Montrö Sözleşmesi ve “cübbeli amiral” hakkında yaptıkları açıklamadan dolayı, “Devletin güvenliği veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçunu işledikleri iddiasıyla 103 emekli amiral ve 1 emekli general hakkında açılan dava devam ediyor.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü dördüncü celsesinde ilk savunmayı yapan emekli Tuğamiral Ruhsar Sümer, Karadeniz’de komutanlık yapmış, Montrö’nün önemini bilen birisi olarak sözkonusu açıklamaya kalp ameliyatı geçirdiği bir dönemde ve okumaya gerek duymadan destek verdiğini söyledi. Sümer, yaptığı savunmanın evlatları ve torunlarına en büyük mirası olmasını arzuladığını kaydetti.
Sanıklardan emekli Mühendis Tuğamiral Mehmet Ali Çınar ise yapılan açıklamanın siyaset, hakaret, tehdit içermediğini, kişi veya kurumları hedef almadığını ve kesinlikle bir muhtıra olmadığını belirterek, “Yaşım, fiziki durumum ve mevcut konumum itibarıyla suç işleyecek vasıtalara sahip değilim. İddianamede, varsa benim eylemlerimden söz etmek yerine, siyasilerin demeçleri ve suç duyuruları delil yapılmıştır.” dedi.
GATA Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan emekli Prof. Tuğamiral Mehmet Ali Özgüven de savunmasında bugüne kadar adli, idari hiçbir soruşturma geçirmediğini, ilk kez sanık sandalyesine çıktığını vurgulayıp şöyle konuştu:
“Diğer amirallerimiz kadar bilgi, deneyim ve öngörü sahibi değilim; ama Lozan’ın ve onun eki olan Montrö’nün önemini elbette biliyorum. Montrö’nün tartışmaya açılmasına veya esnetilmesine taraftar değildim. Nitekim tarih bizi haklı çıkardı. Cübbeli amiral konusuna gelince; bu beni de üzdü ve rahatsız etti.”
Sanıklardan sonra beyanları alınan avukatlardan Hasan Erçelebi, Ukrayna’da yaşanan savaşın ardından amirallerin yaptığı açıklamanın bugün halkın imzasına açılması halinde tamamının imzalayacağına inandığını belirterek, dünkü MGK toplantısında alınan, “Montrö titizlikle uygulanacaktır” kararıyla da iddianamenin boşa çıktığını söyledi. Erçelebi, Mahkeme’nin vereceği kararın ülke içi ve dışında yansımalarının çok yüksek olacağını dikkat çekti.
Cumhurbaşkanlığı ve MSB de Açıklamayı İmzaladı
Av. Ömer Faruk Eminaoğlu ise emekli amirallerin açıklamasının, iddiannamede öne sürüldüğü gibi “Türk Milleti’nin kahir ekseriyeti tarafından” değil, sadece belli kuruluşlar tarafından “muhtıra” olarak nitelendirildiğini kaydetti. Açıklamadan sonra gözaltına alınan ilk 10 kişinin neye göre seçildiğinin bilinmediğini ve bu soruşturmanın Savcının kendi iradesiyle başlamadığını iddia eden Eminağaoğlu, suç unsuru sayılan “aksi halde” ifadesinin tam burada kullanılması gerektiğini belirterek, “Aksi halde nice nice böyle adaletsizlikler yaşanır ve bunun sonu gelmez.” dedi. Eminağaoğlu, Mahkeme heyetine hitaben de şunları söyledi:
“Lozan ülkemizin tapusu, Montrö Lozan’ın eki ve Boğazlar’ın tapusu olduğu için Sayın Başkan siz, kadın yargıç üyeler ve herkes böyle bir açıklamayı imzalar. Yine siz, kadın yargıçlar ve herkes, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda bir sarıklı amiralin olmasını asla kabul etmeyip bunu imzalar. Aslında davaya katılım talebinde bulunanlar, Montrö’nün önemine işaret edip sarıklı amiral hakkında işlem yaparak bu açıklamayı imzalamış oldular.”
