İçeriğe geç

Durmak Yok… Zulme Devam… Serdar Öztürk’ün Tartısına El Kondu!..

Mustafa Balbay’ın tahliyesinin üzerinden 24 saat bile geçmeden bunu yazmak belki sevincimize gölge düşürecek, ama zulüm de acı gerçekler de orta yerde, gözümüzün önüne duruyor.

Gazi Üsteğmen, Avukat Serdar Öztürk Ergenekon komplosunu hazırlayan çetenin izini sürerken tutuklandı. 4.5 yıl hapis, ardından 25.5 yıl hüküm.

Öztürk’ün vücudunun yarısında şarapnel parçaları var. Üstüne Silivri’de ölüm riski olan uyku apnesi hastalığına yakalandı. Özel tedavi görmesi lâzım, o da sadece GATA’da mümkün. Aşağıda Avukatı Demet Reçber’in Ankara İnfaz Savcılığı’na verdiği son dilekçeyi noktasına, virgülüne dokunmadan aktaracağım. Öztürk ne hâlde, okuyunca anlayacaksınız.

Bundan önce şu dört hususa dikkat çekmek istiyorum:

Serdar Öztürk çocuklarına yakın olabilmek için Silivri’den Ankara Sincan Cezaevine geldi. L tipi cezaevinde yer yok gerekçesiyle Silivri’den daha ağır şartlarda olan F tipi hücreye kondu. Ve yalnız başına kalıyor. Yani bir gece uykuda nefesi kesilse…

Geçirdiği ameliyatlar nedeniyle ağır sporlar yapamayan Öztürk’ün kilosunun kontrol altında tutulması gerekiyor. Silivri’deyken kullandığı bazı spor malzemeleri, bir de tartısı vardı. Onları da Sincan’a getirdi ve ne oldu biliyor musunuz; Spor malzemeleriyle, tartısına dahi el kondu.

Öztürk’ün uyku apnesi olduğundan şüpheleniliyordu, ama tetkikler için tam 7 ay sonraya gün verildi. Sonuç Ergenekon Mahkemesi, Öztürk’ü 25.5 yıl hapis cezasına çarptırdıktan sonra çıktı, evet uyku apnesiydi. Raporu, tahliye talebiyle 13 Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkemenin, Öztürk’e verdiği red cevabı ve gerekçesini 17 Kasım’da yazmıştım. (https://www.facebook.com/notes/m%C3%BCyesser-y%C4%B1ld%C4%B1z/pkkya-zindanlar-bo%C5%9Falacak-s%C3%B6z%C3%BC-verilirken-a%C4%9F%C4%B1r-hasta-gaziye-cezaevinde-%C3%B6l-diyorl/664927696881571)

Öztürk’e, bir anlamda “Bizimle işin bitti, Yargıtay’ı bekle” diyen Mahkeme, aynı davadan hüküm giyen Mustafa Balbay için zorla da olsa toplanıp, tahliye kararı verdi. Doğru olan elbette Balbay kararı. İyi de Öztürk’e bu zulüm niye?

İşte Öztürk’ün Avukatı Demet Reçber’in birkaç gün önce eklerinde tüm sağlık raporlarıyla birlikte Ankara İnfaz Savcılığı’na verdiği o dilekçede anlattıkları:

“Müvekkilim (Avukat) Serdar Öztürk Silivri 1 Nolu Cezaevinde kalmaktayken, Sincan 1 ve 2 nolu L Tipi kapalı Ceza C.İ.K.larında yer olmadığı gerekçesi ile zorunlu olarak 03.12.2013 tarihinde 1 Nolu F Tipi kapalı C.İ.K.na nakledilmiştir. Müvekkilim (Avukat) Serdar Öztürk hakkındaki karar henüz Yargıtay tarafından onanmadığı için tutuklu konumundadır.

Müvekkilim (Avukat) Serdar Öztürk’e İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde Obstrüktif Uyku Apne Hipopne Sendromu teşhisi konulmuştur (Ek 1: İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinin 12.09.2013 tarihli rapor örneği). Bu rahatsızlık, kişinin uyurken kalbinin durması ve belli bir süre nefes alamaması demektir.

Bu teşhis müvekkilin, 11.11.2011 tarihinde acil olarak Silivri Devlet Hastanesi’ne sevk edildiğinde yapılan tetkiklerde; ‘hastanın oksijen seviyesi yüksek (havalı ortamda) bulunmasının’ önerilmesi üzerine, tam bir yıl sonra sevk edildiği Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde konulmuştur (Ek 2: Silivri Devlet Hastanesi’nin 11.11.2011 tarihli raporu).

Müvekkilimin 1994 yılında bir operasyonda mayına basmak sureti ile ağır yaralanmış ve bir hafta komada kaldıktan sonra iki yıl GATA’da yatarak tedavi görmüş ve bu süre içerisinde ortopedi servisinde sayısız ameliyat geçirmiştir. Bir gözünü tamamen, diğer gözünü ise 13,5 derece gözlükle görebilecek şekilde kaybetmiştir. Vücudunun pek çok yerinde halen çıkarılamayan şarapnel parçaları vardır. Bunlardan iki tanesi kafatasında ve beyine çok yakın bir noktada olduğu için bırakılmıştır (Ek 3: TSK sağlık raporu, Ek 4: Müvekkilin yaralandığı zamanki epikriz raporu).

Geçirdiği ameliyatlar nedeni ile ağır sporlar yapamayan müvekkilim şu anda 105 kilodur (Ek 5: Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Polisomnografi raporu). Mevcut sağlık sorununun tedavisi için müvekkilin spor yapabilmesi ve kilosunu kontrol altında tutması şarttır. Ancak Sincan 1 Nolu F Tipi K.C.İ. na giriş yaptığı zaman, spor yapmakta kullandığı malzemeler ve kilosunu ölçtüğü tartı dahi alınmıştır.

Sincan 1 Nolu F tipi Kapalı C.İ.K da kalan müvekkilimin, F tipi Kapalı C.İ.K.’nun fiziki şartları ve mevcut sağlık sorunları düşünüldüğünde, sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1.Öncelikle müvekkilin hakkındaki kararın Yargıtay tarafından da onanmadığı da değerlendirilerek, daha rahat hareket edebileceği ve uyku apnesi rahatsızlığı nedeni ile nefes alabileceği, spor yapabileceği L Tipi Kapalı C.İ.K.na nakledilmesini ve kendisine gerekli malzemelerin verilmesini,

2.Vücudundaki ağır yaralanmalar ve iki tanesi kafatasında olmak üzere değişik yerlerdeki şarapnel parçalarının verdiği rahatsızlıklar nedeni ile savaş cerrahisi bölümü bulunan tek hastane olan GATA’ya sevkinin yapılmasına karar verilmesini saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim.”

Son söz: Bugün Dünya İnsan Hakları Günü. En büyük, en önemli insan hakkı da yaşam hakkı. Ancak vücudunun yarısını Güneydoğu’da bırakmış bir Gazi olan Serdar Öztürk cezaevinde çürütülüyor. Oysa herşeyden önce hepimizin ona bir organ, bir can borcu var. Dilekçede de belirtildiği gibi, tedavisi sadece GATA’da mümkün. Acaba Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel en azından “yaşam hakkı” adına Öztürk’e sahip çıkıp, GATA’ya sevki için birşeyler yapamaz mı?

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

10 Aralık 2013

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/durmak-yok-zulme-devam-1212131200.html

Kategori:Uncategorized