İçeriğe geç

Türk Hava Kurumu Hakiminin Tayin Bilmecesi

11 gündür hem maddi hem manevi anlamda alevler içindeyiz. Bir yandan yangınla mücadelede hayatını kaybedenlere, mağdurlara, ağaçlara, börtü böceğe, büyükbaş, küçükbaş ne varsa hepsine; öte yandan tedbirsizliğe, koordinasyonsuzluğa yanıyoruz. Cumhuriyet’in köklü kurumu THK’nın düştüğü/düşürüldüğü durum ise bir başka büyük yara.

Dün 3 yıldır kayyumla yönetilen Türk Hava Kurumu ile ilgili sürpriz bir gelişme yaşandı. Mahkemenin, kayyum heyetinin 15 ildeki 44 gayrimenkulü satma teşebbüsüne izin vermediği ortaya çıktı.

27 Temmuz tarihli, yani yangınların başlamasından bir gün öncesine ait olan bu kararın özü şu:

Bilindiği gibi, Türk Hava Kurumu’na 16 Ekim 2019’da kayyum atandı. 4 Kasım’da da bu heyete sadece THK değil, Havacılık Vakfı, THK Üniversitesi ve bunlara bağlı tüm şirketlerde gayrimenkul ve menkul alım-satımı dahil her türlü yetki verildi.

Kayyum heyeti de geçtiğimiz 4 Temmuz’da 44 gayrimenkulü satışa çıkardı. Anlaşılan o ki, konunun kamuoyuna yansıması ve tepkilerden sonra ya kayyumlar onay alma ihtiyacı duydu veya Mahkeme, “Ne oluyor?” diye sordu. Bunun sonucunda Mahkeme, 13 Temmuz tarihli ek bir kararla, “Kurum, vakıf, üniversite ve şirketler adına gayrimenkul ve menkul alıp satmaya izin ve yetki verilmesine” ilişkin önceki kararını tedbiren durdurdu ve satış için istenen talebi reddetti.

Yine karardan anlaşıldığına göre, kayyumlar, 16 Temmuz’da bu karara itiraz etti. Mahkeme ise 27 Temmuz’da bu itirazı da reddedip, “13 Temmuz’da tesis edilen kararın devamına” hükmetti. Sözkonusu kararda, “Mahkemenin, satışı yapılacak menkul veya gayrimenkullere ilişkin bilgilendirilmediği, mahkemeden özel olarak izin alınmadığı” vurgulanırken, kayyum heyetine başka eleştiriler de yöneltildi.

Kayyumlar Nasıl Seçildi?

Türk Hava Kurumu’na AKP’li 3 bakan ve bürokratı kayyum olarak atayan da bugün onlara verdiği yetkiyi durduran da aynı mahkeme; yani Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi.

Soru şu: kamuoyundaki tepkiler mi dikkate alındı, yoksa perde arkasında başka şeyler yaşandığı için mi bu noktaya gelindi?

Bunun cevabını bulabilmek için en başa, kayyum atanması sürecine bakmamız gerekiyor.

O dönemde kulislerde, Mahkemenin başka isimleri kayyum olarak atamayı planladığı, ancak son akşam “siyasi” etkilerle Cenap Aşçı, H. Abdullah Kaya ve Adnan Zengin’de karar kılındığı konuşuldu.

Yargı çevreleri ise bu iddialara karşılık, tüm kayyum adaylarının MİT ve emniyetten soruşturulduğunu, “devlet tecrübesi” sebebiyle bu isimlerin seçildiği savunmasını yaptı.

Hakim Gitti-Geldi

Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi Ömer Azküçük’e de bakalım. Tecrübeli, eski bir hakim. Ancak Türk Hava Kurumu’ndan sonra Verem Savaş Derneği’ne de kayyum atamasıyla birlikte hakkında sosyal medyada çeşitli iddialar gündeme geldi. Siyasilere çok yakın olduğu, MHP ve AKP Grup toplantılarına katıldığı, makam odasında Süleyman Soylu’nun fotoğrafının bulunduğu öne sürüldü.

Bu iddialar bir yana; 25 Mayıs’ta dikkat çekici bir gelişme yaşandı. HSK yaz kararnamesi ile Hakim Ömer Azküçük Ankara’dan Ankara Batı Hakimliğine atandı. Bu karar da 27 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlandı.

Ancak kısa bir süre sonra o karar iptal edildi ve Azküçük yine 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne döndü.

Bu ilginç süreç için yine kulislere kulak verelim. Kayyumlar ve ipotekleri kaldırmasından rahatsız olan THK’dan alacaklı kurumların, Hakim Azküçük’ten rahatsız olup tayinini çıkarttırdığı konuşuldu.

Yargı çevreleri ise Azküçük’ün çeşitli rahatsızlıkları bulunduğunu, bu yüzden korona sürecinden korunmak için halkla daha az teması olan Batı Hakimliğine atandığını, ancak Azküçük’ün itirazı üzerine HSK’nın o tayini iptal ettiğini anlattı.

Tesadüf müdür bilinmez, ama Hakim Azküçük’ün tayin kararından 1 hafta sonra, 1 Temmuz’da hemşehrisi, Kadın Kolları Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Nilgün Ök’ü AKP Genel Merkezi’nde ziyaret etmesi dikkat çekti.

Bundan Sonra Ne Olur?

Hakim Azküçük’ün dönüşü ve kayyumların gayrimenkul satış yetkisinin durdurulması için “misilleme” diyenler oldu.

Dönüşü bilemeyiz, ama satış yetkisinin durdurulması kararını adli tatilde olan Azküçük’ün değil, yerine bakan hakimin verdiğini kaydettikten sonra bundan sonraki sürece ilişkin değerlendirmeleri aktaralım.

Yargı kulislerinde, Hakim Azküçük’ün, daha önce Verem Savaş Derneği’ne atadığı kayyumlardan sonuç alamayınca yerlerine yeni isimler atadığı hatırlatılarak, Türk Hava Kurumu için de benzer bir karar alabileceği veya ilaveten yeni isimler atayabileceği ya da geçen yıl korona salgını yüzünden ertelenen genel kurulun bir an önce yapılması yoluna gidebileceği bildiriliyor.

Böylesine siyasallaştırılmış bir süreçte bunlar olabilir mi olamaz mı, meçhul; ancak şu kesin:

Adeta bir seferberlik ilân edilip Cumhuriyet’in bu önemli kurumunun kurtarılması ve ayağa kaldırılması herkesin boynunun borcudur!..

Müyesser YILDIZ
7 Ağustos 2021

Kategori:Uncategorized