Devlet büyüklerimiz, toplantı üstüne toplantı yapıp, Suriye bahanesiyle NATO güçlerinin ülkemize ve sınırlarımıza yerleşmesini konuşuyorlar.
PKK’ya karşı kullanılacağı gerekçesiyle Leopard tanklarını vermeyen, F-16’ların uçuş sistemi ve silahlarını tamamen kontrol eden bilgisayar programlarını devretmeyen, insansız hava uçakları ve Predatörler için ipe un seren ve dahi istihbarat paylaşımını bile şaibeli yapanlar birden bire gaza gelip, Türkiye’yi korumak için seferber oldular.
Yıllardır TSK’nın NATO’nun en büyük ikinci gücü olmasıyla övünüyorduk. Ama bu gelişmelerle, adeta TSK’nın sınırlarımızı koruyacak güçte olmadığı kafamıza çakılıyor.
Kürecik’teki üssün kuruluşundan Patriotlara iktidarda her kafadan ayrı ses çıkıyor. Başbakan Erdoğan söylediklerini 24 saat geçmeden ters yüz ediyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tamamen ayrı telden çalıyor. Cumhurbaşkanı Gül ise her zamanki gibi, herşeyi en önceden “en bilen”!..
Ya savaş haline geçirilmiş bu ülkenin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ne diyor, ne yapıyor? “Demokratikleşme” mücadelesi verdiğini söyleyen iktidarın en “demokrat” bulduğu Genelkurmay Başkanı olarak bir ilke imza atıp, dünyanın en antidemokratik ülkesi Suudi Arabistan’a resmi ziyarette bulunuyor.
ABD ve NATO’nun bölgedeki BOP senaryosu için görev verdiği ülkeler, Türkiye ve Katar’ın yanısıra bir de Suudi Arabistan’dı değil mi? Esad’a karşı mücadele eden, ancak ABD’nin oluşturduğu koalisyonda yer almayan bir diğer muhalif örgüt Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi’nin daha dün, “Türkiye topraklarından Suriye’ye Suudi militanlar sokuyor” suçlamasında bulunması tesadüf müdür?
Genelkurmay Başkanlığı, sınırlarımıza konuşlandırılacak patriotların savunma amaçlı olduğunu açıkladı.
Peki Suriye ile alıp, veremediğimiz neydi de, 1 yıl içinde koca bir bloku karşımıza dikip, NATO’nun kucağına düştük?
1 yılın altını çizmemin sebebi şu: Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel 24 Ekim 2011’de NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç’ın yazılı sorularını cevaplandırdı. Suriye’ye dair şöyle bir soru vardı:
“Suriye’deki iç karışıklıkların geleceğini nasıl görüyorsunuz?”
Özel şu cevabı verdi:
“Suriye’de cereyan eden olaylar öncelikle bu ülkenin kendi iç meselesidir. Ancak, Suriye ile ortak sınırı paylaşmamız, kültürel benzerliklerimiz ve bazı vatandaşlarımızın akraba bağlantılarının bulunması, Ortadoğu’da önemli bir ülke olması ve ülkemizin güvenliği yönünden ilgilendiren bir konumda bulunması nedenleriyle gelişmeleri yakından izliyoruz. Temennim, en kısa zamanda ülkenin uluslararası normlar çerçevesinde iç istikrara kavuşmasıdır.”
1 yıl önce Suriye’nin “iç meselesi” olan konu, nasıl “uluslararasılaştırıldı”? Bunda Türkiye’nin günahı yok mu?
Orgeneral Özel’e yöneltilen başka bir soruya ve cevabına geçelim.
25 Kasım 2011’de CNN Türk sordu: “Adana’daki İncirlik Üssü’nün istihbarat üssü olması konusunda bir çalışma var mı?”
Özel cevapladı: “Böyle bir konu mevzubahis değildir. İncirlik Üssü’nün statüsü anlaşmalarla belirlenmiştir.”
Şimdi, Özel’in bu açıklamasından 9 ay sonra Alman basınında yer alan ve bugüne kadar yalanlanmayan şu iddiaya bakalım:
“Alman istihbarat teşkilâtı BND ajanlarının İncirlik Üssü’nden telefon dinlemeleri yaptığı bildirilirken, bir ABD’li istihbaratçı, hiçbir istihbarat kurumunun Suriye içindeki kanyaklarının BND’ininkiler kadar iyi olmadığını belirtti.”
Ki Alman basınının bu iddiasından önce New York Times gazetesi, CIA ajanlarının Türkiye’nin güneyinde faaliyet gösterdiğini, Reutes haber ajansı da Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Katar’la işbirliği yaparak Suriye’deki isyancılara askeri destek ve iletişim yardımı sağlamak amacıyla Adana’da gizli bir üs kurduğunu iddia etti.
Keza, İncirlik Üssü ve 4. Ana Jet Üssü’nde nükleer bombalar bulunduğu yazılıp, çizildi.
Orgeneral Özel bu son iddiayla ilgili 5 Ocak 2012’de Milliyet’tan Fikret Bila’ya, “Gizlililik dereceli bir konu olduğu için soruya cevap vermeyeceğim” demekle yetindi.
Son iki not: 1.5 ay önce ABD’nin Türkiye’nin Suriye sınırına özel birlikler konuşlandırdığı öne sürüldü. 1 hafta sonra açıklama yapan Genelkurmay Başkanlığı, “Gerçek dışı” dedi.
1 ay önce ise Amerikan ordusuna mensup 20 kişilik bir askeri heyetin Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’na intikal edip, incelemeler yaptığı söylendi. Genelkurmay Başkanlığı yine “gerçek dışı” dedi.
Bugün Patriot bahanesiyle askerleri, diplomatlarıyla tüm işgâl kuvvetlerinin ülkenin dört bir yanında fink attığına tanık oluyoruz!..
Sahi, siz anladınız mı; Neler olup, bitiyor ve Türkiye’yi gerçekte kim yönetiyor?!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
30 Kasım 2012