İçeriğe geç

Ay: Aralık 2013

Erdoğan “Çete” Arıyorsa, Şunları Araştırsın!..

İstanbul merkezli yolsuzluk operasyonundan sonra bizzat Başbakan Erdoğan, “Devlet içinde bir çete var” dedi. Destekçisi gazeteciler ise “Yargı ve poliste bir cuntanın” yuvalandığını söylemeye başladı. Çete veya cunta!.. Varsa ve eğer gerçekten arıyorlarsa şunlara baksınlar: – Emekli Albay Levent Göktaş tutuklandığında İstanbul Emniyet’ine giden emekli Gazi Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk’ün…

Halkbank operasyonu işte bu yüzden yapıldı

Erdoğan medyası tek ses; İktidarın ciğerine pençe atan İstanbul’daki yolsuzluk operasyonunun arkasında MOSSAD’ın olduğunu, İran’la Halkbank üzerinden yürütülen ticari ilişkilere darbe vurulmak istendiğini yazıyor. Mümkündür. Amma velâkin bunun sorumlusu kim ve eğer öyleyse bu işin sonucu nereye varır? 2010’da Türkiye’ye dayatılan bir kanun hakkında şu yazıyı yazmıştım: HEPİMİZ “TERÖRİST” OLABİLİRİZ…

Şehidine “Kelle”, Gazisine “Terörist” Diyen İflah Olmaz!..

10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde Gazi Üsteğmen Serdar Öztürk’ün durumunu anlatıp, sonunda şöyle dedim: “Vücudunun yarısını Güneydoğu’da bırakmış bir Gazi olan Serdar Öztürk cezaevinde çürütülüyor. Oysa herşeyden önce hepimizin ona bir organ, bir can borcu var. Tedavisi sadece GATA’da mümkün. Acaba Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel en azından ‘yaşam hakkı’…

Bu fotoğraf AKP-Cemaat savaşının simgesi olacak

2009’de, “polisi rejimin teminatı” ilân etti… Gezi olaylarında “polisin destan yazdığını” söyledi, “Polisimizi yedirmem” dedi. Polisi ağır silahlarla donatmak için yasa üstüne yasa sevketti. Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, “Türkiye’nin polisin çalışmaları sayesinde demokratikleştiğini” açıkladı. Bir de ne görelim; Geçtik Türkiye’yi, dünyayı titreten Başbakan Erdoğan’ın gücü polis müdürleri veya valilere değil, ancak…

Devleti Yıkıyorlar!..

Sevgili Nihat Genç yaşanan kanlı Ankara, Çankaya, hasılı iktidar savaşları için “Devlet ikiye bölündü” demiş. Maalesef, devlet ikiye, üçe, beşe, hatta 36’ya bölüneli çok oldu. Şu anda olan ise devletin çatır çatır yıkılmasıdır. Sevgili Nihat Genç, “Devlet ikilik kaldırmaz, durum çok vahimdir” demiş. Silivri’de 7 ay neyle suçlandığımızı bilmeden bekledikten…

Karadayı İlk Kez Konuştu: “Bunu İşgâlciler Bile Yapmadı”

28 Şubat davasında topyukûn karargâhı yargılanan, kendisi de 1 numaralı sanık olan Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı hep sustu. Kanser tedavisi gördüğü için duruşmalara katılamayan Karadayı’nın ne söyleyeceği, nasıl savunma yapacağı merak ediliyordu. Silah arkadaşları bile Savcılıkta verdiği ifadede, “BÇG’ye hatırlamıyorum” dediği ve kendilerine sahip çıkmadığı için Karadayı’ya öfkeliydi.…

Mansur Yavaş’ın CHP adaylığında son durum ne

Kemal Kılıçdaroğlu ve Mansur Yavaş dün yemekte buluşup, tokalaşacaktı. Ancak Kılıçdaroğlu’nun Danışmanı Şükrü Karaca’nın erken Tweet’i ortalığı karıştırınca kriz çıktı. Yemek iptal edildi. Aykırı sesler ve zamansız çıkışların engellenmesi konusunda mutabakata varıldı. Karaca istifa etti. Karaca’nın Tweet’ine tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’yle temas kuruldu, yanlış anlamalar giderildi. Yani…

Bir Frankeştayn mıydı, Günah Keçisi mi? İşte Teoman Koman ve “Sırları”…

1 Daha toprağa verilmeden, rahmet dilenmeden ne kadar karanlık bir adam olduğu yazılıp, çizildi. Neler yapmamıştı ki; Menderes’i tokatlamadan Meclis’e posta koymaya, 12 Eylül döneminde gençleri işkence yapmadan camileri yıktırmaya karşımızda adeta bir Frankeştayn vardı. Söylentilerin söylene söylene gerçekmiş gibi kabul edilmesi, “günah keçileri” yaratılması ülkemizin kadim kaderi gibi. Baksanıza…

Anne Ben Geldim… Oğlum, Yavrum…

“Bu buluşmaya yürek dayanmaz” demiştim Engin Alan ve yoğun bakımdaki annesi Ayşe Alan’ın belki de son görüşmesi için. Gerçekten yürek dayanmazmış!.. Yaşadım, gördüm, iliklerime kadar hissettim. Engin Alan gibi bir evlâdı, bir komutanı yetiştirip, devlete teslim eden Ayşe Ana, ömrünün son deminde oğlunun aynı devlet tarafından “terörist” olarak zindana konduğunu…

O hücrede şimdi kim kalıyor biliyor musunuz

“Sabah akşam sadece sayımlar için açılır, üzerinize kapanır. Kapının üstündeki 30’a 15 santimlik delikten de yemek verilir. Yırtıcı hayvanmışsınız gibi. Kabul edilemez bir şey. İşte bu yaşananların unutulmaması için, şimdi hukuk fakültesinin bahçesine bire bir aynısını inşa ettiriyorum. Orada hukuk okuyan öğrenciler, binanın içindeki mahkeme salonunda ders görecekler, sonra cezaevini…