Özellikle ABD’liler Montrö’nün Değişmesini İstedi
Sanıklardan, duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan 78 yaşındaki emekli Deniz Piyade Tümamiral Ömer Vedat Ersin özetle şunları anlattı:
“15 Temmuz’da yaşanan darbe teşebbüsü hepimizin malumudur. Bunların tekrar uyanıp benzer hainlikler yapmaması için tüm sorumluların uyanık olması gerekir. Benim gibi 35 yıl bu üniformayı taşımış bir asker, hiçbir surette ‘cübbeli amiral’ görüntüsünü kabul etmez ve buna Ordu’nun disiplininin bozulacağı düşüncesiyle tepki gösterir. FETÖ gibi örgütlere karşı dikkatli olunması gerektiğini bir vatandaş sorumluluğu ve hassasiyetiyle kamuoyuna duyurmanın bir suç değil, tam aksine bir görev olduğuna inanıyorum. Duyurunun amacı darbe çağrısı yapmak değil, bilakis FETÖ gibi darbelere ve yapılanmalara karşı dikkat çekmek, olası bir darbenin tekrarını önlemektir. Aktif görevim esnasında yabancı müttefik ordularla icra edilen müşterek tatbikatlar sırasında, özellikle Amerikalıların Montrö Sözleşmesi’nden yakındıkları ve değiştirilmesi yönünde fikir beyan ettiklerine bizzat şahit oldum. Lozan gibi Türkiye’mizin kuruluşunun temel taşlarından biri olan bu anlaşmanın hiçbir değişiklik yapılmadan devam ettirilmesi gerektiğine tereddütsüz inanıyorum. Gerek Montrö gerekse cübbeli amiral konusunda; 35 yılı aşan bir ölçüde mesleki tecrübeye ve hassasiyete sahip olan emekli bir amiralin, tamamen Anayasal hak ve hukuku çerçevesinde, düşüncesini kamuoyuna duyurmasında herhangi bir suç unsuru aranmasının çok yanlış bir tutum olduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası bana da, herkes gibi, ‘Düşünce ve kanaatlerimi açıklama ve yayma’ hakkını vermektedir. Bir emekli amiral olarak benim diğer sivillerden bir farkım ve ayrı bir muameleye tutulmam gerektiğini ihtiva eden bir kanun veya yönetmenlik de yok. Dolayısıyla, her asker lafı geçince ‘darbe’ paranoyasını yaşamanın günümüz gerçekleriyle uyuşmadığını ve bu yakıştırmalardan şerefiyle emekli olmuş bir asker olarak derin bir üzüntü duyduğumu özellikle belirtmek isterim. WhatsApp grubunda ‘darbe’ çağrıştıran çok ciddi suç teşkil eden konuların görüşülmesi, tartışılması hayatın normal akışına ters düşer. Bırakın amiral rütbesine ulaşmış askerleri, böyle gayri ciddi bir davranışı elektronik çağımızda ‘askercilik oynayan çocuklar’ dahi yapmaz.”
Bugünkü celsenin son bölümünde Av. Mustafa Güler, iddianamede “suç için anlaşma suçu” değil, “suç işletmek için anlaşma suçundan” söz edildiğini, ancak bizim hukukumuzda böyle bir suç olmadığını vurguladı.
Av. Şule Nazlıoğlu Erol da emekli amirallerin açıklaması sayesinde büyük çoğunluğun Montrö’nün anlam ve önemini öğrendiğini belirterek, “Ayrıca kabul edilmemesi gereken bu iddianameyi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Aksi halde duyuru birkaç basında yer alacak, bu kadar ciddi bir farkındalık yaratmayacaktı. Bu iddianameyi niye kabul ettiğinizi sormayacağım; çünkü bu kadar baskı karşısında yapacağınız bir şey yoktu.” dedi.
Amiraller davasına yarın devam edilecek.
Müyesser YILDIZ
24 Mart 2022