İçeriğe geç

Mağdur Olmamışlar!.. Öyle Ya Sadece Hapis Yattılar!..

Tüm kumpaslar birer birer çöküp, polisinden bilirkişisine dava açılırken, Askeri yargıda değişen bir şey yok. Balyoz mahkûmiyetlerinde esas alınan raporu hazırlayan Pilot Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan hakkında 142 subayın açtığı davada, 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, “görevsizlik” kararı vererek, topu sivil yargıya attı.

Görevsizlik kararının gerekçesi daha da ilginç; “Gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak askeri bir suç” değilmiş… Ve “bu suçun mağdur sıfatıyla her hangi bir asker şahıs aleyhine işlenmesinin de söz konusu olmadığı” anlaşılmış.

Baransu’nun “Balyoz bavuluyla” başlayan ve yaklaşık 3 yıldır oradan oraya dolaşan davanın geçmişini özetlersek;

Dönemin 1’inci Ordu Komutanlığı Savcısı, Baransu’nun bavulundan çıkan sözde belgeleri incelemek üzere 3. Kolordu Komutanlığı’nda görevli Pilot Binbaşı Ahmet Erdoğan’ı bilirkişi olarak görevlendirdi. İncelemenin kapsamı, “2003 Mart ayında 1’inci Ordu Komutanlığı’nda yapılan plan seminerinde basında (Balyoz adı ile) yer aldığı gibi bir plan hazırlanıp, hazırlanmadığı ve bu seminerle ilgili bilgilerin basına sızdırılmasının araştırılarak, sorumluların tespit edilmesi” iken, Savcı bilirkişi Erdoğan’dan, “Bu belgelerin gerçek olduğunu farzederek, bir rapor hazırlamasını” istedi. Erdoğan da, “Deliller gerçekse, bu bir darbe planıdır” şeklinde rapor verdi ve Balyoz davası tümüyle bu rapor üzerinden görüldü.

Balyoz’dan tutuklanan 142 subay Savcının yanısıra, Erdoğan hakkında “gerçeğe aykırı bilirkişilik yaptığı” iddiasıyla dava açtı.

İlk olarak Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Savcılık, “Konu askeri yargı görevi kapsamında” diyerek, bu suç duyurusunu 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi.

3. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı Ağustos 2013’te, “Sanığın hazırladığı bilirkişi mütalaasının gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suçunun hiçbir unsurunu taşımadığını” belirterek, “kovuşturmaya yer yok” kararı verdi.

Balyoz sanıkları bu defa Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Mahkeme Aralık 2013’te oy birliğiyle “kovuşturmaya yer yok” kararını kaldırıp, dosyayı 3’üncü Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığına gönderdi.

3’üncü Kolordu Komutanlığı Askerî Savcılığı Ocak 2014’te Erdoğan hakkında iddianame hazırlayıp, kamu davası açılmasını istedi. 3’üncü Kolordu Komutanlığı Askerî Mahkemesi de 15 gün sonra bu iddianameyi kabul etti.

Davanın görülmesi beklenirken, ilginç bir gelişme oldu; Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz Askeri Yargıtay Başsavcılığı’na başvurup, Erdoğan hakkındaki dava için “kanun yararına bozma” istedi.

Balyoz sanıkları bu talebe karşı da itirazda bulundu ve Askeri Yargıtay 2. Dairesi, Haziran 2014’te 1’e karşı 4 oyla Milli Savunma Bakanı Yılmaz’ın talebini reddetti, yani bilirkişi Ahmet Erdoğan hakkında açılan davayı onayladı.

Ancak Askeri Yargıtay bu kararı şikâyetçilere dahi vermeyip, “İlgili mahkeme size tebliğ eder” dedi. Şikâyetçi subaylar, kararın mahkemeye gidip gitmediğini ve davanın açılıp açılmadığını dahi öğrenemediler.

-Dava Bitmiş-

Ta ki, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nden gönderilen karar metni geçen hafta şikâyetçi subayların adreslerine ulaşana kadar.

Dava 18 Aralık 2014’te sonuçlanmış.

