İçeriğe geç

Türkiye “Eş Başkanlık” Sistemine mi Geçti?

Üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi. Ülkemizin tapusu Lozan gözümüzün önünde delik deşik edilirken umursayan yok.

Yine ne mi oldu?

Malûm; Ankara, Rusya-Ukrayna “barış masasını” İstanbul’da kurdu. İki ülke heyetlerinin buluşması öncesinde Erdoğan, şu iddialı ifadeleri kullandı:

Ukrayna-Rusya savaşında 2014’ten beri devam eden krizin anlaşma yoluyla devam etmesi için çaba gösteren tek ülkeyiz. Bugün de her iki tarafın samimiyetine, hakkaniyetine güvendiği ülke durumundayız… Zelenski ve Putin ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin olumlu bir istikamette seyrettiğini söyleyebilirim.”

Şimdi medyamız bu girişimlerin Edoğan’a Nobel Barış Ödülü’nü getirebileceğini konuşuyor, Erdoğan’ın ne kadar büyük bir lider olduğunu vurguluyor.

Polonya’daki Masa

İşte Ankara bu havadayken, İstanbul-Polonya hattında gözlerden kaçırılan bir gelişme yaşandı.

Öncelikle Polonya’nın özelliğini hatırlatalım. Rusya-Ukrayna savaşında net olarak Ukrayna’nın yanında yer alan en aktif NATO ve AB üyesi. Bizim için önemi ise şu; Devlet Başkanı Andrzej Duda’nın, Mayıs 2021’deki Ankara ziyaretinde, çok sayıda ikili anlaşma imzaladı. Anlaşmalardan biri, Polonya’nın ülkemizden 24 adet SİHA alımına ilişkindi. İlk kez bir Batılı ülke bizden SİHA alıyordu. Erdoğan da, “Türkiye, tarihinde ilk kez NATO ve AB üyesi bir ülkeye insansız hava aracı ihraç edecektir.” sözleriyle bunu kayda geçirdi.

Duda’nın o ziyaretinden söz etmişken, şunu da aktaralım: Ankara’dan sonra İstanbul’a gitti ve Fener Rum Patriği Bartholomeos’la görüştü. Görüşmeden sonra Duda şu açıklamayı yaptı:

İstanbul, Hristiyan alemi için de kadim bir şehir. İstanbul Patrikliğini karanlıkta ışık saçan bir lamba gibi görüyorum. Eşim ve ben Katolik dinine mensubuz, ama bu kardeş kiliseyi ziyaret etmek ikimiz için de önemli bir dostluk sembolü oldu.”

Bartholomeos ise 2015’te Duda tarafından Varşova’ya davet edildiğini, Polonya’ya çok yabancı olmadığını belirtip, “İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin Polonya ile ilişkilerinin uzun bir geçmişi var. Hristiyanlığın Avrupa’ya yayılmasında Patrikhanemizin büyük bir katkısı var.” dedi. Bartholomeos, Duda’nın, Hristiyan dünyasını ve kiliseleri birleştiren önemli bir lider olduğunu ve bu konuda çalışmalar yapmaya devam ettiğini vurguladı.

Şunları da ekleyelim:

Polonya Cumhurbaşkanı Duda, resmi sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, bu ziyareti “resmi ziyaret” olarak nitelendirirken, Patrik için “Konstantinopol Patriği” ve “Bu benim için Doğu Kilisesi başkanına olan saygımı ifade edebildiğim ve Polonya’daki Ortodoks Kilisesi’ne mensup tüm yurttaşlarımı temsil ettiğim önemli bir an.” ifadelerini kullandı.

Bir başka ayrıntı:

Erdoğan, Polonya’ya ilk olarak 7 Temmuz 2016’da NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere gitti. İkinci ziyaretini ise 17 Ekim 2017’de Duda’nın resmi daveti üzerine gerçekleştirdi.

Duda da Ankara’ya ilk kez 24 Mayıs 2021’de geldi, Külliye’de ağırlandı. Geçtiğimiz 16 Mart’taki son ziyaretinde Erdoğan’la buluşma yeri ise Çankaya Köşkü oldu. Duda, bu defa İstanbul’a gidip Patrik Bartholomeos’la görüşmedi; ama bir gün sonra Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu Witold Lesniak, “Ekümenik Patrikhane”ye gidip Bartholomeos’la, Ukrayna’dan Polonya’ya giden binlerce mültecinin durumunu görüştü.

Ukrayna savaşı başladığından bu yana Fener Rum Patrikhanesi ile Moskova Kilisesi arasındaki mücadele, Patrik Bartholomeos’un bu konudaki icraatlarına çokça dikkat çektiğimiz için, bu gidişatın Türkiye’ye olası yansımalarını ve de Lozan’a göre Patrikhane’nin statüsünü tekrarlamayıp son gelişmeyi aktaralım.

