ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, Çarşamba-Perşembe günleri Hatay’daydı. İki gün boyunca Suriye sınırında incelemeler yapıp brifingler aldı.
Thomas-Greenfield, geçen yıl da Hatay’a gelmişti. Bu ziyaretinin öncekinden farkı; Ankara’yı es geçip, doğrudan sınıra gidip, ABD’ye dönmesi, dahası Hatay’dan Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ı arayıp, olası Suriye operasyonu için ültimatom vermesiydi.
Biz de bu tabloya, “Türkiye yol geçen hanıymış” teşhisini koyduk!..
Tane Tane Anlatalım
Konuyu yeniden gündeme almamızın sebebi ise; Thomas-Greenfield ile Sedat Önal arasında gerçekleşen o telefon görüşmesinin, göz göre göre çarpıtılması.
Bunu “Kim, nasıl yaptı”dan önce; ABD’li Büyükelçi’nin Hatay ziyaretini adım adım anlatalım.
İlk gün; “Beyaz Baretliler” olarak bilinen Suriye sivil savunma teşkilatı üyeleriyle buluştu… Göçmenlerle görüştü… Oradaki BM ve yardım kuruluşlarının yetkililerinden bilgi aldı… Suriyeli ailelerle yemekte buluştu… Hatay’da işyeri açan Suriyelilerin yaşadıklarını dinledi… Türk ve Suriyeli çocukların birlikte okuduğu okula gitti… Yapılan ve yapılacak yardımlar hakkında bilgiler verip, “Amerika’nın Suriye halkına en fazla insani yardım yapmaya devam eden ülke olmasından ötürü gururluyum. Tüm Amerikalılar gururlanmalı.” dedi.
İkinci gün; sınır kapısına gitti… Bunun öncesinde veya sonrasında da Dışişleri Bakanı Sedat Önal’la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi… Ardından “Kuzeybatı Suriye’deki sivil toplum örgütleriyle” toplantı yaptı… Üç televizyona röportaj verdi… Nihayetinde Hatay’da bir basın toplantısı düzenleyip ABD’ye döndü.
ABD Büyükelçi’sinin Arap ve Suriye televizyonlarına verdiği o röportajların konumuzla ilgili bölümlerine de bakalım.
İlkinde; “Bugün bir Türk yetkiliyle yapılan görüşmede, daha önce duyurulan askeri operasyonu ele aldınız mı?” sorusu yöneltildi. Büyükelçi, “İnsani durumla ilgilenmek için sınır kapısındayım. Ancak bildiğiniz gibi, ABD hükümeti bu konuda Türk Hükümeti ile temasa geçti ve – Türk hükümetinin – bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştıracak ve ek yerinden edilmelere yol açacak herhangi bir eylemde bulunmaması gerektiğini açıkça belirtti. Suriye’deki insanlar yeterince acı çektiler ve biz bu bölgede barış görmek istiyoruz ve Türkler, Suriye halkı için barışçıl bir çözüm bulma çabalarını sekteye uğratacak hiçbir çabaya girmemelidir.” karşılığını verdi.
İkincisinde; Erdoğan’ın Suriye’ye askeri harekât ilân etmesiyle ilgili görüşü soruldu. Büyükelçi, “Buna karşı olduğumuzu çok net bir şekilde ortaya koyduk. Bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracak her türlü eyleme ve kesinlikle daha fazla yerinden edilmeye ve muhtemelen daha fazla mülteciye yol açacak her türlü eyleme karşıyız.” dedi.
Son olarak; Hatay’dan ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısında, aynı konudaki bir soruyu benzer ifadelerle cevaplandırdı.
Telefon Görüşmesinin Detayları
Şimdi Thomas-Greenfield ile Sedat Önal arasındaki telefon görüşmesinin zamanına ilişkin detaylara gelelim.
– Konuya ilişkin ilk resmi açıklamayı, görüşmenin gerçekleştiği gün ABD’nin BM Temsilciliği Sözcüsü Olivia Dalton yaptı.
– Bu açıklama Temsilciliğin Twitter hesabından saat 17.35’te paylaşıldı.
– Sözkonusu açıklamanın Türkçesi, Thomas-Greenfield’ın ziyaretine ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jake Flake de refakat ettiği için Büyükelçiliğin internet sitesine de kondu.
– Aynı akşam geç saatlerde Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yapıp telefon görüşmesi hakkında bilgi verdi. “Geç saatler” diyoruz; çünkü açıklama, Bakanlığın Twitter hesabından saat 21.44’te paylaşılırken, bir kısım medyada ancak saat 23.00 civarında haber oldu.
Tüm bu ayrıntılarda da görüldüğü üzere; ABD Büyükelçisi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Önal’ı arayıp olası Suriye operasyonuna itirazlarını bildirdi… Bunu da ABD tarafı duyurdu. Öyle olduğu için Büyükelçi ile röportaj yapan gazeteciler görüşmeye ilişkin soru yöneltti… Nihayetinde Dışişleri Bakanlığı o görüşmeyi doğrulayıp Önal’ın ABD Büyükelçisi’ne ne söylediğini açıkladı.
