İçeriğe geç

Müyesser Yıldız Yazılar

“Savunma Yapmıyorum, Suçluyorum”

Müyesser Yıldız mahkemede ‘savunma’ yapmadı… İddianameyi reddetti… İnsanlara tuzak kuran devlet içindeki “virüs örgütü” hakkında suç duyurusunda bulundu… İşte o itiraznameden satır başları:Sorun yasalar veya zihniyette değil, “NİYET”tedir. Niyetiniz nedir?Devlete sızmış 3-5 virüs var. Nuri Alço’nun masum kızların gazozuna ilaç atması gibi insanların bilgisayarına virüs atıyorlar. Silivri’ye düşürdüler; ama çok…

Peygamber Ocağı Olmayan Ordu ‘İşeyen Asker’ Olur!..

Değerli dostum Yeniçağ Gazetesi Yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın son kİtabı henüz elime geçmedi; ama ismini çok sevdim: Dijital Terör. Oda Tv davası duruşmasında ben de “devlette bir terör örgütünün yuvalanıp insanlara tuzak kurduğunu” söyledim. Bunun ortaya çıkarılması için suç duyurusunda bulunurken, bu işleri yapanlara verilecek sıfatı da “Keşan Müftüsü”ne havale…

Vahdettin ve Damat Ferit Orduyu Nasıl “Hizaya” Getirdi?

İşbaşına geldiklerinde önlerindeki en önemli sorun “ordu” idi. Mektepli, savaşta pişmiş, genç subayların elindeki orduya egemen olmaları çok zordu. Bunların tümünü veya çoğunu tasfiye etmeleri gerekiyordu. Tehlikeliydiler; çünkü kesin bir “ideoloji”ye sahiptiler. Bu “Türk milliyetçiliği” idi. Padişaha bağlı olsalar da tercih yapma durumunda kaldıklarında “milliyetçiliği” seçecekleri belliydi. Direnen komutanlara ne…

4 Ay Önce İsmin “Suc Delili” Oldu “Terörist” Babam!..

Rauf Denktaş… Atatürk’ten sonraki en büyük dava adamı, lider… Silivri ikinci kez ağır geldi; bu defaki daha da ağır. Oğlumu yurtdışına uğurlayamadığımda esaretimi hissetmiştim. O’nu da uğurlayamadım ya, Silivri mezar oldu!.. Hiç karşılaşmadık; ama davasına-davamıza adım gibi inandım. Yıllar önce Meclis’e gelip bir konuşma yapmıştı. Gözümü kırpmadan dinledim. Konuşma biter…

Zaman-ı Saltanatın Şifresi: Bölünmüş Yol

Meşhur olaydır; Padişah Vahdettin romatizmadan muzdariptir; yürümekte zorlandığından hep baston kullanır. Tahta geçtiği gün tören için Topkapı Sarayı’nın kapısına geldiğinde maiyetindekilerden bastonunu ister. Çengelköy’deki sarayında unutulduğunu öğrenince de: “Bu bir felâket!” der… Başkâtibi Ali Fuat Türkgeldi’nin yeni padişahın ağzından çıkan ilk cümle için yorumu şudur: “Bu suretle saray kapısından içeri…

CIA ve FBI’daki Gülen Kasetlerinde Ne Var?

Teksas Üniversitesi Hukuk Fakültesi Profesörü James C. Harrington, “Fethullah Gülen’in Hukuk Serüveni”ni yazdı. İlk bakışta, “Cemaat yazdırmış” gibi bağırıyor. Gülen’in Türkiye’deki davalarını, “müthiş bir hukuk mücadelesi” diye nitelendiren Prof. Harrington, beraat gününün “Gülen ve Türkiye’deki sivil haklar ile demokrasi için bir zafer, Gülen’i bitirmek isteyenler için ise bir hüsran günü”…

Damdan Düşenden Sn. K’na Arz!..

7 Ocak 2012 tarihi itibarıyla Silivri Zindanı’ndaki 10’uncu ayım doldu. Yani epey tecrübeli sayılırım. Nasrettin Hoca’nın: “Bana damdan düşen birini bulun.” sözü misali, çiçeği burnunda esirlerden Sn. İlker Başbuğ’a acil tavsiyelerim var. Yalnız kalmayı düşünüyormuş. Sakın!.. Yüreğine taş basıp, hiç tanımadığı biri de olsa koğuşunu birileri ile paylaşsın. Neden mi?…

“Babalar Gibi” Adalet De Özelleşti… Netekim!..

Yıldız’ın 10 Ocak tarihinde 2. sayısı yayımlanan Tutuklu Gazete için yazdığı yazı: ___________________________________________________________________ Habur hukuku, Deniz Feneri hukuku, Ergenekon/Balyoz hukuku, yandaş/muhalif medya ve belediyeler hukuku… Şike hukuku, bedelli hukuku, İzzet Yıldızhan hukuku!… Çağı aştık. Bin adım önde hiç kimsenin yapamadığını yaptık; hukuku bile babalar gibi özelleştirdik. Hele bir de Anayasa…

Evlilik Dershanesini Kim Açar?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in son önerisini duyunca gülümsedim. Her toplumsal olayda acilen bir proje üreten Bakan Şahin’in son “fikrim geldi”si şuydu: “Mesela bir araba kullanırken bile kursa gidiyorsunuz, sertifika alıyorsunuz nasıl araba kullanmanız gerektiğiyle ilgili. Ama evlilik birliği dediğiniz, ömür boyu devam edilmesi gereken ve toplum açısından…

Sıkışan Komutan Ne Yapar?

Kendisi ‘gönüllü sürgün’de, fikri iktidarda bir ‘büyük’ , “hamle öncesi planlamanın önemi”ni anlatırken, ordu örneğini verir. Der ki; “Savaş esnasında orgeneraller, korgeneraller çok iyi savaşçı olmalarına rağmen silâhı eline alıp savaşmazlar. Cephe gerisinde kalıp askeri stratejiler üretirler… Onların verdikleri kararlarla bir savaşın, binlerce askerin; hatta bir milletin, bir devletin kaderi…