Yıllardır AKP ve Erdoğan’ın “gizli ajandası” olduğundan söz ediliyordu. Başbakan Erdoğan 2 gün önce dönüp, bu suçlamayla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu vurdu ve “gizli ajandası var” deyiverdi.
Çok ilginç tartışmalara gebe bir çıkış!..
Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’na yönelttiği suçlama şuradan kaynaklandı:
CHP’nin tartışmalı ismi Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün geçtiğimiz günlerde twitter hesabına, “Dido Sotiriyu’nun ‘Benden Selam Söyle Anadolu’ya’ adlı kitabını okudum, Ege’de Rumlara etnik temizlik yapıldığını anlatıyor” notunu düştü.
Bunun üzerine kamuoyunda, “Aygün, Kurtuluş Savaşı’nda Rumlara etnik temizlik yapıldığını iddia ediyor” tartışmaları başladı.
Olay sıcaklığını korurken, Aygün Paris’te öldürülen PKK’lıların ailelerine taziye ziyaretinde bulundu ve yeni bir tartışma başladı. Tartışmalara Başbakan Erdoğan da katıldı, dün partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında Aygün üzerinden Kılıçdaroğlu’na yüklenerek, şunları söyledi:
“Şimdi ben çok merak ediyorum, ya hani bu Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün partisiydi, hani bu Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyetten bile eski bir partiydi, hani bu CHP Cumhuriyeti kuran partiydi. Her fırsatta Atatürkçüyüm diyen, Kemalist’im diyen, Kuvayi Milliye ruhunu sürekli istismar eden Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugün artık Ege’de Rumlara etnik temizlik yapıldı diyen bir parti haline geldiğini görüyoruz. Düşünebiliyor musunuz, CHP’nin bir milletvekili çıkıyor, hem de Genel Başkanın hemşerisi bir milletvekili çıkıyor, Ege’de Rumlara etnik yapıldı deme cüretini gösteriyor. Yazık, gerçekten çok yazık. Ama hakkını da yemeyelim, CHP Genel Başkanı hemşerisi olan o milletvekilinden daha farklı bir zihniyete sahip değil; bunu biliniz, çünkü gizli ajandası var, o gizli ajandasını asla açamaz. İsrail’e sözcülük yapan, Fransa’ya avukatlık yapan, daha dün Suriye’de üniversite bombalayıp 49 genci alçakça katleden BAAS Partisine, Beşar Esad’a muhabbet sergileyen bir CHP Genel Başkanı işte o malum milletvekilinden farklı bir yerde değildir.”
Bu sözlerden anladığımız şu; Başbakan Erdoğan, “Rumlara etnik temizlik yapıldı” söylemlerini şiddetle kınıyor, ardından Kılıçdaroğlu’nun İsrail’e sözcülük yapmasını eleştiriyor ve tüm bunları da bir “gizli ajandası” olmasına dayandırıyor.
Kendisi Daha Ağırını Söylemişti
Erdoğan’dan bu tespitleri duymak önemli. Ama ah bir de şu arşivler olmasa!..
Tarih 24 Mayıs 2009; Başbakan Erdoğan partisinin Düzce İl Kongresine katılır. O sırada gündemde, mayınlı arazilerin İsrail’e verilmesi vardır ve CHP bu arazilerin İsrail’e peşkeş çekildiğini iddia etmektedir. Çok öfkelenen Erdoğan, iddia ve eleştirilere şöyle cevap verir:
“Paranın dini, milleti, ırkı olmaz. Ama ne yazık ki, öyle olduğunu zannedenler var. Para cıva gibidir. Kendine uygun zemini nerde bulursa oraya doğru kaçar. Şimdi ülkemizde küresel sermaye yatırım yapmak istiyor. Bakıyorsunuz birileri çıkıyor, O Yahudi sermayesi olmaz, Yok arkadaş gelip ülkemde yatırım yapacak. 1 milyar dolarlık yatırım yapacak. İstemezük olmaz. Bu yatırımı yapınca burada İzak çalışmayacak ya Ahmet, ya Mehmet çalışacak. İşte işsizliği aşıyoruz. İstemezük. Bizim milletimizden değil siz bunu peşkeş çekiyorsunuz. Çünkü o George. Bak kardeşim o George olsun, gelsin yatırımını yapsın. Burada fabrikayı kurduğu zaman buradan gitse fabrikayı alıp da mı gidecek? Kim yanında istihdam edilecek Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma ya…”
Erdoğan, Yahudi sermayesine böyle canla, başla sahip çıktıktan sonra ne alaka ise sözlerini şöyle bağlar:
“Biz ülkemizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa her şeyin tedbirini alırız. Bu ülkenin vatan toprakları üzerinde yatırım yapan küresel sermaye, şu dinden bu dinden geldi diye eyvah Türkiye elden gidiyor demek bu kadar kolay mı? Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi.”
İşte bu son cümleler aynen bugünkü gibi büyük tartışmalara yol açar. Neyi ve hangi dönemi kastettiği sorgulanır. Meclis’te soru önergeleri verilir. MHP Lideri Bahçeli, “Bu sözler ecdadını aşağılamayı özgüven zanneden zihniyet çürümüşlüğünün ülkemizde hangi mevkilerde dolaştığını herkese göstermiştir. Başbakan bu sözleri ile ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyenlerle aynı noktada buluşmuştur” sözleriyle tepki gösterir. İstanbul’daki Rumlar, “tarihi bir adım” değerlendirmesini yapıp, Ruhban Okulu ve Rum vakıf malları gibi meselelerin halledilmesinin de beklendiğini açıklar.
Tartışma ülke sınırlarını aşar, özellikle Yunanistan’da büyük yankı bulur. Yunan Dışişleri, Erdoğan’ın sözlerini mercek altına almak için hafta sonu fazla mesaiyle, neyin kastedildiğini ve bir sonraki adımın ne olabileceğini araştırır. Yunan basını o sözleri manşetlere çıkarıp, “tarihi itiraf, tarihi pişmanlık” başlıkları atar. En çarpıcı analizi yapan Elefteros Tipos Gazetesi şunları yazar:
“Ve Türk Başbakanı aniden, sanki kendiliğinden anlaşılan birşeyden bahsedercesine ‘Türklük’ adına yapılan etnik temizlikleri ‘faşistlik’ ilân etti. Devamı gelir mi bir yana, tarihi bir açıklama sözkonusu. Türkiye’nin siyasi fay hattında ilk kez böyle birşey oluyor. Erdoğan, milli bir tabuyu kırıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun dayandırıldığı çivilerin bulunduğu noktaya parmak koyacak kadar kendini güçlü hissediyor.”
3 yıl önce “Cumhuriyetin çivileri parmaklanıyordu”, bugün sökülüyor!..
Yıllar önce bir reklâm vardı; “Yok aslında birbirimizden farkımız, ama biz Osmanlı Bankası’yız.” diye. İşte bu “gizli ajanda” meselesi de ona benziyor!..
Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…
Müyesser YILDIZ
17 Ocak 2013