Ergenekon davasında ağır cezaya çarptırılan Gazi Üsteğmen Serdar Öztürk’ün durumu ne kadar ağır ki, bugüne kadar “Serdar’ın durumunu gündeme getirmeyin, istemiyor” diyen Avukatı Demet Reçber ilk defa isyan etti. Şu mesajı gönderdi. Yorumsuz, insan olduğunu söyleyen herkesin ilgi ve bilgisine sunuyorum:
“Gazi Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk; Oğuz Türklerine bağlı Varsak Türkmenlerinin Gökçebel boyundan bir er. M. Kemal’in askeri.
13 Ekim 1994’de Kuzey Irak sınırında PKK tarafından döşenen tuzağa basması sonucu ağır yaralandı. İki hafta komada, iki yıl hastanede kaldı. Bir gözünü ve bazı iç organlarını tamamen kaybetti. Ayak ucundan kafatasına kadar vücuduna saplanan 17 adet şarapnel parçası ile birlikte yaşıyor. 1999’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. 2001’de Avukat oldu. 7.1.2009’da Ergenekon operasyonları kapsamında gözaltına alınan ve kendisi de bir gazi olan avukat Mustafa Levent Göktaş’ın müdafiliğini üstlendi. Müdafi olduğu süreçte emniyet içinde cemaat mensubu olan bazı polislerin askeri casusluk yaptıklarına dair somut kanıtlara ulaştı. Gereği için Genelkurmay Başkanlığı’na ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. 3.6.2009’da Ankara dışında olduğu bir tarihte, askeri casusluk yapmakla suçladığı polisler bu sefer onun Ankara’daki avukatlık ofisine gizlice girdiler, silahı olmadığı halde mermiler ve bazı sahte planlar ile Genelkurmay Başkanlığı’ndan çalınmış belgeleri yerleştirdiler. 5.6.2009 günü gözaltına alınan Gazi Üsteğmen Serdar Öztürk, 7.6.2009 da tutuklandı. Savunmalarında avukatlık ofisine belgeleri yerleştiren polisleri, bu polislerin maddi menfaat temin ederek kullandıkları kişiler ile dış bağlantılarını isim isim telefon numaralarına kadar açıkladı. Ancak kaçma şüphesi gerekçesi ile hala tutuklu…
BU CİNAYETE ORTAK OLUN
Gazi Üsteğmen avukat Serdar Öztürk, 28.2.2011’de AKP hükümetine bağlı Adalet Bakanlığı kontrolündeki Silivri 1 nolu Cezaevine nakledildi. Aynı cezaevinde, 3.3.2011’de, diğer bazı tutuklularla birlikte sadece disiplin suçu işleyen tutuklu ve hükümlülerin en fazla 20 gün süre ile konulabileceği B-3 üst bölümündeki tecrit hücresine konuldu. Tam 2.5 yıl tecrit hücresinde bırakıldı. Şubat 2013’de tecrit hücresinde ağır bir rahatsızlık geçirmesi sonucu acil olarak hastaneye kaldırıldı ve nefes almakta güçlük çektiği için oksijen makinesine bağlandı.
Başlangıçta oğlunu kaybeden ve kanser olan Fatih Hilmioğlu tahliye edilmediği için bu insanlık dışı durumu protesto etmek adına muayene ve tedaviyi reddetti. Hükümle birlikte Fatih Hoca’nın tahliye edilmemesi ve Hilmioğlu hocamızın Serdar’ı tedavi için zorlaması sonucu muayeneyi kabul etti. Yapılan testler sonucu kaldığı tecrit hücresinde Ölümcül Nitelikteki Uyku Apnesi hastalığına yakalandığı ortaya çıktı. Artık her an ölüm tehdidi ile her gece oksijen makinesine bağlı olarak uyumak zorunda. Bu hastalığına rağmen özel yetkili hakimlerce tahliye edilmedi. Gazi üsteğmen Serdar Öztürk, PKK tuzağı sakat bıraktı, ama öldüremedi. Ancak AKP ve yargısı, kalleşçe tuzağa düşürülen bu gazimizi öldürmeye kararlı görünüyor…
Ey Akıl sahipleri! Siz de Türk Milleti için canını ortaya koymuş bu gazinin en kısa zamanda öldürülebilmesi için, Müslüman geçinen AKP’ye seçimlerde oy verin ve PKK’nın öldüremediği gazimizi AKP ve yargısının öldürmesini sağlayarak, bu cinayete ortak olun!..”
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html