İçeriğe geç

AKP’liler Sevr’le “Gurur”landı!..

Pazar gününden beri AKP’lilerin Barzani’ye “Türkiye seninle gurur duyuyor” demesinin sebep ve mantığı sorgulanıyor. O kadar ucube bir hâl ki, “Yapılan tezahürat Barzani değil, Erdoğan’a idi” şeklinde çarklar başladı.

Gerçekte olan şudur; Erdoğan “Barzani Kürdistan devletini” resmen tanımadan önce o BOP projesini AKP’lilere hazmettirip, alkışlattırmıştır. AKP’liler hazmederse, “Türkiye hazmetmiş” olacaktır. Erdoğan’a göre, “milli irade ne derse o oluyor ve milli irade de AKP’ye oy veren yüzde 50” ya.

Ver Apo’yu, Al “Kürdistan”ı

AKP Kongresi öncesi Erdoğan’ın birden bire Öcalan-PKK’yı muhatap ilân etmesinden başlayalım. Böylesine güçlü, kimine göre “dünya lideri”, kimine göre “İslâm aleminin lideri” konumuna gelmiş birisinin 5 bin çapulcuya adeta “yalvarır” pozisyonuna düşmesi neyin nesidir? “Yalvarır” diyorum çünkü masaya davet eden o, şart koşan PKK. Yeni Oslo için şartları; “Öcalan’ın özgürlüğü”.

Peki koca “İslâm aleminin liderine” bu teklif hangi cüretle yapılabiliyor?

İşte burada yollar Barzani’ye çıkıyor. “Kürdistan”ın ilânının zamanı geldi de geçiyor. Birileri “Bay Başkan” adayımıza havuç/sopa politikası uyguluyor, ama PKK sorunu çözülmeden, “Barzani Kürdistanı”nın rahata(!) kavuşamayacağı belli. Onlar da yağma Hasan’ın böreğinden pay istiyor. Anlaşılan kısa vade için bulunan çözüm; “Apo’yu özgürleştirerek, PKK’yı tatmin et, Kürdistan’ı rahat rahat tanı”!… PKK’dan böyle kurtulacaklarını sananlar, ne kadar yanıldıklarını kısa zamanda görürler.

Barzani AKP Kongresinde Erdoğan’ın politikalarına destek verdi. “Hiçbir sorun şiddetle çözülmez. Bir devletin gücü ne kadar silaha sahip olduğuyla ölçülmez. Kendi halkına nasıl hizmet ettiğiyle ölçülür. Çözümün tek yolu, barışçıl yöntemler, kardeşlik ve birbirini anlamaktan geçer” buyurdu. “Kendi özgürlükleri için mücadele verenleri bütün gücümüzle destekliyoruz” dedi. Efendim PKK’yı değil, Suriye’yi kastetmiş!..

Hadi yiyelim, sonrasında Barzani önünde oluşan ziyaret kuyrukları ne? Davutoğlu, kongredeki konuşmasını AKP siyasetine önemli bir destek olarak değerlendirmiş. Peki Barzani’den Kandil katillerini mi istemiş? Hayır, Suriye’deki PKK’nın bir tehdit unsuru olduğu konusunda mutabakat sağlanmış.

Diyeceğim, AKP için Barzani’nin güvenliği, Türkiye’nin güvenliğinden önemli. Onun çıkarlarını savunma adına Irak merkezi yönetimi ile kavgaya tutuşmadılar mı? Irak Başbakanı Maliki AKP kongresine daveti geri çevirdi. Esad gündemden düşerken, Erdoğan birkaç güne kalmaz Maliki ile yeni bir söz düellosu başlatırsa şaşırmayalım. Zira Türkiye’nin Bağdat’tan her uzaklaşması, Barzani’ye yazıyor, “bağımsızlık” ilânının yollarını döşüyor.

Erdoğan’ın Hatırlamadığı Kerkük Nere?

Erdoğan kongrede Barzani’nin geçici sözde “başkenti” Erbil başta olmak üzere bilumum Orta Doğu, Balkanlar ve Asya kentlerine selâm saldı. Ajandasında iki yer yoktu; Türkmenler diyarı Kerkük ve Doğu Türkistan.

“İslâm aleminin lideri”, Çin zulmü altında ezilen Müslümanları unuttu. Zaten Ramazan ayında Çin yönetimi Doğu Türkistanlıların oruç tutmasını yasakladığında da sesi çıkmamıştı.

Kerkük’e gelelim;

ABD’nin yıllar önce hazırladığı Barzani anayasasına göre, “Kürdistan başkenti” Kerkük’tür…

O sözde anayasanın başlangıç bölümünde “Sevr’de kazanılmış haklardan” söz edilmektedir…

Erdoğan’ın Barzani’nin gözününün içine baka baka “Kerkük, Türkmenler” demesi gerekirken, Kerkük’ün adını anmaması, AKP’lilerin Barzani ile “gurur duyması”…

İşte bu yüzden “AKP’liler Sevr’le gururlandı” diyorum.

Bir detay daha; AKP Kongresi’nden hemen önce PKK’nın “meclis”i olarak adlandırılan Demokratik Toplum Kongresinin eş başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk Kerkük’e gitti. Kimlerle, ne görüştüler meçhûl. Türkiye Kerkük’ü böylesine gözden çıkarırken, ister misiniz PKK, Barzani ile Kerkük pazarlığına oturmuş olsun?!..

Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

2 Ekim 2012

Kategori:Uncategorized