümet ve bölge arasındaki işbirliğini sağlamak görevimizdir.”

Berhem Salih’in Kürt kökenli olduğunu, geçmişte “Barzanistan”ın Başbakanlığını yaptığını kaydedelim.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, bu iddialı ve önemli ifadeleri içeriye mi, Berham Salih başta olmak üzere, Libya’dan Kıbrıs’a TSK’yı hedef alanlara mı yöneliktir; adının ve sebeplerinin net olarak konması gerekmez mi?

Barzanistan ve Irak Yönetimi, ülkemize karşı bu denli neden cellalendi?” diye sorulacak olursa;

Bilmem ne kadar farkındayız!..

Müyesser YILDIZ
5 Haziran 2021

Kategori:Uncategorized