İçeriğe geç

Düşman Postalına Devam mı?!

Dün Barış Pınarı Harekâtı’nın 4’üncü yılıydı.

Milli Savunma Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Barış Pınarı Harekâtı ile kahraman Mehmetçiğimizin PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerine büyük darbe indirdiği” belirtilerek şehitlerimiz ve gazilerimiz yad edildi.

Keşke böyle bir paylaşım yapıp da bu harekâtla ilgili başka gerçeklerin hatırlanmasına yol açmasalardı.

Dönemin ABD Başkanı Trump’ın, Erdoğan’a yazdığı, “Aptal olma, akıllı ol” mektubu… Mektubuna teröristbaşı Mazlum Kobani’nin mektubunu eklemesi… Dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo’nun Ankara’ya gelip bizimkilerle toplantındayken teröristbaşı Kobani ile telefonla görüşerek adeta arabuluculuk yapmaları. Görüşmeler sonunda ABD’nin “ateşkes”, Ankara’nın, “harekâta ara” dediği sözde bir anlaşmayla harekâtın durdurulması… PKK/YPG’nin 32 kilometre aşağıya indirilmesi, silahlarının toplanması, Türkiye’ye uygulanan yaptırımları kaldırma sözlerinin tutulmaması gibi…

Daha önemlisi; Trump’ın o rezil mektubuna, “Çöpe attık.” dışında bir cevap verilemediği akla düşürülmüş olmadı mı?!

Suriye Tezkeresi Gelirken

Bu hafta TBMM’de Irak ve Suriye tezkereleri görüşülecek. Cumhurbaşkanlığı’nın gönderdiği, askerimizin görev süresinin 2 yıl daha uzatılmasını öngören tezkerede; “PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere mevcudiyetini sürdüren terör örgütlerinin ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik eylemlerini sürdürdüğü” belirtilirken şu ifadeye de yer verildi:

Türkiye’nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır.”

Ayrıca, daha öncekilerde olduğu gibi, “TSK’nın gerektiği takdirde sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verilmesinden” söz edildi.

2 yıl önceki tezkerenin çıkışına dönelim. CHP destek vermeyince Cumhur İttifakı, onların “HDP-PKK’nın isteğini yerine getirdiklerini” söyledi.

Kılıçdaroğlu ise karşı çıkış gerekçelerini, tezkeredeki “yabancı asker” ifadesine bağlayıp, “Bu topraklarda hiçbir zaman yabancı bir asker postalını istemiyorum… Kim bu yabancı askerler?” diye sordu.

Kılıçdaroğlu’na cevap, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar‘dan geldi.

“Yabancı asker”den kasıt; “DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu” idi.

Evet, Türkiye bu koalisyonun üyesi. Bağlı olduğu yer, yani patronu da PKK/YPG’ye her türlü desteği veren ABD. Haliyle yıllardır şöyle vahim bir çelişkinin içindeyiz:

Bir yandan PKK/YPG’yle mücadele ediyoruz… Öte yandan DEAŞ’la mücadele adı altında PKK/YPG’yi koruma-kollama görevini yapan o koalisyonla işbirliği halinde, bu “yabancı askerlerin” ülkemizde konuşlanmasına izin veriyoruz…

Köprülerin Altından Hangi Sular Aktı?

Ankara ısrarla bu tabloya gözünü kapatıp koalisyonda kalmaya devam ederken son 2 yılda yaşananlardan birkaç örnek verelim.

Koalisyonnun bağlı olduğu ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) başındaki General Michael Erik Kurilla, göreve atanır atanmaz soluğu teröristbaşı Mazlum Kobani’nin yanında aldı. Sonrasında defalarca Suriye’ye gidip yine örgütün elebaşlarıyla DEAŞ’a karşı mücadeleyi görüştü.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Ağustos’taki Bağdat ve Erbil ziyareti üzeri, DEAŞ’la Mücadele Koalisyonu’nu Komutanı olan General Matthew W. MacFarlane’nın yerine General Joel B. Vowell atanmıştı. Fidan’ın Bağdat’ta olduğu gün yapılan devir-teslim töreninde yeni komutan Vowell, “misyonunu” şöyle ifade etti:

Özgürlüğün bıçak sırtında yaşıyoruz. Buradaki misyonumuz DEAŞ’ı yenilgiye uğratmaya devam etmek, ortak güçlerimizin iyileşmesine ve bağımsız olmasına yardımcı olmaktır. Bu benim odak noktam olacak.”

Ortak güçlerden” kastedilenlerden birisi de, elbette, PKK/YPG’ye kılıf yapılan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) idi.

Malûm, Eylül başında Deyrizor’da PKK/YPG’li teröristler ile Arap aşiretleri arasında çatışmalar yaşandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bu daha başlangıç” derken ABD’li diğer yetkililerin yanı sıra General Joel B. Vowell da devreye girdi. Uluslararası Koalisyon’dan yapılan açıklamada ise, “SDG ile çalışmaya odaklanmanın sürdürüldüğü” bildirilirken, “Birleşik Görev Gücü – Doğal Kararlılık Operasyonu’nun, DEAŞ’ın kalıcı olarak yenilgiye uğratılmasında ortak güçlere danışmanlık, yardım ve olanak sağladığı bir kez daha teyit edildi”.

Bu da mı Gol Değil?

Ankara tüm bunlara da gözünü kapattıktan sonra geçen hafta ne oldu?

ABD, Suriye’de PKK/YPG’ye operasyon yapan SİHA’mızı düşürdü!..

Pentagon SİHA’mızı düşürmesini adeta ballandıra ballandıra anlatırken şu ortağı olduğumuz koalisyon ne mi yaptı? Sonradan silse de sosyal medya hesabından Türkiye’ye şöyle gözdağı verdi:

Bölgenin güvenliğini ve istikrarını bozacak; bizim güçlerimizin, sivillerin ve ortaklarımızın güvenliğini tehlikeye atacak, IŞİD’i yenme amacımıza yönelik dikkatimizi dağıtacak aksiyonlara karşıyız… Güçlerimizi tehlikeye sokan tehditlerle karşılaştığımızda her zaman doğal meşru müdafaa hakkımızı saklı tutarız.”

Sorumuz şu:

İşte bu koalisyonun kastedildiği “yabancı asker” ifadesi Suriye-Irak tezkeresinde kalacak ve TBMM’de de kabul mü edilecek?!

En azından bu konuda gösterilecek bir tavırla ABD’ye karşılık verilemez mi?

SİHA’mızın düşürülmesiyle ilgili olarak ilk kez dünkü Kabine toplantısından sonra konuşan Erdoğan, “Tatsız ve muhataplarımızın ifadesiyle ‘üzüntü verici’ bir hadise yaşanmasını engelleyemedik.” dedikten sonra olayı “milli hafızamıza” havale edip “vakti-saati geldiğinde gereğinin muhakkak yapılacağını” söylediğine göre, düşman postallarına ev sahipliğine devam edeceğimiz anlaşılıyor.

Sadece canlarımız değil, milli onurumuzdan da ne çok giden var… Farkında mıyız?!

Müyesser YILDIZ
10 Ekim 2023

12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/dusman-postalina-devam-mi-1261

Kategori:Uncategorized