Cumhur İttifakı ortakları, kendilerinin “yerli ve milli” muhaliflerin ise emperyalistlerin işbirlikçisi olduğunu anlatmaya devam ediyor.
Erdoğan’dan başlayalım. İki gün önce katıldığı televizyon programında, “Türkiye bu seçimle birlikte Batı’ya bir mesaj verecek… Bu ülke artık terörle mücadele ederken de ekonomi politikalarını belirlerken de ‘Batı ne der’ diye bakmıyor.” dedi.
Dünkü Malatya programında ise, “Bu Malatya ülkesinin güvenliğini terör örgütlerine, ekonomisini Londra tefecilerine, dış politikasını emperyalistlere teslim edeceklere yar olur mu?” sorusunu yöneltti.
İttifakın yeni ortaklarından DSP Genel Başkanı Önder Aksakal da yine Malatya’da, Erdoğan’ın yanında şöyle konuştu:
“Bu seçim geçmiş dönemlerdeki gibi bir sağ-sol seçimi değil, vatan millet seçimidir. İnşallah 14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz.”
“Küffar” ne, biliyorsunuz; Müslüman olmayan, kafirler demek!..
Aynı minvalde en çarpıcı (!) açıklama ise MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı’nın şu sözleri oldu:
“Birileri soğan sevdalısı olabilir. Diyor ki ‘soğan, patates’. Bir ay sonra bekle, soğanın cücüğünü de yersin. Fiyatları düşecek. MHP, Cumhur İttifakı vatan, millet, bayrak derdinde; bunlar soğan derdinde.”
“Birileri değil, milletin çok büyük bölümünü soğan-ekmek derdine düşürüp vatan, millet, bayrak derdini ikinci plana atmak zorunda bırakanlara yazıklar olsun” diyelim ve son 1 ayda yaşanan bazı olayları hatırlatalım.
“Emperyalizmle Mücadeleden” Örnekler
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, “Konstantinopolis’e gidiyorum.” diyip elini kolunu sallayarak İstanbul’a geldi. Lozan’a aykırı olmasına rağmen Fener Rum Patriği için “Ekümenik” unvanını kullandı. Cumhur İttifakı’nın gıkı bile çıkmadı…
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşandı; Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mora katliamının adı olan Yunanistan’ın bağımsızlık gününü kutladı…
En büyük emperyalist ABD-NATO’nun dayatmasıyla Finlandiya’nın NATO üyeliği firesiz onaylandı…
ABD’ye giden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Sözcü’den Deniz Zeyrek’in yazdığına göre, “Sizinle birlikte çalışmak istiyoruz” mesajı verdi… Kalın, mesajının siyasi destek talebi olmadığını, tersine “iki müttefik ülke arasındaki işbirliğini kapsadığını” açıkladı. Bu vesileyle, terör örgütlerinin tümüne yardım-yataklık ederek ülkemizin birlik ve bütünlüğünü hedef almasına rağmen hâlâ ABD ile “müttefik” olduğumuzu öğrenmiş olduk…
Ve iddialara göre, Türkiye sadece bir hafta önce Suriye’deki teröristbaşı Mazlum Kobani’nin ABD helikopterleriyle Süleymaniye’ye gidip ABD askerleriyle toplantı yaptığını tespit etti. İHA’yla vurulmak istendi; ancak ABD engel olunca, direkt konvoy hedef alınmayıp yakını bombalandı. Yani teröristbaşı kurtuldu. Doğru veya yanlış; Cumhur İttifakı’nın ortakları, olaya ilişkin şu ana kadar herhangi bir açıklama yapmadı…
Ne “antiemperyalist” bir duruş, değil mi?!
Bu arada Cumhur İttifakı’nın “emperyalistlerin sözcüsü”, “küffar” ilân ettiği Millet Cephesi’nin de şu yaşananlar karşısında adeta dilini yuttuğunu, Erdoğan’a, “Mora katliamını nasıl kutlarsın?” diye bile soramadığını kaydedelim!..
Yunanistan Kimi Destekliyor?
Emperyalizmin dibimizdeki koçbaşı Yunanistan’la devam edelim.
Deprem vesilesiyle kucaklaşır kucaklaşmaz Savunma Bakanı Nikos Dendias, Türkiye’nin Ege’deki tüm “ihlâllerini” durdurduğunu öne sürdü.
Yalanlanmadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “turizm sezonunda karşılıklı olarak askeri tatbikatların yapılmaması gibi bir girişimin, karşılıklı jest olabileceğini” söylemekle yetindi. Üstüne üstlük, “seçimden sonra Kıbrıs konusunda, diğer meselelerde gayrı resmi görüşerek sorunların nasıl çözüleceğini dair adımlar atılması gerektiğini” vurguladı. Ne Kıbrıs konusu? Cumhur İttifakı, KKTC’nin tanınması için çalışma kararı almamış mıydı?
Dendias’tan el cevap: “Egemenliğimiz ve egemenlik haklarımız uluslararası mutabakatlar, uluslararası anlaşmalar ve Uluslararası Hukuk ile güvence altına alınmıştır. Ve elbette müzakere konusu olamazlar”.
Ankara bu kadar açık çek verirken Yunanistan hiçbir şey yapmadı mı?
Yapmaz olur mu?
Teröristlerin yuvası Lavrion kampının kapatılacağı iddiası ortaya atıldı. İktidar medyasının etekleri zil çaldı. Ama saatler sonra bu havucun yalan olduğu, “Kampın kapatıldığı görüntüsü verilip Atina’ya yakın bir noktaya taşınması kararının alındığı” ortaya çıktı.