Özetle; ABD tarafı açıklamasa, kuvvetle muhtemel bu görüşmeden haberimiz dahi olmayacaktı!..
Kim Kimi Aradı ve Kim Ne Söyledi?
ABD cenahı ile Ankara’nın yaptığı açıklamaları da masaya yatıralım. ABD’nin BM Daimi Temsilciliği’nin açıklamasının Türkçe’sinin Ankara Büyükelçiliği’nin internet sitesine konduğunu belirtmiştik. İlgili bölümü oradan aynen okuyalım:
“Büyükelçi Thomas-Greenfield ayrıca ABD’nin Kuzey Suriye’de gerçekleştirilecek ve nüfusun yer değiştirmesinin artmasına yol açabilecek, sahadaki kırılgan durumun daha da istikrarsızlaşması riskini doğurabilecek ve uluslararası koalisyonun IŞİD’i bertaraf etme çabalarına zarar verebilecek yeni askeri operasyonlara karşı olduğunu ifade etti. ABD’nin, Türkiye’nin meşru güvenlik menfaatlerini anladığının altını çizen Büyükelçi, bu menfaatleri diplomasi ve diyalog yoluyla ele almanın önemini vurguladı.”
Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına gelince; ilk cümlesinde, görüşmenin Linda Thomas-Greenfield’ın “talebi üzerine” gerçekleştiği vurgulandıktan sonra şöyle denildi:
“Daimi Temsilci Thomas-Greenfield’in, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde bir askeri operasyon gerçekleştirmesinden kaygı duyduklarını belirtmesi üzerine, Bakan Yardımcımız Büyükelçi Önal, PKK/YPG/PYD terör örgütünün sadece Suriye’nin toprak bütünlüğüne değil, ulusal güvenliğimize yönelik varoluşsal bir tehdit teşkil ettiğini, Ekim 2019’da ABD ve Rusya Federasyonu ile vardığımız mutabakatlardaki hükümlerin bugüne kadar yerine getirilmediğini, son dönemde bu bölgeden ülkemize yönelik terörist tehdidin daha da arttığını, güvenlik güçlerimizi, sivilleri ve sınırlarımızın içini de hedef alan bu saldırılara ve bölücü gündemin ilerletilmesine Türkiye’nin kayıtsız kalmasının beklenemeyeceğini, hayati milli güvenlik çıkarlarımızı tehdit eden terör örgütlerine karşı gereken tedbirleri almayı sürdüreceğimizi vurgulamıştır.”
“Amiral Gemisi”nin Kralcılığı
Durum tam olarak böyleyken; bir vakitler Türk medyasının “amiral gemisi” iken, şimdi iktidarın sözcülüğünü yapan Hürriyet Gazetesi dün manşetten; “Türkiye’den ABD’ye kritik mesaj: Alo! Biz gireceğiz” başlığıyla şu hikâyeyi anlattı:
“Önceki gün Hatay’da Suriye’deki iç savaştan kaçan mültecilerin barındığı yerleri ziyaret eden Thomas-Greenfiled, Türkiye’nin Suriye’deki ihtilafa 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı temelinde, BM himayesinde ve Suriyelilerin sahipliğinde ilerletilecek siyasi süreç neticesinde kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması yönündeki çabalarına teşekkür etti. Ancak ABD Daimi Temsilcisi, son dönemde Türkiye’nin gündeminde olan Suriye’nin kuzeyine yönelik olası bir yeni operasyondan kaygı duyduklarını belirtti. Thomas-Greenfield’in bu sözleri üzerine Dışişleri Bakanlığı devreye girdi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, Thomas-Greenfield’le bir telefon görüşmesi yaptı.”
Ardından, “Bakan Yardımcımız Büyükelçi Sedat Önal, talebi üzerine, ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield’la bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.” ifadesine yer vermeksizin Dışişleri Bakanlığı’nın sözkonusu açıklamasını aktardı.
Yani resmen Dışişleri Bakanlığı ve Sedat Önal’ın, güya “Hatay’daki açıklamaları” üzerine ABD Büyükelçisi’ni arayıp ona ayar verdiğini iddia etmiş oldu.
Şimdi, Erdoğan başta olmak üzere, Hürriyet’in bu haberini okuyanlar herhalde, “Helal olsun Dışişleri Bakanlığımıza ve de Sedat Önal’a” demiştir!..
İyi de gerçekler ayan beyan ortadayken; sözüm ona “yerli ve milli medyamız”, son derece hayati bir konuda milletimizi acaba niçin ve kimler adına kandırıyor?.. Muhataplarımız nezdinde ne duruma düştüğümüzü de mi düşünmezler?!
Müyesser YILDIZ
5 Haziran 2022