Askeri Savcı Hakim Albay Recai Ertürk esas hakkındaki mütalaasında, “Gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suçunun askeri bir görevle ilgili olmadığını, başlı başına adliye aleyhine işlenen suçlardan olması sebebiyle bu suçun mağdurunun adliye olduğunu şikayetçi ve ihbarcıların ise ancak koşulların bulunması halinde suçtan zarar gören sıfatını taşıyabilecekleri kanaatinde olduğunu” belirterek, Mahkemenin görevsizlik kararı vermesini istemiş.

Mahkeme de özetle şu değerlendirmeyi yapmış:

“Gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suçu, Askeri Ceza Kanunu’nda yer almayan ve atıf yoluyla askeri suç niteliği kazanmamış bir suçtur. Bu yönüyle askeri mahkemelerin görev alanına girmemektedir. Asker kişilerin, asker kişiler aleyhine işledikleri suçlar askeri mahkemelerin görev alanına girmektedir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, asker şahsa isnat edilen suçun, kişilere karşı işlenen suçlardan olması ve suçun mağdurunun da asker kişi olması gerektiğidir. Zira kimi suçlardan herhangi bir asker kişinin zarar görmesi mümkün olmakla birlikte, yasa koyucunun söz konusu suçu sevk ederken korumak istediği öncelikli değer, zarar görenin haklarından çok, daha öncelikli kamusal değerler olabilmektedir. Bu kapsamda örneğin ‘topluma’ veya ‘çevreye’ karşı suçlardan da kimi şahısların zarar görmesi olanaklı ise de; yasa koyucu, daha yaygın ve kamusal değerler olmaları sebebiyle öncelikle ‘toplumsal düzeni’ veya ‘sağlıklı çevrede yaşama hakkını’ korumayı hedeflemiştir. Bu tür durumlarda, kişilerin zarar görmüş olduğu ileri sürülerek suçun kişilere karşı işlenmiş olduğunun kabulü olanaklı değildir. Bu bakış açısıyla değerlendirme yapıldığında müsnet suçun, kişilere karşı işlenen suçlardan olmadığı ortaya çıkmaktadır. Zira ‘Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik Yapmak’ suçu, ‘Adliyeye karşı suçlar’ başlıklı bölümde düzenlenmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla müsnet suç sebebiyle zarar gören/görebilecek asker şahısların mevcudiyeti, suçun adliyeye karşı işlenen suçlardan olduğu ve mağdurun da adliye olduğu kabulünü değiştirmeyeceğinden, bu yönüyle de yargılama yetki ve görevi askeri mahkemelere ait değildir. Davanın askeri mahkemelerde görülebilmesi için aranması gerektiren bir diğer koşul da ‘suçun askerlik görev ve hizmeti ile ilgili olarak ifa edilmiş olması’ halidir. Bilirkişilik kurumu, bütünüyle ceza usul yasalarında düzenleme alanına kavuşmuş olup, adil yargılanmaya hizmet etmektedir. Bu yönüyle askerlik hizmet ve göreviyle ilgili bir yanı da bulunmamaktadır.”

Bu değerlendirmelerin ardından, “Sanık Kr. Pl. Kur. Yb. Ahmet Erdoğan hakkında 22.02.2010 tarihinde gerçeğe aykırı bilirkişilik yapmak suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de sanığa isnat edilen suçun askeri bir suç olmadığı, askeri bir suçla bağlantısının bulunmadığı, mağdur sıfatıyla her hangi bir asker şahıs aleyhine işlenmesinin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından” denilerek, görevsizlik kararı verilmiş.

Ancak Askeri Mahkeme tüm kapıları kapatmayıp, “Sanığın müsnet suçtan yargılanması ile gereğinin takdir ve ifası için dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesi” kararı alıp, bilirkişi Ahmet Erdoğan’ın yargılanıp yargılanmamasını sivil mahkemenin inisiyatifine bırakmış.

Bakalım sivil mahkeme, bu dosyayı ne yapacak.

Bilirkişi Ahmet Erdoğan’ın geçtiğimiz Temmuz’da yurtdışı görevine gittiği biliniyordu. Dava dosyasında Erdoğan’ın nerede görevli olduğu da ortaya çıktı. İngiltere’de Kraliyet Hava Kuvvetleri’ndeymiş.

Foça ve Paşakapısı’na kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

14 Mart 2015

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/magdur-olmamislar-1403151200.html

Kategori:Uncategorized