Polonya Başkonsolosu Lesniak’ın o ziyaretinden 5 gün sonra, 22 Mart’ta, Patrikhane’nin internet sitesinde “Kutsal Meclis Sekreterliği” tarafından -sadece Rumca değil- aynı zamanda Türkçe olarak şu açıklama yapıldı:

Polonya Cumhurbaşkanı Ekselansları Andrzej Duda, Ukranya‘ya gerçekleşen saldırı sonrasında Polonya‘ya geçmek zorunda kalan büyük sayıdaki mülteciyi kutsamak, teselli etmek ve morallerini yükseltmek üzere, Ekümenik Patrik Bartholomeos Hazretleri‘ni ülkesine resmi olarak davet etmiştir. Patrik Hazretleri‘ne benzer bir davet, Polonya Ortodoks Kilsesinin lideri, Varşova Metropoliti Sayın Savva tarafından da yapılmıştı. Patrik Bartholomeos bu davetlere icabet ederek, mülteci yerleşkelerini ziyaret etmek ve mülteciler ile buluşmak üzere Kadıköy Metropoliti Sayın Emmanuel ve peder İakovos Krochak ile Polonya‘yı ziyaret edeceklerdir.”

Açıklamadaki, “Ekümenik Patrik” ve “resmi davet” ifadelerinin altını çizip, bir vakitler ülkemizin “amiral gemisi” olan Hürriyet’in bu davete ilişkin haberine bakalım:

Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ukraynalı sığınmacılara ev sahipliği yapan Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın daveti üzerine Polonya’ya gitme kararı aldı. Ukraynalı sığınmacılar için ayin düzenleyecek Bartholomeos’a Polonya ziyaretinde Kadıköy Metropoliti Emmanuel Adamakis ve peder İakovos Krochak eşlik edecek. Bartholomeos’a benzer bir davet, Polonya Ortodoks Kilisesi’nin lideri Varşova Metropoliti Savva tarafından da yapılmıştı.”

Görüldüğü üzere; “Ekümenik Patrik” ve “resmi davet” ifadeleri adeta cımbızla ayıklanmış!..

Duda “Konstantinopol” Dedi

Evet, Duda’nın “Ekümenik Patrik” Bartholomeos’a yaptığı o resmi” davet Pazartesi günü gerçekleşti.

Bartholomeos Polonya Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ağırlandı. Resmi açıklamalar ve ortak basın toplantısında Bartholomeos için yine “Ekümenik Patrik” unvanı kullanılmakla kalınmadı, İstanbul için “Konstantinopol” denildi.

Yunanistan’dan Türkiye’ye Lozan “Dersi”

Yazının başlangıcında, üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi” dememizin sebebi işte bu tablo. Lozan çiğneniyor, İstanbul’daki Rumların dini meseleleriyle ilgilenme dışında görevi olmayan Patrik “Devlet başkanı” muamelesi görüyor; tüm bunların ötesinde, Ankara “barış” için arabuluculuk yaparken, O sadece Rusya-Ukrayna değil, ileride Türkiye-Rusya arasında yaşanabilecek çok ciddi sorunların temellerini atıyor… Ancak ne ilgilenen ne de Lozan’ı hatırlayıp hatırlatan, “dur” diyen var!..

Lozan” demişken; dün çok ilginç bir gelişme yaşandı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla; Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanlığı’na yeniden seçilen Gümülcine Müstüfüsü İbrahim Şerif’i tebrik ederken, “Yunanistan’a, Azınlığın seçtiği Müftülere saygının Lozan Antlaşması’nın gereği olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum.” ifadelerini kullandı.

Ne mi oldu?

Aynı gün Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, “Trakya’da müftülerin atanmasına ilişkin Türk iddialarına ilişkin” başlığıyla şu açıklamayı yaptı:

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Lozan Antlaşması metnini, [Antlaşma’da] Müslüman azınlığın müftülerinin seçilmesine ilişkin maddesini Yunanistan’a bildirmeleri talebiyle birlikte, Türk Dışişleri Bakanlığı’na göndermeye her zaman hazırdır. Bilindiği gibi, Lozan Antlaşması’nda konuyla ilgili bir hüküm bulunmamaktadır.”

Adamlar, basit bir kutlama mesajına bile cevap veriyor… Bunu yaparken, bir kez daha “Türk” kimliğini reddediyor ve Lozan’ı dayanak gösteriyor…

Bizde ise Fener Rum Patrikhanesi üzerinden adeta “Devlet içinde devlet” kurulurken herkes seyrediyor!..

Müyesser YILDIZ
31 Mart 2022

Kategori:Uncategorized