İnsanların yılları, hatta hayatları çalındı. Büyük ızdıraplar, yokluklar, yalnızlıklar yaşandı. Aslında bitmedi, sürüyor. Hep acıları paylaştık, ama artık iyi haberlerimiz de var.
Kumpasın Silivri’de kanser ettiği emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak bu illetle savaşta çok önemli mesafe katetti. Kemoterapi şimdilik bitti. Kendi ifadesiyle, “Bu tedavi sürecinde içinde NATO kuvvetleri savaştı, artık milli kuvvetleri” devreye sokacak. O milli kuvvetlerin en güçlüsü de hızır gibi yetişti, daha doğmadan ismi konan torunu Cem Poyraz dünyaya geldi. Çocuklarının doğumunda açık denizlerde olan Cem Amiral, torununun doğumunu gördü. Duygularını şu sözlerle ifade edebildi:
“O kadar acemiydim ki, bebeği kucağıma almayı beceremedim.”
-Kumpası da Kanseri de Yeneceğim-
Cem Amiralin Balyoz kumpasında hapse girişi, kızı Tuğçe’nin gelinlikle Hasdal’a gidişi, oradaki düğün töreni, emekliye sevk edilince gönderildiği Silivri’de akciğer kanser olması, 1 Şubat 2014’te hastalığından dolayı infazının 6 ay ertelenmesiyle tahliyesi, hepsi ama hepsi ayrı bir dramdı. (http://www.odatv.com/n.php?n=balyozda-film-gibi-dugun-2008141200)
2 Şubat gecesi Ankara’daki evine geldiğinde bitkindi, tanınmıyordu. Hemen GATA’da tedavi altına alındı. Ama moralsizdi, çünkü tüm arkadaşları hapisteydi. Anayasa Mahkemesi’nin Mart’ta Ergenekon, Haziran’da da Balyoz için “yeniden yargılama” kararı verip, herkesin tahliye olmasının ardından tedavisine dört elle sarıldı.
Bu arada Hasdal düğünüyle 3 yıldır evli olan kızı Tuğçe babası ve dostları için 21 Ağustos’ta “özgür bir düğün” yaptı. Düğün davetiyesinde, henüz annesinin karnında 6 aylık olan Cem Poyraz’ın imzası vardı.
Beklenen torun Cem Poyraz 31 Ekim günü geldi. Peşinden dede Cem Aziz Çakmak’ın kemoterapi tedavisi sonuçları. Herşey yolundaydı, kanser illeti kontrol altına alınmıştı. 3 Kasım günü de Balyoz davasında yeniden yargılama başlamış ve Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman, “Darbe planını bilmiyoruz, duymadık, görmedik” demişti.
Yaklaşık 1 yıllık hastane maratonunun ardından ilk kez yalnız başına sokağa çıkan Cem Amiralle buluştuğumuzda en önce torunu konuştuk.
“Müthiş bir şey. Allah’ın bize bahşettiği en güzel hediyelerden bir tanesi. İnanılmaz bir enerji verdi” dedikten sonra, bebeğin mesleğini de peşinen şöyle açıkladı:
“Cem Poyraz’ı hukuk cephesine göndereceğim. Orada ihtiyaç var.”
Evet kilo almış, yüzüne renk gelmişti, ama kaderin kumpası kanseri tamamen yenmiş miydi? Şunları anlattı:
“Kemoterapi bitti. Bu büyük bir maraton, büyük bir kısmını geçtik. Ama hala önümde yol var, canlı hücreler var. Ömür boyu devam edecek bir maraton. Bu hastalıkla, yanımda kocaman bir dostlar ordusuyla savaştım. Benzetme yapmak gerekirse, kemoterapi süreci NATO kuvvetlerinin savaşıydı. Artık bundan sonra milli kuvvetler savaşacak. Silivri’deyken yatırıldığım Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ndeki vatansever doktolrarın hepsini selamlıyorum. GATA’dakileri de.”
-Kumpasçılar Yargılanana Kadar Ölmek Yok-
Ya birilerinin kotardığı, yüzlerce subayın hayatını karartan “kumpas”? Cem Aziz Çakmak’ın gözleri çakmak çakmak oldu ve şöyle konuştu:
“Kumpasla mücadele, siyasi konjonktüre bağlı. Siyasi irade ne kadarına izin verirse, kumpasın o kadarı ortaya çıkacak. Herkes bu sahtekârlıkları biliyor, buna rağmen bizi yeniden yargılıyor, yeniden sanık sandalyesine oturtuyorlar. Elbet bu da birgün bitecek, herşey ortaya çıkacak, bunu da yeneceğiz. Kökeninde ne ve kim varsa er geç ortaya çıkmalı. Mahkemede savunmamı yaparken, ‘Bu sıralarda oturacak ve yargılanacaksınız. Ben de burada olacağım O zamana kadar ölmek yok’ demiştim. Hastalıkla nasıl mücadele ediyorsam, kumpasla da öyle mücadele edeceğim. Amaç TSK’ya diz çöktürmekti bunu da başardılar. Elde edilmek istenen sonuç işte buydu.”
Garip tesadüf; Cem Aziz Çakmak’la konuşurken, adalet şehidi merhum Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’la karşılaştık. Biri canını, diğeri sağlığını kaybetmiş iki insan!..
Bu “kumpas” davalar yüzünden halen hapiste olan veya kaçak yaşayan nice potansiyel Cem Aziz Çakmak’lar, hatta Murat Özenalp, Ali Tatar, Kuddusi Okkır’lar var biliyor musunuz?
Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya ve Antalya’ya kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
14 Kasım 2014
Cem Amiral 2 Şubat 2014 gecesi Ankara’ya evine böyle geldi:
Dedesinin hukuk cephesine göndereceği torun Cem Poyraz:
Biri canını, diğeri sağlığını kaybetti:
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/kumpasin-kanser-ettigi-komutan-o-kadar-acemiyim-ki-torunumu-kucaklayamadim-1411141200.html