Haber dokuz gün önce yayımlandı.
Artık vaka-ı adiyeden sayılan olaylardan; ama biz yine de “şaşırmış” gibi anlatalım.
Konu özetle şu:
AKP Kepez İlçe Başkanı Bahattin Bayraktar, ilçe yönetimiyle birlikte Ağustos’ta Antalya İl Jandarma Komutanlığı’na atanan Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu’nu ziyaret etmiş.
Ziyaret sırasında çekilen fotoğrafta AKP İlçe Başkanı’nın baş köşeye oturduğu, general ve diğerlerinin ise yandaki koltuklara dizildiği görülmüş.
İşte bu görüntü vatandaşlar ve siyasilerin tepkisine yol açmış. Tepki gösteren isimlerden CHP Kepez İlçe Başkanı Önder Kurnaz da sosyal medya hesabından şu paylaşımları yapmış:
“AKP’den Generale Memur Muamelesi! AKP Kepez İlçe Teşkilatı büyük bir ayıba imza attı. Antalya İl Jandarma Komutanlığı’na yeni atanan Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu’nu ziyaret eden AKP Kepez İlçe Başkanı, başköşeye oturarak poz verdi. Saraydaki ağabeylerini ve AKP’nin tek adam rejimini örnek alan İlçe Başkanı, başköşeye kurulurken yıllarını vatana harcayan ve Tuğgeneralliğe kadar yükselen Tarık Hekimoğlu’na yöneticilerinin yanını reva görmüş! Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu’na elemanıymış gibi davranan AKP’li İlçe Başkanına sesleniyoruz: ‘Ne Hekimoğlu ne de bu ülke için canını ortaya koymaya hazır Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tek bir personeli sizin emir eriniz değildir.’ Şerefli bir görev olan askerlik makamı, ülkemizin ve Cumhuriyetimizin teminatı, halkımızın onur madalyası olan Türk Ordusu siyasete alet edilmemeli, şuursuz bir ilçe başkanının oyuncağı haline getirilmemelidir. Biliyoruz ki, sizden farkı olmayan il başkanınız bu küstahça hareketinize karşı bir yaptırımda bulunmayacaktır. CHP iktidarında böyle hareketlerde bulunmaya cesaret edemeyeceksiniz.”
O Generali Nereden Hatırlıyoruz?
Bu fotoğraf ve tepki bize 3 yıl önce yazdığımız bir başka olayı hatırlattı.
O vakitler Sincan Cezaevleri Kompleksi Tabur Komutanı olan Tarık Hekimoğlu hakkında, dönemin Sincan hakimlerinden birisi, Jandarma Genel Komutanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na mektuplar yazdı.
UYAP üzerinden gönderilen, ama nasıl olduysa mahkeme dosyalarından birisine giren bu mektuplarda, Albay Hekimoğlu’nun Sincan Cezaevi’ndeki faaliyetleri anlatıldıktan sonra “İlgili Komutan Kampüs Mahkeme salonlarındaki FETÖ terör yargılamaları sırasında mahkemelerin işlerini kolaylaştırma, olayları sahiplenme, ön planda bulunma, risk alma, Devlet uygulamalarını sahiplenmek, kurumu temsil etmek, adli ve idari erkan ile uyumlu münasebetler kurmak gibi kriterlere göre takdire şayan değerli hizmetler vermiştir.” denilmiş, ardından şu talepte bulunulmuştu:
“Marifet iltifata tabidir. Engin hizmetleri görülen personelin ödüllendirilmesi mücadele edenlere gayret kazandıracaktır. Konuyla ilgili bilgi ve belgeler talep halinde gönderileceği gibi şahsen de detayı ile açıklanabilecektir. İlgili subayın vaki emeğinin takdiri lüzumu komutanlığa ait olmakla birlikte lüzumunun takdirinin gereğini; Saygıyla arz ederim.”
Sözkonusu mektupların içeriği kadar zamanlaması da dikkat çekiciydi; general terfileri öncesinde gönderilmişti.
Peki bir hakimin bu aleni “referans” mektuplarının bir faydası oldu mu?
Albay Hekimoğlu o yıl generalliğe terfi edemese bile Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı’na atandı. İlgisi var veya yok; nihayetinde de bu yıl general olup Antalya’da görevlendirildi.
Diyeceğimiz; Antalya’daki o fotoğrafa çok da şaşırmayalım!..
“28 Şubat” Zihniyeti mi Liyakat Sorunu mu?
İktidar medyasının, “28 Şubat zihniyeti yeniden hortladı… 28 Şubat’ı andıran görüntüler” başlıklarıyla verdiği, askerlerle ilgili iki olaya daha değinelim.
Yine geçtiğimiz günlerde, evvela Kayseri 2’nci Ana Bakım Fabrika Müdürü Albay İlhan Coşkun’un, müdürlükte görev yapan subay, astsubay ile misafirlerin türban takmasını ve sakal bırakmasını yasaklayan bir emir yayımladığı ortaya çıktı. MSB’nin hemen görevden alıp hakkında soruşturma başlattığı Albay Coşkun’un, emrin “sehven” yazıldığını söylediği bildirildi.
Bunun anlamı, “sehven” yazılan emri kendisinin de “sehven”, yani okumadan imzaladığı idi!..
İkincisine geçelim; Kayseri olayının ardından 30 Ağustos resepsiyonunda Tokat’ta yaşanan olayın görüntüleri medyaya düştü. Valiliğin düzenlediği resepsiyonda, rütbeli bir asker ile arkasından gelen subayların Vali Numan Hatipoğlu ve eşinin elini sıkmadan salona girdiği görülüyordu.
İktidar medyası yazdı, MSB yine sözkonusu subayları görevden alıp soruşturma başlattı.
Dün de Yeni Şafak Gazetesi’nde yayımlanan, “Hesabı o anda soruldu: Masasına gidip saygısızlığını yüzüne vurdu” başlıklı haberde, o gece Vali Hatipoğlu’nun askerlere nasıl çıkıştığına ilişkin detaylar aktarılırken, krizin sebebine ilişkin şöyle bir bilgi verildi:
“2019’da yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereği, ilin garnizon komutanı olan alay komutanının kıdemi ildeki Jandarma Alay Komutanı’ndan düşük olduğu için ’30 Ağustos törenlerinde garnizon uygulaması yapılamayacağı’ ilgili askeri yetkililere bildirildi. Bu durum sadece Tokat’ta değil, benzer durumdaki 17 ilde yaşandı. Kararname gereği, düzenlenen törende Garnizon Komutanlığı çelenk sunmadı.”
Ardından da; “Ancak protokol kuralları gereği gerçekleşmeyen bu uygulama, bazı askeri personel tarafından krize dönüştürülmek istendi. Bir albay öncülüğünde resepsiyona katılan birkaç askeri personel, ev sahibi olarak davetlileri karşılayan Vali Numan Hatipoğlu ve eşini selamlamadan salona girdi. Albay, kameralar önünde telefonla konuşarak valinin önünden transit geçiş yaptı.” denildi.
Bu ayrıntının önemi ne mi?
Demek ki, birçok ilde artık garnizon komutanının kıdemi, jandarma alay komutanından düşükmüş. Önemli ve dikkat çekici bir durum değil mi?
Öte yandan, gerek Kayseri’deki “sehven” vaka’sı gerekse Tokat’taki subayların çocukça tavrı; “28 Şubat zihniyetinden” ziyade, ehliyet ve liyakata dair bir takım sorunlar olduğunu göstermiyor mu? Antalya’daki görüntü de dahil!..
Müyesser YILDIZ
11 Ekim 2022