İçeriğe geç

Baltayı Taşa Vurmak!..

Kasım sonuydu; İslâm İşbirliği Teşkilâtı toplantısında yaptığı konuşmada Yunanistan’daki Müslüman Türk azınlığın durumundan söz eden Erdoğan, “Yıllardır süren haksız ve hukuksuz uygulamalar artarak devam ediyor. Yunanistan’daki kardeşlerimizin dinî liderleri tanınmıyor. Vakıfları ve malları gasbediliyor. Ana dillerini öğretmelerine izin verilmiyor. Kimlikleri reddediliyor. İslam âlemi, Yunanistan’da zulme uğrayan kardeşlerimizin durumuna daha fazla seyirci kalmamalıdır.” dedi.

Erdoğan’ın o konuşmasından bir hafta sonra, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu üyelerini Ankara’da ağırlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Lozan Antlaşması’nı ve soydaşlarımızın temel insan haklarını ihlâl etmeyi ısrarla sürdürdüğünü vurgulayıp, “Batı Trakya Türklerini hiçbir zaman yalnız bırakmadıklarını, bırakmayacaklarını” bildirdi. Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Lozan’ı nasıl çiğnediğini de madde madde sıraladı.

Heyeti kabul edip, “Erdoğan ve Türk Milleti adına” soydaşlarımızın sorunlarını dinlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise şunları söyledi:

Bizim Türk Milleti olarak da bir özelliğimiz vardır, tehdide gelmeyiz. Zulme boyun eğmeyiz. Ve hiç kimseye de eyvallah etmeyiz. Yani tek bir canımız vardır, gerekirse o canı veririz, ama hakkımız olanı da alırız. Yani hakkımız olanı almak için de kimseden bir şey dilenmeyiz. O hakkı söke söke alırız.”

Bu açıklamalar Yunanistan’da hemen yankı buldu. Dışişleri Bakanlığı, “Siz Yunan azınlığı yok ettiniz” ifadeleriyle Türkiye’ye saldırırken Bakan Nikos Dendias, “Türkiye’yi insan hakları dersi vermek yerine evini düzene sokmaya ve oradaki Rum azınlığına hayat ve dinamizm kazandıracak politikaları uygulamaya çağırıyoruz.” dedi.

Hızını alamayan Bakan Dendias, BM’nin “Soykırım Suçu Mağdurlarını Anma ve Onurlandırma ve Bu Suçun Önlenmesi Uluslararası Günü” münasebetiyle yayımladığı mesajda da Türkiye’yi şöyle hedef aldı:

Yunanistan, 1914-1923 yılları arasında Pontus ve Küçük Asya’daki Helenlere yönelik soykırımları tanıyan ilk ülke oldu. 19 Mayıs’ı Pontus, 14 Eylül’ü de Küçük Asya’daki Helenlerin soykırımını anma günleri ilan etti.”

Seçilmiş Müftümüz Bunları Yapabilir mi?

Türkiye-Yunanistan arasında bu azınlık tartışmaları sürerken, Lozan’a göre sadece İstanbul’daki Rumların dini lideri olan -ve siyaset yapmaması gereken- Fener Rum Patrikhanesi’nin başı Bartholomeos, “ekümenik” unvanı ve “resmi davetle” önce Malta’da, ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ndeydi.

Malta’da sadece dini faaliyetlerde bulunmadı, Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı ile de “resmi” görüşmeler, heyetlararası toplantılar yaptı.

Bartholomeos, “Dinlerarası ve Kültürlerarası Diyalog Uluslararası Konferansı 2. Toplantısı” için Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittiğinde ise havaalanında BAE yetkililerinin yanı sıra Türkiye ve Yunanistan’ın Abu Dabi Büyükelçileri tarafından karşılandı.