Ardından Lozan Antlaşması gereğince gayrı askeri statüde olması gereken Ege’deki Taşoz ve Bozbaba adalarını da NATO tatbikatına dahil etme girişiminde bulundu. Neyse ki, Türkiye planı reddedince NATO vazgeçmiş.
Başka?
İsrail’den Spike tanksavar füzeleri almak üzere 400 milyon dolarlık anlaşma imzaladı.
ABD’den sonra Fransa’nın da dibimizdeki Dedeağaç’a üs kuracağı bildirildi.
Ve dün eski MSB Genel Sekreteri Ümit Yalım, “Bugüne kadar 20 adamızı işgâl eden Yunanistan, 21. Adamızı işgale hazırlanıyor, adamıza kilise inşa ediyor, Türk Karasuları’na denizaltı kablosu döşüyor, Tayyip Erdoğan, Hulusi Akar ve AKP Hükümeti seyrediyor!..” bilgisini verdi.
Bugün Fener Rum Patriği Bartholomeos’un yöneteceği bir ayine katılmak üzere “İmroz”a, yani Gökçeada’ya geleceğini duyururken Patrik için yine “Ekümenik” unvanını kullanan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, geçtiğimiz günlerde Yunan medyasına yaptığı açıklamalardan bazı bölümler aktaralım. Özetle şunlar soruldu, Dendias da şu cevapları verdi:
Soru: “Türk halkının nihayetinde Erdoğan’ı iktidardan indirmeyi seçmesinin Yunanistan için ne anlama geleceğini sormak istiyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın yıllardır nasıl davrandığını göz önünde bulundurursanız, muhalefetin sonunda kazanması durumunda ülkemizin kendisini bilinmeyen sularda bulabileceğini düşünüyor musunuz?”
Dendias: “Yunan hükümetinin ve özellikle Dışişleri Bakanı’nın komşu bir ülkedeki seçimler hakkında görüş bildirme hakkı yoktur. Yunanistan, yabancı hükümetleri söylediklerine ve yaptıklarına göre değerlendiriyor. Türk muhalefeti göz önünde bulundurulursa; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerinden belki de daha kötü şeyler söyledi. Unutmayın, Cumhurbaşkanı Erdoğan adalarla ilgili bir şey söylediğinde muhalefet ‘Ne diyorsunuz?’ diye cevap vermiyordu. Söylediklerinin doğru olduğunu, ama hiçbir şey yapmadığını söylediler.”
Soru: “Peki [Türkiye Ege’deki]bu faaliyetlerini neden dondurdular?”
Dendias: “Her şeyden önce yukarıdan, kelimenin tam anlamıyla yukarıdan bir emir olduğu açık. Yani tepeden gelen net bir seçim var ve bu, Yunanistan’a yönelik bir jest. Yunanistan da bu jesti görmezden gelmiyor… Çünkü bu jest, tam da komşusuyla ilişkilerini normalleştirebilmek ve aralarındaki anlaşmazlığı tartışabilmek için Yunanistan’ın koyduğu önkoşulu oluşturuyor.”
Görüldüğü üzere Yunanistan tarafı, muhalefetin Erdoğan’dan daha kötü şeyler söylemesinden ve onun yaptıklarını yetersiz bulmasından şikayet ediyor… Ve dahi son “açılımların” da Erdoğan’ın emriyle gerçekleştiğini vurguluyor!..
Dendias’ın diplomatik kılıfa büründürülmüş bu mesajlarının daha açıkçasını 2018 seçimleri öncesinde, dönemin Dışişleri Bakanı Nikos Kocias açık açık şöyle ifade etmişti:
– “Ege Adaları konusunda Kemalist muhalefet, maalesef aşırı milliyetçi bir noktaya geldi. Uzun bir süredir Türkiye’deki Kemalist muhalefet, Türk hükümetini, Yunanistan’ın 18 Türk adasını gasp etmesine müsaade ettiklerini iddia ederek, eleştirmekteydi.”
– “Türkiye ile aramızdaki pratik meseleleri Erdoğan’dan başkası çözemez… Erdoğan da Türkiye’de konuşulabilecek tek güvenilir lider. Müzakerelerde kiminle görüşürseniz görüşün, Erdoğan’dan başka sözünden dönmeyecek, üstlendiği yükümlülüklerden kaçınmayacak başka biri yoktur… Kıbrıs sorunu da Erdoğan’sız çözülemez.”
– “Seçim kampanyasında büyük sorunlarla karşılaşan Erdoğan, İzmir ve Ege’yi yeniden kazanmak için böyle konuşuyor. Seçimlerden sonra bunların çözüleceğine inanıyorum… Bizi rahatsız eden konu, Erdoğan yönetiminden daha iyi olmayan bir muhalefetin bulunmasıdır. Erdoğan, onlardan daha tutarlı ve karizmatik bir şahsiyet. Yunanistan ve tüm dünya Türkiye’de seçimleri ve sonrasını merakla bekliyor. Türkiye’de demokrasinin işlemesini, demokratik seçimler yapılmasını, Türk halkının istediği, sevdiği ve tercih ettiği Cumhurbaşkanını seçmesini diliyorum.”
Ez cümle; antiemperyalist olmak, “seçimlik” değil ömürlük bir duruş ve mücadeledir!..
Müyesser YILDIZ
14 Nisan 2023