Malûm; Yunanistan Batı Trakya Türklerinin seçtiği müftüleri bile tanımıyor, kendi atadığı müftüleri muhatap alıyor. Varsayalım ki, tanıdı; Yunanistan bu müftülerimizin kendilerini tüm İslâm aleminin lideri olarak göstermesine, elini kolunu sallayarak başka ülkelere “resmi” ziyarette bulunmasına, siyasi görüşme ve konuşmalar yapmasına, hepsi bir yana gittikleri yerlerde Büyükelçi tarafından karşılanmasına müsaade eder mi?!

Ama Ankara, Lozan’a aykırı olduğu halde Fener Rum Patriği Bartholomeos’un tüm bunları yapmasına izin veriyor; sonra da Lozan’ı çiğnediği için Yunanistan’a kızıyor!..

SADAT’tan İlginç Çıkış: Patrik Hakkında Soruşturma Açılsın

Fener Rum Patrikhanesi ve Bartholomeos’un Lozan’a aykırı faaliyetlerini her fırsatta yazdık, yazıyoruz. Ancak, değil iktidar, nedense muhalefet bile oralı olmuyor.

Şimdi de biz susup iktidar cenahından yükselen dikkat çekici bir tepkiyi aktaralım.

Bir dönem Erdoğan’ın Başdanışmanlığını yapan emekli General Adnan Tanrıverdi’ye ait SADAT’ı biliyorsunuz. İşte buranın Savunma Organizasyon Müdürü, aynı zamanda yine Tanrıverdi’nin kurduğu Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ASSAM) Yönetim Kurulu Üyesi emekli subay Ali Coşar, geçtiğimiz Kasım’da Patrihane ve Bartholomeos hakkında bir yazı kaleme aldı.

Yazının hikmet-i sebebi; Bartholomeos’un o günlerde Bahreyn’de düzenlenen “Dinlerarası Diyalog Toplantısı”nda “Konstantinopolis-Yeni Roma Başpiskoposu Ekümenik Patrik” unvanını kullanması ve bu toplantıda Büyükelçimizin de olmasıydı.

Müslüman bir ülkede düzenlenen, Papa Francis’in de katıldığı toplantı için “Bir anlamda Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya gelmişler” benzetmesini yapan Ali Coşar, “Dinlerarası Diyalog Toplantısı”nın tarihçesi, amaçları ve “FETÖ”nün bu faaliyetlere katkılarını hatırlattıktan sonra şunları anlattı:

Patrik Efendi’nin, Bahreyn’deki forumda ettiği sözlerden (son dönemde ABD-Fransız–İngiliz’lerin Yunanistan’ı kışkırtmasına paralel olarak, Türkiye’nin Trakya topraklarının Yunan’a verilmesini sağlamak ve) İstanbul’un Avrupa Yakasında Vatikan benzeri bir Patriklik (Ecumenopolis isminde bir Bölge devletçiği) ilân etmenin rüyalarını gördüğünü anlıyoruz. Bartholomeos, o toplantıya Konstantinopolis-Yeni Roma Başpiskoposu Ekümenik Patrik sıfatıyla katılıyor. Burada Millete asıl acı veren olay, Türk Büyükelçi’nin de toplantıda olması ve açıktan bir tepki göstermemiş olmasıdır… Fatih Kaymakamlığına bağlı bir kilisenin Başpiskoposu Bahreyn’de kendini şu sıfatla tanıtıyor: ‘Konstantinopolis–Yeni Roma’nın Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik’”

Devamında; “Bu Patrik hakkında ‘Devletin bölünmez bütünlüğüne karşı faaliyet yürütmekten’ derhal soruşturma açılarak”; “Konstantinopolis neresi? Yeni Roma Devleti neresi? Ekümenik kim?” sorularının yöneltilmesini isteyen Ali Coşar, yazısını özetle şöyle bitirdi:

Pasaportu iptal edilmeli! Batı Trakya Türk Topraklarında seçilmiş Müslüman Türk müftüye yapılan muamele, mütekabiliyet esasına göre bu papaza da yapılmalıdır! Bu sıfat ve yakıştırmaları kullanması yasaklanmalıdır! Bu konuyu gündem yapmak her vatanperverin boynunun borcudur diye düşünüyorum! Hayal budur!!! İSTANBUL’DA Vatikan benzeri EKÜMENİK BİR DEVLET!! EKÜMENOPOLİS!! Uyanalım artık Allah aşkına!!.. Ben de diyorum ki: Şimdi iğneyi papaza, ama biraz da çuvaldızı kendimize batıralım: Milletçe ve Devletçe ‘Kendine gel, ey Papaz Efendi!’ diye haykırmalıyız. Bu defa daha erken uyanalım da, tarih tekerrür etmesin… Meselenin gündemde tutulması tüm Türk Milletinin her ferdinin ve milli STK’larının da meselesi olmalıdır. Bu defa, Allah bizi gaflete düşmekten korusun.”

Erdoğan’ın Gazetesindeki Haber

Ali Coşar’ın, “İğneyi papaza, ama biraz da çuvaldızı kendimize batıralım” sözünden hareketle, son gelişmeyi aktaralım. Bugün Erdoğan’ın gazetesi Sabah’ta, CHP’li Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz hakkında dikkat çekici bir haber yayımlandı.

CHP’li Başkandan skandal paylaşım! Lozan Antlaşmasına aykırı ifadeler: Tepkiler gelince sildi” başlıklı haber şöyle:

Mudanya Belediye Başkanı CHP’li Hayri Türkyılmaz, mübadelenin 100’üncü yılında Türk-Yunan buluşması etkinliği düzenledi. Etkinliğe, Ortodoks Kilisesi Metropoliti İstanbul Başpiskoposu Bartholomeos ve Kuzey Yunanistan bölgesinden 38 Belediye Başkanı davet edildi. Trilye mahallesindeki Taş Mektep’te gerçekleşen buluşma ve etkinliklerle ilgili olarak sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan CHP’li Türkyılmaz, Lozan Antlaşmasına aykırı olmasına ve diğer tüm Hıristiyan kiliselerinin kabul etmemesine rağmen, Bartholomeos’a ekümenik Lider ifadesini kullandı. Saat 15:36’da yaptığı paylaşımın ardından kısa bir sürede büyük tepki alan CHP’li Başkan, Saat 17:00’de paylaşımı silip değiştirmek zorunda kaldı. Bursa’daki Sultan Abdulamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, CHP’li Türkyılmaz’ın paylaşımına tepki gösterdi. Başkan Yazıcı yaptığı açıklamada, ‘Ekümenik kelimesi, dünyada tüm Ortodoks kiliseleri üzerinde hakimiyet kurmayı hedefler. Rusya ve dünyanın birçok ülkesinde Ortodoks kiliseleri var ve İstanbul’daki Metropolitin, Ekümenik iddiasını asla kabul etmiyor. Zira bu durum Türkiye’nin kuruluş senedi olan Lozan’a da aykırıdır. Bu ekümenik iddiası, belli odaklar tarafından İstanbul’da tıpkı Vatikan gibi Ortodoks Hıristiyan Ekümenik Devleti oluşturma ve Türkiye’yi parçalama amacı güdüyor. Yunanistan bu yüzden AB ve ABD’den aldığı güçle ekümenik sıfatında ısrar ediyor. CHP’li Hayri Türkyılmaz da buna alet oluyor’ dedi.”

Anlaşılan, gerek Erdoğan’ın gazetesinin gerekse Sultan Abdulamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı’nın, Bartholomeos’un artık Saray’a bile “ekümenik” olarak davet edildiğinden haberi yok ki, baltayı böylesine taşa vurdular… Ya da, her zamanki gibi, sözkonusu AKP ise görmezden gelinip CHP ise böylesine çarmıha geriliyor…

Yine de; iktidarın gazetesinin, ekümenik” denmesinin Lozan’a aykırı olduğunu keşfetmesi bile önemli bir gelişme!..

Müyesser YILDIZ
24 Ocak 2023

Kategori:Uncategorized